1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Merak ettik şimdi!

Bundan bir süre önce Eskişehir’in demografik ve siyasi yapısı ile ilgili hazırlanmış bir rapor tesadüfen geçmişti elimize…
Anladığımız kadarıyla bir ekip Eskişehir’e gelmiş ve sahada bir çalışma gerçekleştirmiş…
üzerinde niçin ve kime özel yapıldığı yazmasa da, muhtemelen AK parti adına ve profesyonel bir şirkete hazırlatıldığı anlaşılan bu raporun bir bölümünde şu tespitler yer alıyordu:

-Eskişehir halkı yaşam kalitesinden memnundur…
-Hizmetlerden memnuniyet oranı yüksektir…
-Hizmetler mevcut belediye başkanıyla özdeşleşmiştir…
-Mevcut belediye başkanı şehir lideri olarak kabul edilmektedir…
-Hükümetin yaptığı çalışmalar ve yatırımlar dahi mevcut başkanla ilişkilendirilmektedir…
-Klasik solcu ve CHP’li olmadığı için sağ seçmenden rahatlıkla destek ve oy alabilmektedir.
-Şehirde mevcut başkan için var gücüyle çalışan ve propaganda yapan sol gruplar vardır…
-Şehirde yaşayan her kesimin hayranlığına sahiptir.
-Mevcut başkanın yaptığı her faaliyetin büyük hizmet olarak pekişmesinde bunun büyük faydası olmaktadır…
-Halkın en çok şikayet ettiği trafik ve ulaşım sorunları kendisi için siyasi olarak riskli değildir…
-Aksine “şehri otomobiller için değil yayalar için dizayn ettiğine” yönelik bir çerçeveye sokması avantaj yaratmaktadır…
-Şehre bundan sonra yapabileceği pek de bir şey kalmadığına inanılsa bile bu inancı taşıyanların beraberinde  “Bu ülkede bu kadarı bile çok” düşüncesini de taşıdıkları var olan bir durumdur.
-Büyükşehir belediye başkanı, Eskişehirlilerin bugün için şehirlerinden gurur duyabilmelerini sağlayan ne varsa hepsinin müellifi gibi algılanmaktadır.
-Bu yüzden Büyükerşen’e zarar verecek, onu zor duruma düşürecek siyasi girişimler geri tepecektir.
-Kendisine yönelik bu anlamdaki her saldırı, süreç içinde arkasında gevşemeye başlamış desteği tahkim edecektir.
-Karşısına onun muadili, onun yaptığını yapacak birinin çıkması inandırıcı olmaz.
-Farklı bir kulvar açılmadığı sürece, kaşıdığı özellikleri nedeniyle, kendi kulvarlarında, kendisini geçebilecek isim pek yoktur…
Anlaşılacağı üzere birileri Eskişehir ile ilgili bir durum tespiti istemiş, bu istek doğrultusunda yapılan çalışmalar sonucunda da böyle bir rapor kaleme alınmış.
Hazırlanan söz konusu bu raporun, bu tespitler çerçevesinde neler yapılması, ne gibi önlemler alınması ve nasıl bir strateji izlenmesi gerektiğine yönelik bölümleri de mutlaka vardır diye düşünüyoruz…
Bilemiyoruz… Belki de soktur ve sadece bu tespitlerden ibarettir…
Ancak…
Devamı varsa ve bu devamında da, nasıl bir mücadele ortaya konulabileceği belirtiliyorsa, doğrusu çok merak ettik…


.....


 


İttifak üç bilinmeyenli denklemdir…


önümüzdeki mahalli seçimler “ittifaklı seçimler” olarak anılacak…
AK Parti MHP ile CHP İyi Parti ile ittifak halinde seçimlere giriyor…
İttifak partiler arasında bir protokol olmasına rağmen herhangi bir matematik içermiyor.
Şöyle ki…
Partiler tepede ittifak yapsa da aynı ittifak tabanda olmayabiliyor…
Partiler ittifakı bozsa da tabanda aynı ittifak devam edebiliyor.
Ya da…
İttifak’ın İ’si dahi konuşulmadığı bir ortamda parti seçmenleri kendiliğinden bir ittifak içinde olabiliyor…
Bu söylediğimiz olasılıkların her birine şahit olmuşluğumuz var…
Geçmişte CHP ile DSP ittifak ile seçime girdi, sandıktan 2 partinin toplam oyu çıkmadı.
Aynı şekilde SP ile BBP’nin ittifakı da aynı şekilde sonuçlandı.
öte yandan…
Ortada ittifak falan yokken, CHP seçmeni MHP’ye ciddi oranda oy verdi…
Yukarıda da söyledik…
Bu seçim ittifaklarla girilen bir seçim olacak…
Ancak…
İttifaklara çok da güvenilmesin…
Zira…
İttifakların matematiği falan yok…


.....


 


Herkes için bir anlamı olacak bu seçimlerin…


-Partilerde, çok istemesine rağmen listeye giremeyen olacak mı?
Elbette olacak…
-Listeye girip de, yerini beğenmeyen olacak mı?.
O da olacak mutlaka...
-Listelerde hiç de haz etmediği birilerini görüp, kendi partisine içten içe sinir olan çıkacak mı?
Elbette olacak...
-Belediye’ye işi düşüp de, yapılması gereken bir işi yapılmayan var mı?
Hem de bir hayli insan var.
-Belediye uygulamalarından dolayı haksızlığa ve mağduriyete uğradığını düşünen var mı?
O kadar çok ki…
-Evi istimlâk edilen deseniz, var.
-Arsası, imar planında yeşil alan haline getirilen deseniz, o da var.
-Ruhsat alamayan, almakta sıkıntı çeken o kadar çok kişi var ki…
-İşyeri mühürlenen, ceza yiyen tonlarca insan var.
-Vergi denetimine tabi tutulup, huzursuz olan çok sayıda işyeri sahibi mevcut.
-Partili olmasına rağmen, partinin adayından nefret eden bir sürü insan var.
-Desteklediği partinin adayı ile geçmişte kanlı bıçaklı olan insanlar da yok değil hani.
-Sırf, düğünü ve cenazesine gelmediği için partisinin adayına oy vermeyecekler mevcut.
-Sırf düğünü ve cenazesine geldiği için başka partinin adayına oy verecekler var.
-"Zamanında şöyle bir işim düştü ama o hiç ilgilenmedi" deyip, partisinin adayına oy vermeyecekler bir hayli fazla.
-"Zamanında şöyle bir işim düştü, ayrı görüşten olmamıza rağmen işimi halletti" deyip, sevmediği partinin adayına oy verecekler de mevcut.
-"Bu güne kadar benden alışveriş yapmadı" diye, sürekli oy verdiği partiye bu kez oy vermeyecekler var.
-"Hep benden alışveriş yapar" diye, hiç oy vermediği bir partiye oy verecekler de mevcut.
-"Partiyi seviyorum ama adayı bana ters" diye düşünen var örneğin.
-"Partisi yaramaz ama adayı iyi" diye düşünen de olacak.
Netice olarak…
Artık sayılı ayların kaldığı Mahalli seçimler hemen herkes için farklı anlamlar içeriyor.
Kimi partilerin, kimi ise adayların ön planda olduğu bir seçim gözüyle bakıyor mahalli seçimlere.
Kimi bir düzenin sona ermesi, kimi ise aynı düzenin devamı için önemli görüyor seçimleri.
Bazıları yeni bir dönem başlangıcı olması açısından önemsiyor, bazıları da aynı dönemin devam etmesi için önem veriyor seçimlere.
Ancak…
Yukarıda örneğini verdiğimiz ve sayıları da alt alta topladığınızda bir hayli fazla olan seçmenler için bu mahalli seçimler adeta bir intikam alma, hesaplaşma günü olarak bekleniyor.

Kısacası…
Bazıları bu mahalli seçimlere "borç ödeme" gözü ile bakıyor.
Bazıları da intikam ve hesaplaşma gününe endekslemiş aynı seçimleri.


.....


 


Biraz da gülmek lazım


üç arkadaş, üçü de birbirinin canı. Tek sorun yaşlarının artık fazlaca kemale erip, eşlerinin pek de... genç olması. Günlerden bir gün biri diğerlerine:
- Beyler benim keyfim çok kaçık. Karım beni aldatıyor galiba. üstelik de bir marangozla.
- Olmaz öyle şey, sen içini ferah tut, bizimkiler aldatmaaz... Ama nerden anladın?
- Karyolanın altında hep tahta talaşları görüyorum.
Derken ikincisi de karısından kuşkulanmaya başlar. Onun takıntısı da bir boyacı. Kuşkularının ana sebebi de karyolanın çevresindeki farklı renklerdeki çizikler ve üstüne üstlük bulunan iki adet fırça kılı.
Aradan zaman geçer ve nihayet üçüncüsü utana sıkıla derdini döker ortaya.
- Arkadaşlar benim derdim hepinizden büyük, üstelik tam bir felaket. Karım beni aylardır bir at ile aldatıyor.

Diğerleri:
- Saçmalama lan olmaz öyle şey!
- Nasıl olmaz? Ne zaman karyolanın altına baksam hep aynı jokeyi görüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi