4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

BASIN TOPLUMUN SESİDİR

 Cumhurbaşkanlığı, kamu kurum ve kuruluşlarının harcamalarında tasarruf sağlanması, bürokrasinin azaltılması, kamu kaynaklarının, etkili ve verimli kullanılması amacıyla bir genelge yayımladı.


             Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanmasına karşın,  genelgede, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı ve TBMM Başkanlığı Genel Sekreterliği kapsam dışında tutuldu. Yani Cumhurbaşkanlığı ile Meclis, bu tasarruflara uymak zorunda olmayacaktır..


              Genelgede, Kamu kurum ve kuruluşlarını, basını izleme ile ilgili birimleri ve kütüphane dokümantasyon merkezleri hariç, hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapılmayacak, görev alanı ile ilgili olmayan yayınlara, abone olunmayacak olmaması dikkat çekti.


            CHP Eskişehir Milletvekili Sayın Utku ÇAKIRÖZER, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, cumhurbaşkanı imzasıyla yayınlanan ‘kamuda tasarruf tedbirleri genelgesi’ kapsamında, kamu kurumlarına, gazete alımının yasaklanmasına tepki göstererek, “…Gazete almayarak mı ülkeyi kurtaracaksınız!”dedi.


            Ayrıca idari faaliyetlerini tanıtmaya yönelik, rapor, kitap, dergi, bülten ve benzeri yayınlar basılmayacak, bunların hazırlanması ve paylaşımı elektronik ortamda yapılacak.


                Oysa ülkemizde, gezete alımı teşvik edilmelidir. Çünkü basın; haber toplama, yorumlama ve yayma müessesesidir. İnsan, etrafında olup bitenleri, özelikle de kamu kurum/kuruluşlarındaki gelişmleri duyup öğrenmek, bunları  da başkalarına duyurmak ister. Bu ihtiyaç, insanın yaradılışında vardır. Basının kaynağı da bu ihtiyaçtır.


              ATATÜRK’ e göre ise “ Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, hülâsa bir milletin hedef-i saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.


             Günlük gazeteler, kamu/kuruluşlarında, neden yasaklandı bilinmez ama ulusal ve yerel basın, ülkemizde, toplumun, özellikle de kentlerin sesi ve aynasıdır.  Çünkü toplumların aydınlanmasında, reaksiyon göstermesinde insanların, haber alma ihtiyacını karşılanmasında, Kamusal görevlerin, tam anlamıyla ve gerçeğe uygun yerine getirilmesini sağlamada, kamuoyu oluşturmada, dil birliği sağlama gibi, alanlarda, basının önemli bir rolü vardır


             Nitekim F.D. Roosevelt, “Basın hürriyeti kalkarsa, vicdan, eğitim, konuşma hürriyetleri de kalkar.” demiştir.


             Çağımızda, gelişmiş, ya da gelişmekte olan toplumlarda olduğu gibi, ülkemizde de medya, bireylerin bilgi, duygu, inanç, düşünce, , tutum ve davranışlarını, çok büyük ölçüde etkileyen bir güce sahiptir.


               Bu nedenle de basın özgürlüğünde yasak, baskı gibi uygulamalar, toplumsal güven, huzur, barış ve demokrasi için, büyük sorunlara neden olur. Yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma hakkı da hayal olur.


            Öte yandan Demokrasinin de gücü olan medya, bugün hem ekonomik hem fikir-düşünce özgürlüğü açısından, büyük bir darboğazda bulunmaktadır. Bu nedenle de  basın kurumları, giderek küçülmektedir.


              Türkiye’de, Ekonomik durgunluk nedeni ile işletmeler, reklam harcamalarını kısmış, bu da gazetelerin, reklam ve satış gelirlerini, büyük ölçüde düşürmüştür.


             Resmi ilan tarifelerinde, artış yapılmaması, basının mağduriyetini arttırmıştır. İcra ilanlarının, gazetelerde yayınlanma zorunluluğunun kaldırılması yönünde düzenleme yapılacağı yönündeki duyumlar ise  endişe yaratmıştır.. Böyle bir düzenleme, yerel ve ulusal tüm gazeteleri, zor durumda bıtrakacaktır.


                 Ülkemizde, basın, özellikle de yerel gezeteler, zor durumdadır. Yerel gazetelerin en büyük geliri, resmi ilanlardır. Ancak son yıllarda, yapılan düzenlemeler, başta kamu kurum ve kuruluşlarının, doğrudan teminle alım yapması gibi, nedenlerden dolayı bu pay sürekli olarak küçüldü.


             Her yerel gazete, asgari 7 gazeteci çalıştırmak durumunda. İlan pastası küçülünce yerel basında, görev alan personel,  istenilen düzeyde maaş alamamakta ve aileleriyle birlikte büyük sıkıntılar yaşamaktadır.


             Yerel gazetelerin, kağıdından boyasına, baskı kalıbından elektrik giderine kadar tüm malzemelerdeki fiyat artışları düşünüldüğünde, yerel gazetelerin, yaşam şanslarının sürekli azaldığını görebiliriz.


             Yerel gazetelerin, yegane gelir kaynağı, Basın İlan Kurumu’ndan aldığı reklam gelirleri. önümüzdeki yıllarda, bu reklam gelirlerinin de azalacağı söyleniyor.. Geri kalan kamu ilanları ise gazeteciliği, tek sesliliğe mahkûm ediyor.


              Ülkemizde, yerel gazeteler, BİK ilanları ve yerel yönetimlerin desteğiyle günü kurtarmaya odaklandıkları için, temel işlevlerini yerine getiremiyorlar. Hâl böyle olunca gazetelerin, en önemli gelir kaynağı olması gereken, bayi satışı gerçekleşmiyor.


               İsterdik ki tasaruf genelgesinde, kamu kurum/kuruluşlarında, günlük gazete alımını teşvik edilsin.  Çünkü bayide satmayan,  Kumu kurum/kuruluşlarına, evlere, kahvelere girmeyen gazete, özel sektör ilanlarından da pay alamıyan yerel gezetelerzor durumda kalıyorlar.


               Yerel basında gazeteciliğin, halka dönük içerik üretmesi, kentlerin sesi ve aynası olabilmesi, nitelikli gazeteci yetiştirilmesi ve istihdamın sağlanması, halkımız ve  kamu/kurum kuruluşları da dahil, her kesimin, günlük gazete alımı ve yerel reklamların artırılması ile eşdeğerdir.


              Ayrıca yerel gazeteler, yayınlandığı yer itibariyle, o yerin sesi olma özelliği taşımaktadır. Bu ses de; o yöredeki ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasi sorun ve gelişmeleri işleyen ve halka sağlıklı, bir şekilde aktaran ve yöresinde, sağlıklı bir kamuoyunun oluşmasına, direkt katkıda bulunan, basın yayın kuruluşlarıdır.


 


 


 


         


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi