1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Ziyaret edilen bakandan senet alınsa bari!

“Bakan ziyaretleri” diye bir şey var.
Genelde iktidar partisinin milletvekilleri, Belediye Başkanları, il ve İlçe başkanları tarafından sıkça yapılan, zaman zaman da Oda başkanlarının yaptğı bir şey bu “Bakan ziyaretleri”
Olay şöyle işliyor.
önce bakandan bir randevu alınır...
Ardından ziyaret edilen bakan ile bir fotoğraf çektirilir.
En son olarak da, ziyaret sırasında  bakan ile çekilen fotoğraf “Eskişehir'in sorunları bakana iletildi.” ya da “Ziyaret edip şehrin sorununu aktardığımız bakan, bu sorunun giderilmesi için gereken neyse yapılacağı müjdesini verdi” diye basına servis edilir.
***
O yüzden...
Gazetelerin en çok yazdığı, siz okurların da en çok okuduğu haberlerin başında gelir sözünü ettiğimiz bakan ziyaretleri.
Doğrusunu söylemek gerekirse hiçbir işe yaramaz bu ziyaretler...
Milletvekili, Belediye Başkanı, il başkanı ve Oda başkanları için, kamuoyuna “çalışıyor. Koşturuyor.Şehrin sorunları için uğraşıyor.”, algısını yaratmaktan başka bir şey değildir aslında.
***
Ziyaret edilen bakan, kendisine aktarılan şehrin sorunu ile ilgileniyor görünmek için pür dikkat kesilir!
“Haklısının. Bu sorunu halletmemiz lazım” diyerek önündeki kağıda aktarılan bilgilerin notunu alır.
Olmadı, sorunla samimi olarak ilgilendiğini ispat için  sekreterine ilgili bakanlık yöneticisini bağlatarak “Bu işi halledin” talimatını bile verir.
Ziyaret bitip, ziyaretçi uğurlandıktan sonra bakan anlatılan sorunu anında unutur.
Not aldığı kağıt sümenin altında bir yere sıkıştırılır.
“Bu sorunu halledin” talimatı alan bakanlık yöneticisi de işleyişin tiyatrodan ibaret olduğunu bildiği için sorunun ne olduğunu bile hatırlamaz.
***
Velhasıl, bakan ziyaretlerinin sorun çözdüğü pek rastlanan bir durum değildir.
örnek vermek gerekirse, Eskişehir'in ilçe yollarının yapılması için defalarca bakan ziyareti yapılmasına, yapılan her ziyarette bakanın takip edeceğini ve en kısa zamanda yapılacağı sözü verilmesine rağmen, bu yollar hala yapılmamıştır.
Halbuki...
Her bakan ziyaretinde 10 km yol yapılmış olsaydı, Eskişehir'in şu anda ilçe yolları çoktan tamamlanmış olurdu.
***
Tüm bunlardan sonra diyeceğimiz o ki; işe yaramadığı dealarca kanıtlanmış olan şu Bakan zişyaretlerine artık bir son verilmeli.
İlla ki bakan ziyaretleri yapılacaksa da, artık bu konuda basına servis yapılmalı.
Zira...
Her ne kadar birileri sürekli “Bakan Ziyareti” yapmaktan bıkmamış olsa da, Medya “Bakan ziyareti” yazmaktan, okuyucu ise “Bakan ziyareti” haberlerinden bıktı.


.....


Bir asır geçmiş ama
kafa aynı kafa!


1800’lü yılların sonlarına doğru Pasteur isimli bilim adamı Fransa’da Kuduz aşısını bulur.
Bunu öğrenen 2’nci Abdülhamit bir heyet görevlendirerek, “Gidin. öğrenin. Gelin ve Burada uygulayın” talimatını verir.
Heyet Fransa’ya gider.
Pasteur’u bulurlar.
Padişahın kendisine hediye gönderdiği Mecidiye nişanı ile 10 Bin Frank’ı kendisine takdim ederler.
Heyet 1 yıl boyunca, bulunan Kuduz aşısıyla ilgili her detayı Pasteur’dan öğrenir.
Bir yıl sonra ülkeye dönen heyet 1887 yılında Kuduz Enstitüsünü kurar.
üç yıl sonra da bu Enstitüde Kuduz aşısı üretilmeye başlanır.
***
Aşının üretilmesi basit bir anlatımla şu şekildedir.
Kuduz mikrobu İneklere enjekte ediliyor. Daha sonra İneklerin kanında oluşan antikorlar alınıyor ve aşı haline getirilerek insanlara vuruluyordur.
Bu duyulunca ahali ayaklanır.
-“Devlet bizi İneğe çevirecek” diye bir söylenti yayılır.
Söylenti kısa süre içinde öylesine etkili olur ki, herkes buna inanır.
Hatta…
Gazetelerde, duvarlarda yarı insan yarı inek resimleri falan çıkmaya başlar.
İnek olmak istemediklerini belirten insanlar, bu söylentinin etkisiyle aşı olmamaya direnir.
Sırf bu yüzden yüzlerce, binlerce insan göz göre göre kudurarak ölür.
***

Anlattığımız olayın üzerinden tam 133 yıl geçmiş…
Bugün bakıyoruz, toplumun bir bölümünde,  aşı ile ilgili bakış açısında hiçbir değişiklik yok.
O yıllarda “Bizi ineğe dönüştürecekler” diye aşıya karşı çıkanlar, aradan geçen bir asra rağmen bugün “Bize çip takacaklar” diyor!


.....


Tedavi öncelikleri olmasın!


Henüz Türkiye'ye gelmiş değil ama gündemda Aşı var.
Aşının biran önce gelmesini ve gelen aşıyı vurdurmayı bekleyenler olduğu gibi, aşı olmak istemeyen, aşı karşıtı olan insanların sayısı da bir hayli fazla.
Aşı karşıtlarını, aşıya karşı oldukları için elbette yargılayacak halimiz yok.
Neticede kendilerine göre sahip oldukları bir düşünce var.
Ancak...
Bir dostumuz sohbet sırasında ilginç bir yorumda bulundu...
- “Aşı olmak istemeyenler ve olmayacaklar, aşı olanların da yaşamını tehlikeye sokacak. Bunu bilim insanları da dile getiriyor. Bu insanlar madem aşı olmayacak, o halde,  ileride bu hastalığa yakalandıklarında tedavi öncelikleri kesinlikle olmamalı. Hatta bana kalırsa, bu insanlara hasta olduklarında  “madem sen aşıya inanmıyorsun, o halde git başının çarwesine bak! Kendini nasıl iyileştiriyorsan öyle iyileştir' denilmeli” dedi.
önerisinin radikal ve gayrı insani olduğunu söylesek de “Tamamen haksız da sayılmazsın ama” diye bir saptamada bulunmadan da edemedik...


.....


BİRAZDA GüLMEK LAZIM


Kızın biri bir gün yeni aldığı bisikletiyle okula geliyor ve okulun bahçesindeki bisiklet parkına henüz kilit almadığı için öylece bırakıyor..Derslerin bitiminde okul çıkışı bisikletinin yerinde olmadığını görüyor ve çok sinirleniyor ertesi gün sabah okula geldiğinde bisikletini üzerinde bir notla bir gün önce bıraktığı yerde buluyor üzerindeki notta:
”çok özür dilerim ama bisikletine gerçekten çok ihtiyacım vardı aldıktan 2 saat sonra geri getirdim ama sanırım çıkışına yetişemedim çok üzgünüm anlayışın için teşekkürler”
Kız doğruca bir bisikletçiye gidiyor ve 5 tane kilit alarak okula dönüyor..bisikleti iyice kilitleyip 5 farklı anahtarla derse giriyor ve olayı arkadaşlarına anlatıyor..
Ders bitimi okul çıkışında 5 kilit taktığını anlattığı arkadaşlarıyla beraber bisikletini almaya gittiğinde şok oluyor..bisikletin üzerinde 10 kilit ve birde not var..
”Eğer acil ihtiyacım olduğu halde ben kullanamayacaksam, sen hiç kullanamayacaksın!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi