1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

AK partililerin değiştiremediği algı...

Beğendiğimiz bir dizide, Kötü karakteri canlandıran bir sanatçıyı, başka bir filmde "İyi Karakter" canlandırırken görsek bile, O'nun "İyi" olduğuna bir türlü inanmayız.
Yaptığı rol gerçekçi gelmez.
Çünkü...
Aklımızda hep bir önceki dizinin kötü karakteri vardır.
Biz O'nu kötü tanımış, O'da kendisini kötü tanıtmıştır sonuçta.
"İyi" rolünü bir türlü yakıştırmayız.
Açık oturum izlerken de benzeri bir algı içinde oluruz.
O tartışmada bulunmasını dahi haz edemediğimiz insanlar, söyledikleri doğru bile olsa etkileyemez bizi.
Çünkü...
İster ön yargı deyin isterse peşin hükümlü, o insanların nazarımızda herhangi bir değeri yoktur.
Söyledikleri doğru dahi olsa, söyledikleri bir anlam ifade etmiyordur.
Çünkü...
Biz O'nu öyle tanımış, o da kendisini öyle tanıtmıştır.
Kısacası...
Mesele "Algı" meselesidir...
Şimdi bu yazıyı durup dururken niye mi yazdık?
Zaman zaman karşılaştığımız AK partililer ile yaptığımız sohbetler sırasında sık sık şu mesele gündeme geliyor...
-"Efendim. Yılmaz Büyükerşen zaman zaman bir şeyler söylüyor. Buna karşılık bizim partinin yetkili isimleri de kendisine cevap veriyor. Ama gelin görün ki, halkın büyük kesimi doğru olmasına rağmen bizimkilerin söylediğine itibar etmiyor. Büyükerşen ne söylerse söylesin, söyledikleri daha çok inandırıcı oluyor ve itibar görüyor" diyorlar...
Demek ki haklıyız yukarıda söylediklerimizde...
Demek ki...
Kötü karakter'e iyi rol yakıştırılamıyor.
Demek ki...
İnsanlar Doğruyu söyleyene bakmadan önce, doğruyu söyleyenin kendince doğru olup olmadığına bakıyor.
O zaman AK partililerin bundan çıkartmak durumunda oldukları bir sonuç var...
-"Demek ki biz Eskişehirlilerin nazarında yeterince inandırıcı olamadık" diyerek, niçin inandırıcı olamadıklarının nedenlerini bulacaklar önce...
Sonrasında da...
-"Eskişehirlilerin bizi samimi bulması için ne yapmalıyız, nasıl davranmalıyız?" ın gereklerini yerine getirecekler.
Eğer bu işe kafa yorarlarsa, Eskişehir'de var olan "İyi olan ne varsa Büyükerşen yapıyor, kötü olan ne varsa AK Partililerin suçu" algısını da yıkmış olurlar.
Tabii yaparlarsa...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

İyi yürekli bir insanmış Gülay Kanatlı...

17 yaşında evlenmiş.
Eşinin en büyük yardımcısı olmuş yıllar boyunca.
Kamuoyu önünde hiç olmamış.
-"Ben niye evde oturuyorum ki?" diye girdiği iş hayatında, yaklaşık 300 kişiye iş imkânı, Eskişehir'e ve Eskişehirliye hizmet veren pek çok şirket kazandırmış.
Kibri olmayan, mütevaziliğini her ortamda hissettiren, asil bir kadınmış Gülay Kanatlı.
Çoğu kişinin bilmediği özelliklerinden birisi de, hayırsever oluşuymuş.
Kız çocuklarını himayesine alıp, tüm eğitimi üstlenip, meslek sahibi yapmadan bırakmıyor olması...
Hatta...
Himayesine aldığı ve yetişmelerine büyük katkı yaptıklarına evlerini dahi alıyor olması...
Sosyal yardım projeleri içinde sürekli bulunması...
Hiç kimsenin haberi dahi olmadan birçok yardımda bulunup, bu yardımların da kesinlikle duyulmasını istemediğini özellikle talep eden biriymiş.
Kısacası...
İyi yürekli bir insanmış Gülay Kanatlı...
Okurken dikkatinizi çekmiştir.
Hep "Mış'lı-Miş'li" yazdık Gülay kanatlı ile ilgili cümleleri.
Çünkü...
Kendisini çok yakından tanımıyorduk.
Ölüm haberini aldıktan sonra kiminle konuştuysak, yukarıda yazdıklarımızı anlattı.
Ne diyelim?
Allah Rahmet eylesin...

*********************************

Bizi bir kez daha gururlandırdı...

Abidin Ünal.
Türkiye'nin yetiştirdiği ilk F-16 pilotlarından.
Eğitimi başarılarla ve birinciliklerle dolu, başarılı bir Asker.
Hava Kuvvetleri komutanlığı ve Türk silahlı Kuvvetler bünyesinde yaptığı önemli görevler var.
En son, Eskişehir'de 1.Hava Kuvvet komutanlığı görevini sürdürüyordu korgeneral olarak.
Geçtiğimiz 30 Ağustos tarihi'nde, Hava Kuvvetleri komutanı olmaya en yakın isimdi Abidin Ünal.
Balyoz davasının Yargıtay'daki temyiz duruşmasına katılmıştı.
Sırf bu yüzden, Hava Kuvvetleri komutanı olamadığı yansımıştı haberlere.
Kendisine sorulduğunda da:
-"Ben insani, vicdani ve ahlaki görevimi yapıyorum" demişti.
Bir anlamda:
-"Sırf bu davaya katıldığım için yüksek Askeri şura toplantılarında önüm kesilecekse de kesilsin. Ben zaten bu duruşmaya katılmakla, bunu göz önüne alıyorum" mesajını vermişti.
Abidin Ünal'ın verdiği mesaj sadece bu da değildi.
Anlayabilenler için:
Yaptıkları ve söyledikleriyle, ilke ve dürüstlüğün dersini vermiş, bunun bir meziyet değil, herkeste olması gereken bir özellik olması gerektiğini resmen kafalara sokmuştu.
Ne yalan söyleyelim.
Geçtiğimiz hafta sonuçlanan Yüksek Askeri Şura kararları, Abidin Ünal isminin dışında hiçbir anlam taşımıyordu bizim için.
Kimin hangi göreve geleceği, kimin görev süresinin biteceği pek de ilgilendirmiyordu doğrusu.
Bizim için, insani, vicdani ve ahlaki duruşunu çekinmeden sergileyebilen, bu dik duruşu yüzünden kaybetmeyi bile göze alabilen bir Asker ile ilgili verilecek olan karardı önemli olan.
Ve o karar çıktı Yüksek Askeri şura'dan.
Hava Kuvvetleri içinde yeni bir yapılanma olmuş, "Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı" oluşturulmuş, başına da Korgenerallikten Orgeneralliğe yükseltilen Abidin Ünal Komutan olarak getirilmişti.
Bir anlamda, yeni yapılanmanın kurucu Komutanı olmuştu Abidin Ünal.
Aynı zamanda, Eskişehir'in de ilk Orgeneral rütbeli ismi olmuştu.
Kısacası.
Yukarıda da söylediğimiz gibi, YAŞ kararları bizim için bir kişinin dışında hiçbir önem taşımıyordu.
Ve o bir isim ile ilgili karar, bizi hem sevindirdi, hem de gururlandırdı.
Demek oluyor ki:
İnsani, vicdani ve ahlaki düşünmekten sapılmayınca da başarılı olunabiliniyormuş.
Demek oluyor ki:
İnsani düşünce, vicdani duyarlılık ve ahlaki davranış ile birlikte gelen başarı, etrafında kendisini tanıyan tanımayan herkesi daha fazla gururlandırabiliyormuş.
Ne diyelim?
Orgeneral Abidin Ünal'a hayırlı olsun, Eskişehirlilere de gururlu...
Bu yazıyı, bundan tam bir yıl önce bugün yazmıştık.
Zira...
Hava Kuvvetleri kapsamında yeni bir yapılanmaya gidilmiş ve yeni oluşturulan "Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanlığı" görevine, Orgeneralliğe yükseltilen Abidin Ünal getirilmişti.
Bir anlamda...
İlkeli ve dürüst davranış sergilediği için önü kesilmek istenip, hakkı yenen dirayetli bir komutanın, gecikmiş de olsa hakkı teslim edilmişti.
Yazıda da belirttiğimiz gibi hem gururlanmış, hem de onurlanmıştık bir Eskişehirli olarak.
Bir yıl sonra, yani bu gün yine Abidin Ünal ile aynı onuru ve gururu yaşadık.
Zira...
Bize göre, gecikmeli de olsa, Org Abidin Ünal, YAŞ kararları sonrası Hava Kuvvetleri komutanlığı görevine getirildi.
Kişiliği, bilgi ve donanımının yanı sıra,askeri tecrübesiyle,hak ettiği ve başarıyla sürdüreceğine inandığımız kuvvet komutanlığı görevini üstlendi.
Bir yıl önce Abidin Ünal ile ilgili kaleme aldığımız yazımızın başlığında "Sen İnsani, vicdani ve ahlaki davran, başarı ve liyakat nasıl olsa kendiliğinden gelir" demiştik...
Orgeneral Abidin Ünal bu dediğimizin doğruluğunu 2 yıl içinde 2 kez kanıtlayıp, kendisinden sonra gelecek askerlere de muhteşem bir örnek insan oldu...
Kendisine de, Eskişehir'e de hayırlı olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi