Felaket bir yılı geride bırakıyoruz.
Bir daha hatırlamak bile istemediğimiz, bir daha yaşamak bile istemediğimiz ve bir daha bir benzerinin olmasına dahi tahammül edemeyeceğimiz bir yılın sonuna geldik.
Yaşadığımız salgın nedeniyle 2020 yılına ilişkin olumlu anlamda söyleyebileceğimiz tek bir şey bile yok.
100 yılda bir yaşanan salgının kabusa çevirdiği bir yılı geride bırakırken insan ister istemez “Hiç olmazsa geride bıraktığımız koca yıl içinde birkaç olumlu olay yaşasaydık da, o birkaç olumlu olay ile teselli bulsaydık” diye düşünüyor...
örneğin Eskişehir'de...
Yıllardır söz verilen ama yapılmayan bir alternatif çevre yolu için vurulacak ilk kazma bu teselliyi verirdi sanki.
Yıllardır tamamlanacağı söylenen, yarım ya da hiç başlanılmamış ilçe yollarının tamamlanması da az çok tesellimiz olurdu.
Alpu'da yapılması planlanan ve 7-8 kez ihaleleri ertelenmesine rağmen hala yapılmasından vazgeçilmeyen Kömürlü Termik Santral için hükümetten gelecek “Tamam. Yapmayacağız” haberi belki de tesellinin en büyüğü olurdu.
Eskişehir'in demiryolu ile limana bağlanacağı haberi örneğin, bu denli kötü geçen bir yılın içinde ne güzel bir haber olurdu değil mi?
2019 yılı için söz verilen ama tutulmayan, “Belki 2020 yılında yapılır” diye umut ettiğimiz “Türk Dünyası Eğitim Başkenti” ilaç gibi gelmez miydi?
Defalarca söz verildiği üzere Eskişehir'in bir “Bilişim Kenti”, bir “Termal Kenti” olması adına yıl içinde  atılacak ilk adımlar ne de güzel olurdu ama...
Olmadı tabii bunlar.
Olmadığı için teselli de bulamadık kabuslarla geçirdiğimiz 2020 yılında.
Olsun! Umut fakirin ekmeği!
önce şu salgın belası 2021 yılında  bir yok olup gitsin
Sıra bu söylediklerimize de gelir herhalde!

Not- Şunu da belirtelim ki haksızlık etmiş olmayalım.
Millet Bahçesinin tamamlanıp, hizmete açılması, TEİ'nin ilk yerli Helikopter motorunu tamamlaması ve yılın son güni Kırka'da Lityum tesislerinin açılması bir “Eh” dedirtmedi değil. Bunlar da olmasaydı 2020 yılı Eskişehir açısından karabasan ile geçen bir yıl olacaktı.

....

İyi gidiyoruz aman nazar değmesin!

Şimdi diyeceksiniz ki “Bu kadar olumsuz haberin yaşandığı bir yılda hiç mi iyi haber olmaz”
Var elbette.
Hem de umut veren bir haber.
Hatırlayacaksınız Eskişehir'de salkın bir ara pik yaptı.
Sağlık bakanı bile Eskişehir'deki vaka ve hasta sayısındaki artışın korkutan boyutlara ulaştığını söyledi.
O süreçte Eskişehir'deki vaka sayıları 1200 leri aşmış, hastanelerin yoğun bakım servislerinde yer kalmamış, cep telefonları plazma arayan mesajlardan geçilmez olmuştu.
Bereket uzun sürmedi bu süreç.
Geçtiğimiz aylar içinde vaka sayıları 240'lara kadar düştü Eskişehir'de.
Buna bağlı olarak da yoğun bakım hasta ve ölüm sayıları da yarı yarıya azaldı.
Dün aldığımız haber bir hayli sevindiriciydi Eskişehir açısından.
Zira, Eskişehir'deki vaka sayısının 100 ila 120 arasında seyir ettiğini gösteriyordu rakamlar.
Buna bağlı olarak da ağır hasta sayısının bir hayli azaldığını, iyileşen sayısında da müthiş bir artışa işaret ediyordu.
Eskişehir'de yeni yıla böylesine iyi rakamlarla girmek müthiş.
Umarız yeni yıl Eskişehir açısından bu rakamların da olmadığı bir yıl olur...
Tüm Eskişehir halkına yeni yılda, hiçbir vakanın ve hastanın olmadığı, salgının tamamen ortadan kalktığı bir yıl diliyorum...

....

Nerden bilebilirdik ki
beterin de beteri olacağını...

Arşivdeki yazılarımız arasında denk geldi.
2018 yılının son gününde, geride bıraktığımız yılı değerlendirip, 2019 yılı ile ilgili tahminlerden oluşan  bir yazı kaleme almışız.
Yazıda;
“Ne yazık ki güzel ve umut dolu bir yeni yıl beklemiyor bizleri.
Gireceğimiz yeni 2019 yılı;
-İşsizlik artabilir, işten çıkartmalar çoğalabilir.
-Piyasalardaki daralma can yakabilir.
-İflaslar birbiri ardına gelebilir.
-Dış piyasalardaki gelişmeler TL’deki değer kaybına neden olabilir.
-Yoksulluk daha da artabilir.
-Hayat pahalılığı insanları canından bezdirebilir.” demişiz önce...
Ardından da;
- “Yeni gireceğimiz 2019 yılı böyle olacaksa, 2019'u atlayıp doğrudan 2020 yılına mı girsek acaba?” diye bitirmişiz yazıyı.
Ne bilelim 2020 yılının kâbusla geçeceğini!
Nereden bilelim beterin de beteri olacağını!
Yukarıdaki tüm olumsuzlukları görmemize rağmen iyi ki de yaşamışız 2019 yılını...
Baksanıza?
Hiç olmazsa koca 2019 yılı boyunca cadde ve sokaklarda özgürce gezebildik, seyahate çıkıp, tatile gidebildik, hatta  oturup bir yerlere çay-kahve içebildik.
O yüzden...
Yeni yıla girerken bir daha asla geçmiş yılı kötülememe kararı aldık.
Belli mi olur!
Hiç temenni etmeyiz ama kaderde belki de  bu günleri bile aramak vardır...

....

BİRAZDA GüLMEK LAZIM

çobanın birisi, kurtlara karşı kahramanlık gösteren köpeğine bir koyun bağışlamış. Olacak ya, o günlerde köpek ölmüş, fakat çoban sözünden dönmemiş. Köpeğe adanan koyun ise habire doğurmuş da doğurmuş, olmuş ayrı bir sürü. çoban bunları ne yapacağını bilememiş. En sonunda mahallin hakimine gitmiş, bu köpeğin mirasının kime kalacağını sormuş.
O da allem etmiş, kallem etmiş, kitabları karıştırmış; sonra da mirasın kendisine kalacağını söylemiş. Büyük bir yükten kurtulan çoban derin bir nefes alıp ferahlamış, “hemen sabahleyin köpeğin koyunlarını sizin eve getireceğim” demiş.
Adam tam kapıdan çıkacağı zaman aklına bir şey takılmış, geriye dönerek sormuş:
“Hakim bey, Ben bu sürüyü size getireceğim getirmesine de, aklıma takıldı; sen bizim köpeğin nesi oluyorsun?”