Son birkaç gündür tanıdığımız, karşılaştığımız ve aradığımız her AK Partiliye “sizin partide neler olup bitiyor?” diye soruyoruz…

Onlar da anlatıyor partide olup bitenleri…

Baktık herkes bir şey söylüyor, “Bari söylenenleri şöyle bir harmanlayıp yazalım” dedik kendi kendimize…

Anlatılanlardan da anladık ki, parti içinde müthiş bir güç gösterisi yaşanıyor…

Birbiriyle mücadele eden grupların sayısı 5-6’yı bulmuş vaziyette.

-“Mutlaka ben olmalıyım diyenin yanı sıra varsın ben olmayayım. Ama yeter ki o da olmasın” düşüncesi tam anlamıyla ortaya çıkmış…

İşte “ne olup bitiyor?” diye sorduğumuz AK Partililerin AK parti’de yaşananlar ve parti içinde oluşan gruplara ilişkin olarak anlattıkları:

xxx

-“Nabi Avcı ile Emine Nur Günay birlikte hareket ediyor. Aslında her ikisi de parti içi olaylara ve şehirdeki tartışmaların içinde pek olmazdı. Nabi Avcı ve Emine Nur Günay’ı bu denli parti içi meseleler ve tartışmalara dahil eden, onların bu işlere müdahil olmasını sağlayan kişi  Odunpazarı ilçe başkanı Volkan Doğan oldu. özellikle 24 Haziran seçimleri öncesi AK Parti içinde Nabi Avcı, Emine Nur Günay ve Volkan Doğan’dan oluşan yeni bir grup ortaya çıkmış oldu. Bu gruba Birlik Vakfı da destek verdi. Oluşan grubun parti içindeki ilk hedefi ise Harun Karacan…”

xxx

-“Partide Karacan’a yakın bir ekip var. Odunpazarı İlçe başkanı Volkan Doğan bu ekibe uzak bir isim değildi. 24 Haziran öncesinde Volkan Doğan ile Karacan arasında, şehir hastanesi kaynaklı bir anlaşmazlık yaşandı. Karacan’ın, seçim çalışmasında kullanılmak üzere tüm ilçelere tahsis ettiği araçların Volkan Doğan tarafından geri çevrilmesiyle ikili arasında köprüler tamamen atıldı. Bu durum Volkan Doğan’ın, Karacan ile anlaşamayan Nabi Avcı ve Emine Nur Günay’a yanaşmasına neden oldu. Volkan Doğan bu süreçte Dündar ünlü ve Tepebaşı ilçe başkanı Kaynarca ile de arasını bozdu.”

xxx

-“Dündar ünlü parti içinde önemli bir isim. Dört yıl boyunca gerek yönetimlerindeki isimler ve gerekse parti üyelerinden oluşan bir ekip yarattı kendisine. Parti içindeki ekibi, milletvekili sıralamasında ki yerinin haksızlık olduğunu düşünüyor. Parti içindeki mücadeleyi ekip olarak sürdürmeyi planlayıp, ‘Bir gün bu yapılanların hesabı sorulur’ düşüncesi var. Yani Dündar ünlü ekibi işin peşini bırakacak gibi görünmüyor. Ekip, Avcı-Günay-Doğan’ın başını çektiği ekibe son derece tepkili. Karacan ekibi ile görünürde bir yakınlaşma ve problem yaşamıyor gibi.”

xxx

-“Parti içinde Tepebaşı ekibi var. Ekip ilçe başkanı Kaynarca etrafında toplanmış durumda. Tepebaşı ekibinin, Odunpazarı ilçe ve başkanı Doğan ile içten içe bir husumet yaşandığı artık bir sır değil. Bu durum, özellikle sosyal medya üzerinden yapılan paylaşım ve yorumlardan da açıkça anlaşılıyor. “Biz tepebaşında şov değil iş yapıyoruz” türünden paylaşımlarla anlattığımız durum zaten gözler önün seriliyor. Volkan Doğan’ın Avcı ve Günay ile olan birlikteliği, Tepebaşı ekibini de bu isimlerden uzaklaştırmışa benziyor. Kaynarca ve Doğan’ın birbirlerine aracılar aracılığıyla laflar söylediği de konuşuluyor.  Tepebaşı ekibi  Karacan ile de yakın değil. Daha çok Dündar ünlü ekibiyle daha yakın bir konumda”

xxx

-“24 Haziran seçimlerinin ardından AK Parti il başkan ve yönetimi atandı. Zihni çalışkan başkanlığında bir yönetim oluşturuldu. Yönetim atanırken milletvekillerine sorulmuş. Harun Karacan ‘ben karışmam’ demiş. Nabi Avcı da aynı şekilde karışmamış. Zihni çalışkan’ı öneren Emine Nur Günay olduğu söyleniyor. Yeni yönetimde, eski yönetimden isimler yok. Birlik Vakfından bazı isimlerin olması dikkat çekmiş. Yürütme kurulu içinde olan ve Yönetim için söz verilip, yönetici yapılmayan bazı isimlerin rahatsız olduğu, bu rahatsızlıklarını açık açık dile getirdikleri ve  Zihni çalışkan yönetiminden kendilerini soyutladığı söyleniyor. İl yönetiminin, parti içinde nasıl bir pozisyon alacağı merak edilmiyor değil. Yeni il yönetimi, eski il yönetimi ve Dündar ünlü ekibine tepkili,  Volkan Doğan’a mesafeli, Harun Karacan’a tedbirli olduğu, daha çok Avcı ve Günay ile birlikte hareket edebilecek bir yapıya sahip olabileceği ifade ediliyor”

Bize anlatılanlardan da anlaşılacağı üzere Eskişehir’deki AK Parti içinde çadır bir hayli karışmış vaziyette.

Bu karışıklık daha neler getirir neler götürür bakıp göreceğiz.

.....

Herkes ayrı bir parti mübarek!

-Milletvekili, milletvekilini kesinlikle çekemiyor…
Aynı partiden dahi olsa, sürekli "En çok ben çalışıyorum, o şov yapıyor" düşüncesi hakim her birinde.
-Milletvekili, Belediye Başkanlarını çekemiyor.
Aynı partiden dahi olsa, "Benim sözümü dinlemeli, bana itibar etmeli" diye düşünüyor.
-Belediye Başkanları Milletvekillerini çekemiyor.
Aynı partiden dahi olsa "Burada vatandaşla karşı karşıya olan biziz, onlar bize tabi olmalı" diye içinden geçiriyor.
-Milletvekilleri, il ve ilçe başkanlarını haz etmiyor.
Aynı partiden olmalarına rağmen, il ve ilçe başkanlarını kendilerine tabi çalışanlar gibi görüyor.
-Belediye Başkanları da il ve ilçe başkanlarını çok haz etmiyor.
Aynı partiden olmalarına rağmen onlar da il ve ilçe başkanlarını adeta Belediye’nin birer personeli gibi görüyor.
-İl ve ilçe başkanları da Milletvekilleri ve Belediye Başkanlarından pek hoşlanmıyor.
Aynı partiden dahi olsa "Şehrin sınırları içine girdiklerinden itibaren bizim yönetimimizin emrinde olacaklar" gözü ile bakıyorlar.
-İl ve ilçe başkanları, yönetimlerini kazımıyor.
-Parti yöneticileri, partinin delegelerine pas vermiyor.
-Delegeler üyeleri beğenmiyor.
Kısacası…
Partilerde görev alan seçilmişlerin çoğunda "Ben" duygusu adeta tavan yapmış durumda.
Her biri adeta o partide her şeyin kendisiyle başlayıp kendisiyle biteceğine inanmış bir ego sahibi olmuş.
Kibir adeta tavan yapmış.
Sorsan, bütün partinin yükünü tek başına sırtlıyor.
O olmasa, parti adeta yerlerde sürünecek.
Kendisinin yaptı büyük fedakârlık ve çaba, başkasının yaptığı hikayeden ibaret.
Şu,O,Bu partiden bahsetmiyoruz.
Hemen hepsinde aynı tablo var.
Tercihler, düşünceler, dünya görüşleri getirmiş bir araya sözde ama…
İçine girdiğinizde her şey çok farklı.
Her partide, üyesinden vekiline kadar herkes ayrı bir parti, ayrı bir genel başkan mübarek…