1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

AK Parti'nin işi çok zor...

YSK İstanbul büyükşehir belediyesi seçimlerinin yenilenmesine karar verdi.
Toplumun genel algısı, YSK’nın bu kararı siyasi iktidar baskısıyla aldığı yönünde.
İşin enteresan tarafı, alınan seçim iptali kararının iktidar baskısıyla alındığı görüşüne, AK partiye oy vermiş olan seçmenlerin bir bölümünün de inanıyor olması.
Bu durum, İstanbul seçimlerini Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı ve YSK’nın iptal kararıyla hakkının yendiği algısının toplumda yer bulduğunu ortaya koyuyor.
Yine bu durum, AK Parti’nin yenilenecek olan İstanbul seçimlerinde işinin bir hayli zor olduğunu da açıkça gösteriyor.
Zira…
AK Parti bu süreçte, önce kendi seçmenini “YSK’nın seçim iptali kararı son derece doğru, haklı ve gerekliydi” ye ikna etmek durumunda…
Bu da yetmiyor…
Aynı AK Parti İstanbul seçimini kazanabilmek için, 31 Mart seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’na oy vermiş seçmenin bir bölümünü de YSK kararının haklılığı ve doğruluğuna inandırmak zorunda.
Seçim iptalinin ardından her ne kadar “Erdoğan ikinci kez kaybedeceği bir seçime girmez” deniliyor olsa da, her ne kadar “Seçimi kazanmak için kafalarında mutlaka bir şeyler vardır” yorumlarında bulunulsa da, bu söylenenlerin çok da doğru yorum ve tespitler olduğunu söylemek zor.
Zira…
YSK’nın seçim iptal kararının doğruluğuna ilişkin genel merkez tarafından kaleme alınan metnin tüm üyelere gönderilmesi ve bu metnin sosyal medya üzerinde sık sık paylaşılmasını istemesi bile, AK parti’nin çok da rahat olmadığını ve parti açısından da seçimin çantada keklik olmadığını ortaya koyuyor.
Sonuç olarak…
 AK Parti’nin 23 Haziran’da yenilenecek olan İstanbul seçimlerinde işi çok zor…

Zira…
Seçimi kazandığı ve YSK’nın seçim yenileme kararıyla mağdur olduğu algısının toplumda yer bulduğu bir adayla yarışacak.
Seçime kadar kalan süreyi de, önce kendi partisinin, sonra da diğer adaya oy vermiş olan seçmeni, YSK’nın verdiği kararın doğru, haklı ve gerekli olduğunu ikna edebilmek ile geçirecek…


....


Bu siyasetçiler hep böyle…


-"Politikacılar, Nehri olmayan bir yere bile köprü kurma sözü verirler"
-"Hata yapmak insanlara özgüdür. Bunu başkalarına yüklemek ise Politikadır.
-"İyi bir partili, başkasının doğum gününü hiç unutmayıp, kaç yaşında olduğunu ise hiç hatırlamayandır"
-"Politikacı, hakkında hiçbir şey bilmediği toplantıya katılmakta hiç mahsur görmeyen kişidir"
-Politikacı için tehlike, insanların hatırlayabileceği şeyler söylemektir"
Gördüğünüz gibi siyaset ve siyasetçi ile ilgili pek çok söylenmiş olumsuz söz var.
Ne yazıktır ki hepsi de doğru sözler…
Peki, siyasetçiler niçin böyle?
Niçin birbirleriyle anlaşma, uzlaşma kültürüne sahip değil?
Neden hep “Benim dediğim doğru. Senin dediğin yanlış. O yüzden  benim dediğim olacak” saplantısına sahipler?
Niçin asgari müşterekte birleşebilme gibi bir anlayış yoksunu olabiliyorlar?
Neden bütün dertleri birbirine gol atmaktan, laf geçirmekten ibaret?
Bu elbette bizden çok sosyologların, Psikologların hatta Psikiyatri ve nörologların falan bilimsel teşhis koyabileceği bir durum olsa gerek…
Biz bilim adamı olmadığımız için durumu mizahi bir yolla anlatalım:
İki politikacı konuşuyormuş…
Daha doğrusu bir konu ile ilgili olarak alışılagelmiş tartışma ve kavga halindeymişler.
Her ikisi de kendi söylediğinin doğru olduğunu ileri sürüp geri adım atmadığı için, haliyle sağlıklı bir sonuç da çıkmıyormuş tartışmadan.
En son biri diğerine “Hatalı olduğunu kabul et, ben de senin haklı olduğunu söyleyeyim. Yoksa bu iş sabaha kadar uzayacak” teklifi yapmış…
Bunun üzerine siyasetçi “Tamam. Kabul ediyorum. Hatalıyım” deyince diğeri güya sözünü tutmuş ve şunu söylemiş:“Haklısın! Vallahi haklısın!”


.....


ESOGü’nün internet sayfasında dikkat çeken bölüm…


Eskişehir Osmangazi üniversitesi’nin İnternet sitesi üzerinde bir sayfa, ayrı bir bölüm var.
Siteyi açar açmaz  “ESOGü Toplumla buluşuyor” ismiyle zaten karşınıza geliyor.
Bu bölümde Osmangazi üniversitesi’nin öğretim üyeleri, uzmanlık alanlarına göre gündemde olan, merak edilen ve ihtiyaç duyulan konularla ilgili bir video sunumu yapıyorlar…
Vakit ayıramadığı için konferanslara, toplantılara gidemeyip, merak ettikleri konularda bilgi sahibi olmak isteyenler için oluşturulmuş mükemmel bir sayfa bu.
Şimdilik 21 video yüklü bu sayfada.
Eminiz bu videoların sayısı giderek artacak.
çok hoşumuza gitti…
örneğin: Prof Dr Tamer Akan’ın son günlerde oldukça popüler olan ve ilk kez fotoğrafı çekilen “Kara Delik”  konusunu, Prof Dr Atila Ocak’ın “Biyolojik çeşitlilik” anlatımını ve Prof Dr M. Naci özer’in “Zeka Oyunları ve Matematik eğitimleri” konu anlatımını izlediğimizde hem çok keyif aldık, hem de her üç konuda yeni ve çok kıymetli bulduğumuz bilgilerin sahibi olduk…
üniversite internet sayfası üzerine böyle bir bölüm koymayı akıl eden ve gerçekleştiren karar alıcılar ile bu bölüme katkı sunan üniversite akademisyenlerini kutluyoruz…
Bu arada, güncel konulara ilişkin yeni videoları da bekliyoruz…


.....


Kanunlar gün gelir intikam alır


Amerikalı bir hakim emekli olduktan sonra evindeki kitaplıkta bir kitap aramaya koyulur.
Aradığı kitabın üst raflardan birinde olduğunu görür. Hemen merdiveni getirir ve merdivenin en üstüne çıkarak, aradığı kitaba ulaşır.
Kitabı almak için çekince, rafta bulunan tüm kitaplar üzerine gelir ve merdivenden aşağıya düşer.
O düştükten sonra kütüphanede bulunan tüm kitaplar da üzerine dökülemeye başlar.
Gürültüyü duyan uşak kütüphanenin kapısını açtığında, hakimi yerde yatarken ve üzerinde de kitaplar yığılı halde görür.
Son derece telaşlı bir halde:
-“Ne oldu efendim? Bir şeyiniz var mı? Ambulans çağırayım mı?” diye sorduğunda, üzerine yıkılan kitapların arasından başını çıkartan hakim cevap verir ve:
-“Yok bir şeyim evladım. Sadece, ben yıllarca kanunları çiğnedim, şimdi de kanunlar benden intikamını aldı” der…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi