4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ATATÜRK'E BÜYÜK VEFASIZLIK

 


 


            Atatürk’ün, kurucusu olduğu Diyanet İşleri Başkanlığı, devletimizin kurucu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, anmama geleneği sürdürdü. 30 Ağustos Zafer Bayramı, bütün yurtta ve dış temsilcilikle coşkuyla kutlanırken,  Diyanet geçen hafta Cuma Namazı hutbesinde Atatürk ve silah arkadaşlarından, tek kelime bile bahsedilmedi.


 


           Diyanet İşleri Başkanlığı, 15 Mart 2019 tarihli Cuma Hutbesinde de konu başlığı, “çanakkale Zaferi ve Birlik Ruhu” idi. Ancak hutbede de Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu,  Anafartalar komutanı, Mustafa Kemal Atatürk’ün, adından hiç söz edilmedi. 


 


          Oysa çanakkale Savaşı, Türk Milleti için, önemli yanı, Milli Mücadele ruhunun, ilk meşaleleri, burada yakılmış ve ” Mustafa Kemal Atatürk’ ün, üstün özellikleri,  de,    Savaşın’ da, dikkat çekmiştir..    
             ATATüRK, çanakkale de, üstün başarılarından dolayı da, daha çanakkale Savaşı devam ederken, "İstanbulu Kurtaran Kahraman”, "Payitaht Kurtaran Kahraman” unvanı ile anılmaya başlandı. 


 


            Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ezanların dinmemesine, bayrağın inmemesine önderlik eden insan, Mustafa Kemal Atatürk’ü,  bizzat kurmuş olduğu Diyanet İşleri Başkanlığının cuma hutbesinde, Atatürk’e yer vermemesi büyük vefasızlıktır.


 


       Aslında bunlar beklenen gelişmelerdi. çünkü Diyanet işleri başkanı  Ali Erbaş, 9 Kasım 2018 tarihinde, Milli Kurtuluş Savaşı için, “Keşke Yunan galip gelseydi” diyen, İstiklal şairimiz, Mehmet Akif Ersoy’a ve Atatürk’e hakaretler eden, Kadir Mısıroğlu’nu ziyaret etmişti.
            öte yandan gerçeklerin üstü örtülmez, çünkü ATATüRK, tarihe mal olmuş, bir dahidir. Türk Milletine ve İslamiyet’ e, yaptığı hizmetler ise ortadadır.  Acaba ATATüRK önderliğin de Türk ulusu, çanakkale Savaşı ve İstiklal Savaşını, kazanılmamış olsaydı, Minarelerde ezan, camilerde hutbe okunur muydu?
               Nitekim Evliya çelebi, Atina’daki ibadethanelerden bahsederken, şehirde, 300 civarında cami ve bir o kadar da kilise olduğunu söyler. Ama aynı Atina’da, bugün ibadete açık tek bir cami bile yoktur!
             Ayrıca  İngiltere Başbakanı, David Lloyd George “Yüzyıllar nadir olarak dâhi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki 20. yüzyılın dahisi Türklere nasip oldu ve kader onu bizim karşımıza çıkardı “ demiştir.
            Yıllarca, bazı kişi/kişiler Atatürk’ ün, İslam dini ile ilgili düşüncelerini, sürekli kamuoyundan uzak tuttular. Nitekim Türk halkı, Atatürk’ün, Hz. Muhammed’ in mezarını yıktırmadığını, yıllar son öğrendi. 
            AKP Eski Milletvekili, Sayın Prof Dr. Nevzat YALTINTAŞ, katıldığı bir TV programında, "...Vahabilik’ te mezar ziyareti günah sayıldığı için, Suudiler bütün mezarları yıkmaya başlamışlar. Sıra Hz. Muhammed’in mezarına gelmiş. ülkedekiler, Mustafa Kemal Atatürk’ten yardım istemişler.
             Sayın Prof. Dr.YALçINTAŞ, ATATüRK, bu olayı duyunca, tüm manevi duyguları kabarmış ve Suudi Kralı’na Hz. Muhammed’in değil mezarına, türbesinin bir taşına dahi dokunulursa, bedelinin çok ağır olacağını bildiren nota niteliğinde bir yazı göndermiştir. Bu vesika, Dışişleri arşivlerinde mevcut ama yıllardır açıklanmıyor.” Demişti


 


       Atatürk yaşamı boyunca tebliğ edilen İslamiyet’i savummuş, dini erozyona uğratacak, gelişmelere de sürekli karşı çıkmıştır. Siyasetin ve devlet işlerinin dini düşüncelerden uzak utulmasına da özen göstermiş ve gösterilmesini de sürekli önermiştir.


 


                ATATüRK “Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam, ona da öyle inanıyorum.” demiştir.


 


                ATATüRK,”Evet, din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletin devamına imkân yoktur. Yalnız şurası vardır ki, din Tanrı ile kul arasında kutsal bir bağlılıktır. Mutaassıp İslâmcıların din komisyonculuğuna izin verilmemelidir.” demiştir.                  


 


               ATATüRK, “ Bizim dinimiz, en makul, en tabii bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması lazımdır. Bizim dinimiz, bunlara tamamen uygundur… Bizde ruhbanlık yoktur. Hepimiz eşitiz ve dinimizin hükümlerine eşit olarak öğrenmeye mecburuz.. Her Fert, dinini,  din duygusunu, imanını öğrenmek için, bir yere muhtaçtır. Orası da mekteptir “demiştir.


 


             Ayrıca ülkemizde,"Müslümanlık ve çağdaşlık", "Atatürkçülük ve Müslümanlık", "Müslümanlık ve laiklik", ne birbirine aykırı, ne de karşı kavramlardır.
               Nitekim Milli Eğitim Bakan, Rahmetli Avni Akyol: " Hem Müslüman, hem çağdaşlık; hem Müslüman, hem laik; hem Müslüman, hem Atatürkçü; hem Müslüman hem de medeni; ileri ve yenilikçi; hem Müslüman, hem de milliyetçi olabiliriz ve olmalıyız" demiştir. 


 


           Diyanet büyük Vefasızlık yapsa da Mustafa Kemal Atatürk, askeri ve siyasi kişiliğinin yanı sıra, ahlakı ve İslam dinine verdiği önemle de Müslüman Türk Milleti önünde güzel bir örnektir.  


 


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi