4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

Başarının getirdiği ilk müşterek düşünce...

Odunpazarı Modern Müze(OMM), sanat dünyasının en prestijli yayınlarından biri olan ARTnews tarafından ‘Son 100 Yılın En İyi 25 Müze Binası’ arasında gösterildi.
***
Bu durum Eskişehir için elbette gurur verici…
Ancak…
Odunpazarı Modern Müze en iyi 25 müze binası içinde yer alarak aslında Eskişehir’de başka bir ilke imza attı…
***
Şöyle ki;
Odunpazarı Modern Müze, Büyükşehir belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen tarafından Türkiye’nin önemli iş insanı Erol Tabanca’nın ikna edilmesi suretiyle, (Odunpazarı düzenleme projesi kapsamında) yaptırılan bir Müze…
Öte yandan…
Gerek temel atma töreni, gerekse açılış töreni Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bizzat yapılan bir Müze…
***
Müze’nin Eskişehir’de oluşturulmasında hem Büyükerşen’in hem de iktidarın katkıları var.
***
Hal böle olunca, OMM”nin en iyi 25 müze arasında gösterilmesi, Eskişehir’deki her iki taraf için de memnuniyetle karşılandı.
Her iki taraf da sosyal medya paylaşımları ile OMM’nin göstermiş olduğu bu başarıyı kutladı…
Sonuç olarak;
Odunpazarı Modern müze(OMM) son 100 yılın en iyi 25 Müze binası arasında gösterilerek elbette büyük başarıya imza.
Öte yandan
Bu başarı aynı zamanda Büyükerşen ve AK parti cephesinin belki de ilk kez müşterek övgü, gurur ve takdirini kazanan da bir tablo oluşmasına yol açtı…
Zira…
Her iki taraf da uzun bir süredir herhangi bir konuda müşterek bir düşünce içinde olamıyordu…
OMM’nin yaşattığı başarı belki de ilk kez bu müşterek düşünceyi de sağlamış oldu…


.....


Koalisyonda bile olmaz bu!


Hafta sonu gece yarısı kararnamesiyle Adalet Bakanı değişti…
Yine aynı gece yine bir kararname ile TÜİK başkanı değişti…
Merkez bankasında ve maliye bakanlığında ypılan birbiri ardına değişiklikleri zaten söylemeye gerek yok.
Neredeyse her ay bir bakan ya da genel müdür değişikliği oluyor…
Görünen o ki; bakan ve genel müdür değişikliklerinin bundan sonra da değişeceği ortada…
Doğrusunu söylemek gerekirse koalisyon hükümetlerinde bile eşine az rastlanan bir durum yaşanıyor…
Hem de tek başına iktidar, hem de tek kişinin mutlak söz sahibi olduğu bir yönetim modelinde yaşanıyor…
Çok ilginç!


.....


Bu işte bir terslik yok mu?


Ülkemizde her türlü üretimin aşamaları şöyledir;
Önce hammadde satın alınır, ardından o ham madde işlenir, paketlenir ve satışa sunulur…
Yani…
Üretim yapanlar, yapacakları üretim için önce hammaddeyi, üstelik peşin para ile almak zorundadır…
-“Sen bana hammaddeyi ver. Ben bunu işleyeyim, ambalajlayım, satayım ve parasını da bir yıl sonra, bugünün parasıyla ödeyeyim” diyemezsiniz…
Zira…
Böyle dediğinizde kimse size hammadde falan vermez…
Bırakın vermeyi, bir de okkalı bir küfür yersiniz yaptığınız bu tekliften dolayı…
***
Ancak…
Şeker üretiminde bu durum tersten işler…
Fabrika çiftçiden, bugün belirlenen parayı bir yıl sonra ödemek üzere hammaddeyi, yani pancarı alır…
Başlar o pancarı bir güzel işlemeye…
Şeker yapar, melas yapar, ispirto yapar…
Küspe yapar, gübre yapar hatta toprağını bile yapar…
Sonra bu yaptıklarını bir güzel satar…
Her şey bittikten sonra çiftçiye geçen yıl aldığı pancarın parasını, yine geçen yıl tespit edilen fiyat üzerinden ödemeye başlar…
Onu da taksit taksit yapar…
***
Her ikisi de üretim aslında…
Biri hammadde satın almakla başlar, diğeri ise en son hammadde parasının ödenmesiyle…


....


Var da var işte!


Nezaketinizi zayıflık zannedenler var…
Yalakalığı ise emek zannedenler var…
Aldatmanın yetenek olduğunu sananlar var.
Mütevaziliği ise aptallık sananlar var.
İyi niyeti enayilik, kazık atmayı kurnazlık, küfür etmeyi ise samimiyet zannedenler var.
En kötüsü de…
Yüzsüzlüğü özgüven sananlar var…
Var da var işte!
Toplum olarak nasıl bir dönüşüm içine girmişiz, nasıl bir savrulma yaşamışız insanın alkı almıyor!


.....


BİRAZDA GÜLMEK LAZIM


Yaşlı çift evliliklerinin kırkıncı yıl dönümünde paraya kıymışlar, Avusturalya’’da tatil yapmaya karar vermişlerdi.Uçağın penceresinden saatlerdir okyanusu seyrediyorlardı.
Sessizliği pilotun anonsu bozdu:
"Sayın yolcularımız! Korkarım size kötü bir haberim var. Motorlarımızdan biri sustu, diğeri de susmak üzere. Acil iniş yapmak zorundayız."
"Neyse ki altımızda haritada görülmeyen bir ada var ve sahiline inmeye çalışacağız."
"Bunu başarabilirsek tek sorunumuz bizi bulabilmeleri için dua etmek olacak."
Uçak minik adanın kumsalına başarılı bir iniş yaptı, kimsenin burnu kanamadı.
Uzun bir rahatlama sessizliğinden sonra adam karısının ellerini tuttu, gözlerine endişeyle baktı;
"Mona, bu ayki kredi kartı borcunu ödemiş miydin?"
"Hayır sevgilim, unutmuşum. Kızdın mı?"
Adam endişeyle yine sordu:
"Araba kredisinin taksitini ödemiş miydin?"
"Özür dilerim canım, onu da ödememiştim."
Yaşlı adam karısının ellerini bıraktı ve kırk yıldır yapmadığı şekilde ona sıkı sıkıya sarıldı.
"Aferin"
Karısı şaşkın, korkarak sordu.
"İyi misin tatlım?"
"Hiç olmadığım kadar. Çünkü, bankacılar bizi kesin bulur!"

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi