1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bir tufan olacak olmasına da...



CHP'nin 7 Nisan tarihi'nde açıklanacak olan milletvekili aday listesinde:
-Hocaya yakın bazı isimler olursa "Listeyi Yılmaz Büyükerşen yapmış" diyecekler.
-Hocayla arası iyi olmayan isimler listede yer almazsa, yine "Listeyi Yılmaz Büyükerşen yapmış" denilecek.
-Hoca ile yıldızı barışmayan isimler listede yer alırsa, bu kez "Yılmaz Büyükerşen'e rağmen listeye girdi" yorumu yapılacak.
Öte yandan...
-Bazı isimlerin listede yer alması, bir şekilde Kazım Kurt'a bağlanacak.
-Başka isimlerin listede yer bulamaması, yine Kazım Kurt'un "Olmazları" ile ilişkilendirilecek.
Sonuç olarak...
CHP çevresinde, Büyükerşen'in "olurları ve olmazları" ile, Kazım Kurt'un "Olurları ve olmazları" nın kriter olarak konuşulduğu bir aday adaylığı süreci yaşanıyor.
Dahası...
Her iki ismin "Olurları ve olmazları" dışında kalacak isimlerden oluşan bir listenin de, en nihayetinde iyi bir liste olmayacağı ve parti içinde bile kabul görmeyeceğine ilişkin bir algı oluşturulmaya çabası var.
Genel kanaat: 7 Nisan günü açıklanacak olan liste sonrası CHP içinde, öyle ya da böyle mutlaka bir tufan kopacak...
Ve bir başka kanaate göre de: "Listenin tamamı yukarıdan, yani genel merkezden paraşütle gelse, yaşanacak tufan belki daha az olacak" şeklinde...
.....


Cemal Okan Yüksel ile yapılan program üzerine...

Cemal Okan Yüksel...
CHP içinde belki de isminden en çok söz edilen isim.
Önceki gece ES TV de bir programa katıldık.
Söz konusu programa katılma koşulu olarak da "Her türlü soruyu sorarız. Bu sorular arasında hoşuna gitmeyen sorular da olacaktır. Zira, programın çanak bir program görünümünde olmasını istemeyiz" dedik.
Hakkını yemeyelim, "Elbette her şey sorulmalı ve sorulacak da, zaten programın çanak olması, başta bu süreçte bana zarar verir" dedi Cemal Okan Yüksel.
Çıktık ve sorduk sorularımızı.
Belki program sırasında bize yakıştırılamayan tavırlarımız olmuştur.
Belki...
Program sırasındaki bazı mimik ve hareketlerimiz de, bazı izleyicilerin nazarında itici bulunmuştur.
Bundan dolayı mahcubiyet içinde olmamız gerekiyorsa, hiç gocunmaz o mahcubiyeti taşırız da...
Ama şöylesine bir gerçek var:
Herkesin aday adayı olma gibi bir hakkı var...
Hiçbir adaya, buna elbette Cemal Okan Yüksel de dahil, "Sen nasıl olur da aday adayı olabilirsin?" deme hakkımız yok.
Çoğu aday adayına "Niçin aday adayı oldun?" deme hakkımız bile olmayabilir, zira, canı istemiş ve olmuştur.
Ancak...
Kamuoyu ve parti çevresinde, adaylığı ancak Yılmaz Büyükerşen'in isteği ile mümkün olabileceği konuşulan bir isme, "bu güvenceyle mi aday adayı oldun?" diye sorma hakkımızın olduğuna inanıyoruz...
Öte yandan...
Belki gözden kaçırılıyor ama, televizyon programına çıkan aday adaylarının nasıl kendilerini ispat etme durumu söz konusuysa, aynı programda bizlerin de gazetecilik görevini yerine getirme ispat zorunluluğumuz var.
Tıpkı, böylesine bir yazı kaleme alma ihtiyacı ve zorunluluğu duyduğumuz gibi...
.........


Ne de olsa havacılık kentiyiz...
Ne ilginç değil mi?
Eskişehir'de partilerin milletvekili liste başlarında kimlerin olacağını kimse merak etmiyor.
-"Nasıl olsa paraşütle birileri gelir" diye düşünüp, ikinci ve üçüncü sıralar merak ediliyor.
Öylesine kanıksanmış ki bu durum, kimse "Nasıl olur?" diye sorgulama gereği bile duymuyor.
-"Nasıl olsa gelir" diye bekliyor.
Bakın! Geçtiğimiz seçim öncesi, aday listeleri açıklandığında kaleme aldığımız bir yazı var.
Aynen şöyle yazmışız:
"Partilerin aday listeleri açıklandı.
Maşallah hepsinin başında paraşütle inmiş isimler var.
Başka şehirde böyle bir durum olsa, ortalık ayağa kalkar.
Bakın yakın şehirlerin listelerine?
Var mı hiç bizim gibi paraşütle liste başlarına gelenler?
Mümkün değil gelemez...
Ortalığı cehenneme çevirirler çünkü.
Gelen de geldiğine pişman olur, gönderen de.
Ama Eskişehir bu konuda son derece müsait bir şehir.
Kavga gürültü en fazla üç gün sürer bu şehirde.
Sonra herkes kabullenir paraşütle gelenleri.
Hatta.
Kabullenmekle kalmayıp, sahip bile çıkılmaya başlanır...
Dahası...
Paraşütle gelen insanlar öyle mübarek insanlar oluverirler ki, sorma gitsin.
-"Yahu adam aslında çok değerli ve kaliteli bir insanmış" demeye başlarlar...
Ardından...
-"Genel Başkan en yakınında ki insanı göndermiş Eskişehir'e. Demek ki bizim şehre büyük önem veriyor. Daha ne olsun ki?" denilir.
Anlayacağınız...
Yukarıda da söylediğimiz gibi, üç gün sürer bütün tantana.
Aday belirleme öncesinde söylenilen tüm sözler unutuluverir.
-"Olacaksa Eskişehir'den insanlar olsun" sözleri sanki hiç söylenmemiş gibi kabul edilir.
İyi güzel de, yanı başımızda ki şehirlerde böyle bir şey olmazken niye hep Eskişehir'e tepeden inme adaylar gönderiliyor?
Galiba Havacılık şehri olduğumuz için...
Ne diyelim? İyi ki Hava indirme tugayımız falan yok.
Maazallah o da olsa, listelerde Eskişehir'den aday adayı olmuş isimleri bulmak mümkün olmayacak... "
Görünen o ki, bu seçim öncesi de, listeler açıklandığında benzeri yazılar kaleme alacağız...
Ne diyelim?
Umarız, liste başlarına paraşütle inenler olmaz da, biz de mahcup oluruz...
...........


Biraz da gülmek lazım

Florida'da sahilde bir başına dolaşan adam, yerde yarısı kuma gömülmüş bir şişe ...farkeder. Şişeyi alıp açtığında içinden binbir gece masallarından kalma bir cin çıkar ve adama; ' Ey yabancı, ben 3 bin yıldır bu şişenin içinde hapistim. Sen beni serbest bıraktın. Benden bir dilek dile, hemen yerine getireyim ' der.
Adam oturmuş, bir süre düşünmüş ve;
' Her zaman Hawaii'ye gitmek istedim fakat uçaktan korkarım ve denizde beni çok kötü tutar. Benim için Hawaii'ye bir köprü yap böylece arabayla oraya gidebilirim ' demiş.
Cin gülmüş ve ' Bu imkansız. Bu işin lojistiğini düşün! Köprünün ayakları nasıl Pasifik'in dibine ulaşabilir? Ne kadar beton gerektiğini ne kadar çelik gerektiğini düşün! Üstelik bu doğanın dengesiyle oynamak anlamına geliyor. Gel sen bu isteğinden vazgeç, başka bir şey dile... ' demiş.
Adam ne yapalım o zaman deyip yeniden düşünmeye başlar. En sonunda; 'Dört kez evlendim ve boşandım. Bütün kadınlar benim duyarsız olduğumu düşünür ve onlarla ilgilenmediğimi söylerlerdi. Bu yüzden kadınları anlayabilmeyi diliyorum. Kadınlar nelerden hoşlanırlar, nelere gülerler, nelere ağlarlar, davranışlarındaki temel mantık nedir? Bir şey söylemedikleri zaman gerçekten ne istediklerini anlayamıyorum. Bana kadınları anlama gücü ver...'
Cin; ' Köprü iki şeritli mi olsun, dört şeritli mi? '



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi