7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

Eğitimci Soner Çam ile bir sohbet gerçekleştirdik:"NLP POPÜLER BİR BİLİMDİR"

SONER çAM öZGEçMİŞ

01 Mayıs 1963 Emirdağ- çiftlik Köyünde doğdu. Anadolu üniversitesi İşletme veAçıköğretim Fakültesi Sosyal Bilimler Bölümlerinden mezun oldu.
Uluslararası NLP Trainer (Eğitimcinin eğitimi) sertifikasına sahibi olarak 20 yıllık eğitim kariyeri vardır.
2001 yılında kurulan Mega Patent Marka  Endüstri Hizmetleri Danışmanlığı ve Eğitim İnş. Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin (Mega Patent&Yönetim Danışmanlığı)  ve Eğitim Kalite Merkezi kurucusu olup ve şirket müdürlüğü görevini sürdürmektedir.
Evli ve 4 çocuk babasıdır


 


Sohbet:



Soner Bey, NLP Pratisyen, NLP Master eğitimleri ve iletişim, pazarlama, zaman yönetimi, müşteri memnuniyeti, kişisel gelişim gibi pek çok konuda eğitim vermektesiniz. 20 yıllık bir eğitim kariyeriniz var. Bu alanlarla ilgili bilgi verir misiniz?

20 yıllık eğitim kariyerimde; Anadolu üniversitesi İşletme Bölümünü bitirdim. Daha sonra Açıköğretim Fakültesi Sosyal Bilimler Bölümü ön Lisans (2 yıl) mezun oldum. Uluslararası NLP Trainer (Eğitimcinin eğitimi) sertifikasına sahibim,OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi başdenetçilik, TS EN ISO 22000 başdenetçilik, ISO 14001 çevre Yönetim Sistemi başdenetçisi ve ISO 9001 Kalite Yönetim sistemi başdenetçisiyim.
NLP nedir?, onu açıklayalım; NLP İngilizce bir kavram (NeuroLinguistic Programming – Sinir Dili Programlama, NLP, yaşamımızda üzerinde düşünmeden, otomatik olarak gerçekleştirmiş olduğumuz algılama, düşünme ve davranış süreçlerini, bilinçli hale getirme ve geliştirmede üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda, zihnin işleyişi ile ilgili, yetmişli yılların sonlarına doğru  geliştirilmiş bir model ve metodolojidir.
Bireysel kabiliyet ve becerilerin açığa çıkarılıp pekiştirilmesinde kullanılan NLP, düşünce, duygu, ve davranış kalıplarını şuurlu  hale getirip nokta hedef odaklı ve yapıcı bir şekilde geliştirmede kullanılan bir dizi yöntemler sunar.
NLP'nin altyapısını, insanların çevrelerini nasıl algılayıp ne şekilde tepki gösterdikleri, nasıl iletişim kurdukları ve davranış kalıpları üzerinde yapılan araştırmalar oluşturur.
NLP de bu tür araştırmalar özellikle kendi alanlarında çok başarılı olmuş insanların stratejileri üzerinde yoğunlaştırılmıştır. NLP’nin çıkış amacı Ali başarılı olabiliyorken, Veli niçin başarısız” oluyor diye araştırmalar sonucu çıkan bir popüler bilimdir.
NLP: NeuroLinguistic Programming
Neuroile; insanların görme,( görsel) işitme,( işitsel) hissetme, koklama ve tatma duyuları (dokunsal-kinestitik)  ve bu duyuların yönetildiği beyin ve sinir sistemi vurgulanır.

Türk Eğitim Sistemi son yıllarda deneme tahtasına döndürüldü.Yap-boz şeklinde yapılan bu uygulamalar reform adı altında sunulmaktadır. Eğitimde sonu gelmez bir deneme-sınama-yanılma süreci yaşıyoruz.Siz  bu konuya nasıl bakıyorsunuz? Analitik bir değerlendirme yapar mısınız?

Türk Eğitim Sistemi son yıllarda deneme tahtasına döndürüldü, çok haklısınz.Atama yönetmelikleri değiştirildi. Atamalarda ehil ve liyakatli olma esası rafa kaldırıldı. Mevki ve makama atamanın tek şartı yandaş olmak yeterli görüldü. Müfredat ve sınav sistemi değiştirildi. Başarılı okul türleri kapatıldı. Her bakan eğitimde reform yaptığını söyledi. Her bakan bir önceki uygulamayı değiştirdi. Sonunda gelinen nokta , en yetkili ağızlardan dökülen şu cümle oldu: ‘’Eğitimde başarısız olduk.’’
Herşeyden önce, şu an,Türk Eğitim Sisteminde ezbere dayalı x sol küreye yönelik bir müfredat uygulanmaktadır.buuygulamdan derhal vazgeçilmelidir.
    Şimdi şu sonuca bir bakalım: 01 Ağustos 2018 tarihinde açıklanan üniversite sınav sonuçlarına göre 1 milyon 877 bin 568 adayın ortalama doğru cevap sayıları:
Matematik 40 soruda ortalama    : 3.923
Fizik 14 soruda                 : 0.467
Kimya13 soruda                 : 1.109
Biyoloji 13 soruda            : 1.669

Bu sonuçlara bakarak, ülkemizin geleceğinin güzel olacağı hayâline hiç kimse kapılmamalıdır. Bunları düzeltmek idealist kadro, milli bakış açısı olması gerekmektedir. Yoksa yap-boz uygulamalarla kuşaklar heba edilecektir.
Siz dünya eğitim sistemlerini de yakından takip etmektesiniz. Bu açıdan gelişmiş ülkelerdeki eğitim sistemleriyle bir karşılaştırma yapar mısınız?
 Gelişmiş ülkelerdeki eğitim; milli, bilimsel, laik, çağdaş, demokrat, karma, hayat boyu olma özellikleriyle başarılı olmuşlardır. Eğitim, geçmişten gekeceğe milli kültürü yaşatmak esasına dayanır. Şimdi biz, bu ölçütlere bakarak kendi sistemimizi sorgulayalım. Saydığımız özelliklerin hiçbirini gerçekleştirdiğimiz söylenemez.
Gelişmiş ülkelerin eğitim sisteminde okuma becerileri, bilim ve matematik okur yazarlığı kadar sosyal bilimler, görsel sanatlar, spor ve pratik bilgi ve uygulamaların kazandırılmasına özen gösterilir.
   İleri ülkeler, insan yetiştirmenin özel bir uzmanlık gerektirdiğine inanarak eğitimcilerini itinayla seçerler ve yetiştirirler.Eğitimin pahalı olduğunu düşünmezler, çünkü, cehaletin bedeli çok daha ağırdır.İyi eğitim iyi ekonomiyi de getirecektir.Kötü uygun olarak göremez. Hayat felsefesini geniş bir açıdan gören milletlerin egemenliği ve boyunduruğu altına girmeye mahkumdur.Kötü öğretmen, kötü öğrenci, kötü veli yoktur; kötü eğitim sistemi vardır.
En büyük savaş, cahilliğe karşı yapılan savaştır.

Gerçekleştirdiğiniz eğitim etkinlikleri hakkında bilgi verir misiniz?

Bizim gerçekleştirdiğimiz eğitim etkinlikleri; bireysel ve kurumsal gelişim eğitimleri, kişiye özel NLP pratisyen, NLP Master ve NLP trainer eğitimleri, ISO 9001:2015 Toplam Kalite Yönetim Sistemi, ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti, ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 14001:2015 çevre Yönetim Sistemi , OHSAS 18001 iş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 13485 Tıbbi Kalite Yönetim Sistemi, CE eğitimi, NLP Farkındalık, Liderlik, Zaman Yönetimi, İletişim, Beden Dili, İnsanı ve Kendini Tanıma Sanatı, vb. eğitimleri resmi kurum, kuruluşlar, özel sektör ve kişiye özel eğitimlerin yanı sıra üniversitelerde eğitimler vermekteyiz.

Türk insanının temel öğrenme sorunu nelerden kaynaklanmaktadır?
Türk insanının temel öğrenme sorunu; en başta aile de başlıyor.çocuklarda 7 yaşına kadar bilinçaltı vardır; bilinçüstüyoktur.Ebeveynlerin aynı ortam içinde  çocuklarındayanında negatif enerji yayan kavramlarla konuşmasını çocukların bilinçaltı sünger gibi emmektedir. Yapma, etme, sen beceriksizsin, geri zekalısın, vs. bu kavramlar ölünceye kadar hafızalarında kalarak kıyas yapmaktadır. özgüveni olmayan, utangaç, korkak  çocuklar, kıtlık bilinci üzerine yetiştirilmektedir.Hâl böyle olunca çocuklar hayâl kurmayı bilemiyorlar.ülkemiz insanların % 70’i dokunsal, bu tipteki kişiler, ağır kanlıdır, duygularıyla hareket ederler, yaparak öğrenirler, algılamaları geç olur, çok sessizdirler, bu kişilerle iletişim kurarken yakın temasta bulunmanız gerekir.

üLKEMİZİN TEMSİL SİSTEMLERİ VE YüZDESİ
1-DOKUNSAL ( KİNESTETİK )
ülkemizdeki oranı% 70
öZELLİKLERİ:Bugünü yaşayan, iş yapan, sorun çözen, kolaya kaçan, mevcut durumla yetinen, titiz, simetrik, güçlü sezgi.2-
2-İŞİTSEL İNSANLAR:
ülkemizdeki oranı% 25
öZELLİKLERİ:geçmişte yaşayan, planlayan, problemlere odaklanan, organizasyon yapan, güven arayan, iç girişimci,işleri doğru yapan.
3-GöRSEL:
ülkemizdeki oranı% 5
öZELLİKLERİ:Gelecekte yaşayan, sonuç odaklı, hayâlci, değişim ajanı, olan fırsatları gören, vizyon sahibi, genelde doğru işler yapan.
İNSAN BEYNİ
1-SOL LOB (KüRE)
Akılcı, analitik (mantıkçı pozitivizm), indirgeyici, dil ile ilgili ve görsel ve sözel işlevlerle ilgili faaliyetleri kontrol eder. Matematiksel düşünmek,maddi algılamak, mantıksal doğrulama,bütüncül  düşünememek, maddesel hedeflere erişmek adına insani değerleri yok saymak da bu lobun doğurduğu olumsuzluklarıdır.Konuşma beynin sol yarımkürenin işidir.
2-SAĞ LOB (KüRE)
Beynimizin sağ yarımküresinin yaratıcı, sezgisel, duygusal, işitsel ve kalıp halinde algılayıcı alanlarda baskın rol oynadığı ve sezgisel davranmaya zorlar. Sevgi fedakârlık ve sadakat gibi erdemli davranışları beynin bu lobu oluşturur.

Yenilikçilik-yenilenme anlamlarına gelen ve  farklı, değişik, yeni fikirler geliştirmek ve bunları uygulamak olarak tanımlayabileceğimiz inovasyonun eğitimde alanında kullanılması nasıl gerçekleştirilebilir?

Arge merkezli yenilikçi ve yaratıcı teknik eleman, nitelikli insan, ara kalifiye eleman, kısacası liyakat ehli, ehliyet sahibi insanların yetişmesi fizik,kimya matematik vs. gibi dallardaki eğitime çok önem verilmelidir. Düşünen insan istiyorsak, felsefe bilimine de çok önem verilmelidir. Felsefe ve din arasındaki uyumlu bir bağ olduğu görüşü irdelenmelidir. Bizim kültürümüzde “ akıl ön plandadır.Sıradan öğretmen, anlatır, iyi öğretmen açıklar, yetenekli öğretmen yapar ve gösterir, büyük öğretmen ilham kaynağı olur.Yetenekli ve büyük öğretmen insanların sağ lobuna hitap eder.Yetenekli öğretmen yaparak,yaşayarak öğreten; deneyen, düşündüren, sorgulayan gerçek hayatı okula getiren öğretmendir.Büyük öğretmen;sağ lobun etkisindeki insanın  duygusal ve ruhsal zekasına da hitap eder. Söylediklerini yaşar, usta çırak ilişkisine dayanan öğrenme eylemine müracaat eder.
Eğitim,sınavlara hazırlayacağız diye tamamen ezberci ve tekrara dayanan sol beyin ağırlıklı öğrenim yöntemine dönüştürülmüştür. Bu durum öğrenim ya da öğrenme değil, sadece kişilere verilen bilgilerin belleğe kaydedilmesidir. Bu kayıtlar inanılmaz hızla bellekten silinir, yahut öğrenciler bu kayıtlara ulaşamazlar.

Genç kuşaklar, davranış kategorisi olarak x y z nesli adı altında ayrılmaktadır. Bu nesillerin özellikleri nelerdir?  Eğitimde olumlu bir sonuca ulaşabilmek için nesilleri nasıl yönlendirebiliriz?

Dünya genelinde genç kuşaklar X, Y, Z kuşakları olarak adlandırılıyor. X kuşağı yeniliklere adapte olmaya çalışırken, bir yandan sabırla iş hayatlarında kademe atlıyor; Y kuşağı iş hayatında hemen yönetici olmayı, para harcamak için çalışmayı tercih ediyor, kendi görüşlerinden asla vazgeçmiyor; Z kuşağı ise artık sokakta birdirbir oynamıyor, bilgisayar başında sosyal ağlarla sosyalleşiyor…
 X ve y kuşaklarının öne çıkmış özelliklerini yararlı yönlere kanalize etmek zor olmakla beraber imkansız değildir. Bizim asıl uğraşmamız gereken z kuşağıdır. Zira geç olmakla birlikte henüz kaybedilmiş bir durum söz konusu değildir. Bu kuşak,2000 yılı ve sonrası doğanları kapsar. İnternet ve mobil teknolojileri kullanmayı,akıllı telefonlar, ipad’ler ya da tablet bilgisayarlar ile her alanda etkin olmayı tercih etmektedirler. Onları tüketici olmaktan çıkarıp bu teknoloji düşkünlüklerini bilgi almaya, bilgi üretmeye yönlendirebilirsek büyük bir başarı kazanmış oluruz.

Türk Milli Eğitimi üzerinde  AmerikanFulbright Eğitim Komisyonunun etkisi var mıdır? Bu sistem nedir? Nasıl çalışır?

27 Aralık 1949’da imzalanan bu anlaşma, ABD’nin eğitime önce ortak edilmesini, sonra da belirleyici olmasını sağlayacak bir anlaşmaydı. Anlaşmanın 1. Maddesine göre: Türkiye’de bir Birleşik Devletler Eğitim Komisyonu kuruluyordu. Bu anlaşmayla; Türk çocuklarına, Amerikan kültürünün aşılanması amaç edilmiştir. Fulbright Eğitim anlaşmasıyla ilgili ülke,Türk Milli Eğitimi üzerinde etkin bir konuma sahip olmuş ve bu çalışmalar hâlen sürdürülmektedir. Konuyla ilgili  ‘’http://fulbright.org.tr/ ‘’ Amerikan Fulbright Eğitim Komisyonu sayfasında   detaylı bilgiler mevcuttur. Ayrıca Amerikan Fulbright Eğitim Komisyonunun eğitim sistemimiz üzerindeki etkisi pekçok bilimsel araştırmaya da konu olmuştur. Türk Milli Eğitim Sistemi, milli olmak zorundadır. Bizim kendi çocuklarımızı eğitmek için başkalarının etki alanına girilmesine gerek yoktur. Eğitimimiz üzerindeki her türlü dış ve iç baskı ortadan kaldırılmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7-Ahmet URFALI (DOLUNAY) Arşivi