1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bu şehre mutlaka daha fazla para girişi olmalı...

Siyasetin bu şehre yapacağı en büyük hizmet şehre daha fazla para girişini sağlamak olmalı.

O nedenle...
Gerek Belediyeler gerekse siyasetin Eskişehir’deki aktörlerinin odaklanacakları hizmetlerin başında, şehre para girişini sağlayacak olan yatırım ve organizasyonların önünü açacak projeler gelmeli.

Bu projeler ne olabilir?
Eski yıllarda şehre para girdisi sağlayacak en basit yatırım olarak akla askeri birlikler gelirdi.

üretimi ve ticareti olmayan, bu yüzden gelir ve refah seviyesi olarak ülke ortalamasının altında kalan şehirler için Askeri birliklerin konuşlandırılması, o şehrin ticaretine hatırı sayılır bir katkı sağlardı.
Sonraki yıllarda Askeri birliklerin yerini üniversiteler aldı.
Kurulan üniversiteler şehirlerin sosyal ve kültürel yaşamlarına yaptığı katkının yanı sıra, yine kuruldukları şehre önemli ticari katkı sağlamaya başladılar.
üniversitelerin sağlamış olduğu katkı halen de şehirlerin ticari yaşamlarını ayakta tutmaya devam ediyor.
Şehirlerin ticari hayatını önemli ölçüde etkileyen diğer bir faktör ise turizm.
Turizm sayesinde ticari yaşamı bir hayli yüksek olan çok sayıda il var.
Bunların dışında:
Tabii ki şehrin ticari hayatını etkileyen en önemli faktörlerin içinde en can alıcı olanı ise kuşkusuz, sanayi eliyle yapılan üretim.
Tüm bu anlattıklarımızdan sonra gelelim Eskişehir’e.

ESKİŞEHİR’DE SANAYİ
Eskişehir’in, kendi kategorisinde bulunan illerle kıyaslandığında öyle ahım şahım bir sanayisi yok.
Bu durum üretiminin de ahım şahım olmadığını gösteriyor.
Arçelik, Paşabahçe, TEİ gibi ulusal markalar ile bu markaların yan sanayilerini çıkartıp bir tarafa koyduğunuzda, geriye üretim yapan Eti, Sarar, Kılıçoğlu,  gibi markaların başını çektiği firmalar ile bunların alt kategori ve kapasitelerinin altında yer alan firmalar kalıyor.

üretim para demek…
üretimin artması, o şehre girecek paranın da, hem istihdam hem de katma değer açısından artması anlamına geliyor.

O halde...
Siyasetin yapacağı ilk iş, Eskişehir’de üretimin artmasını sağlayacak olan yatırımları getirmek ve var olan üretimin artması için önündeki engelleri kaldırmak olmalı.

TURİZM YETERSİZ,
üNİVERSİTE’DEN HABER YOK…

Diğer taraftan.
Şehrin ticari yaşamını ayakta tutan üniversiteler ile kent merkezi turizminin bu şehre olan katkısı elbette küçümsenemez.
Her ikisi de bu şehir ile gurur duymamızı sağlayan konumlar.

Ancak.
Kurulacak 3 ncü bir özellikli üniversite ile şehre günübirlik gelen turistlerin yerine, geldiklerinde en az 3-4 gün bu şehirde kalmalarının sağlanabileceği bir ortam halen yaratılmış değil.

Eskişehir ayarında bulunan her ilde üniversite sayıları 4-5’leri bulurken’ biz hala söz verilen 3 ncü üniversiteyi bekliyoruz bu şehirde.

Demek ki, bu iki konuda da bu şehrin siyasetçilerine önemli görevler düşüyor.

Sonuç olarak.
Yukarıda söylediğimiz gibi bu şehrin daha yaşanabilir, daha sorunsuz, daha sosyal ve daha modern olabilmesi, bu şehre girecek paranın daha fazla olmasıyla doğru orantılı.
Para girişinin sağlanabilmesi için de, sanayide üretimin artmasını sağlayacak yatırımlara, 3ncü üniversiteye ve Eskişehir’e ciddi anlamda katma değer sağlayacak daha da nitelikli bir turizm planlamasına ihtiyaç var.

Bu söylediklerimizi gerçekleştirmek de, bu şehirde siyaset yapanların öncelikli işi olmalı.

Daha da önemlisi…
Şehir için son derece önem taşıyan bu konular söz konusu olduğunda, kısır siyaset de bir tarafa bırakılabilmeli...


.....


Dışarıdan gelenler Eskişehir’e laf dahi söyletmiyor…


Fransa’da bulunan Türk bayan, Eskişehir’in ismini sık sık duymaya başlayınca arkadaşlarını örgütlüyor.
-“Haydi! Türkiye’ye gidip, Eskişehir’i gezip görelim” diyor.
Aralarında çoğunluğu Fransız olan 30 kadar kadın “Tamam” diyor.
Programı yapıyorlar.
Bu arada Türk Bayan, Eskişehir’de bulunan kuzenini arıyor.
-“Biz oraya 30 bayan gezmeye geleceğiz. Eğer mümkün olabilirse Büyükşehir belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i de ziyaret edip, kendisiyle görüşmek isteriz” diyor.
Kuzen önce “Tamam. Randevu konusunda bir şeyler yapmaya çalışırım” diyor.
Sonra da…
CHP’li bir ismi randevu için araya koyuyor.
Aracılık yapan CHP’li isim alıyor randevuyu.
Kadınlardan oluşan heyet geliyor Eskişehir’e.
Alınan randevu üzerine Büyükerşen de ziyaret ediliyor.
Tam belediye’den çıkılacağı sırada Eskişehir’de bulunan kuzen, Fransa’dan gelen kuzen’e:
-“Başka gidecek yer mi bulamadınız da Eskişehir’e geldiniz” diye bir laf ediyor.
Fransa’dan gelen kuzen bu sözlere tepki gösteriyor.
-“Sen nasıl böyle konuşursun? Nasıl şehrini kötülersin? İyi ki de gelmişiz ve Eskişehir’i görmüşüz. Benimle birlikte gelen herkes son derece mutlu” diyor ve dönüp sırtını gidiyor.
Olayı bize randevu için aracılık yapan CHP’li dostumuz anlattı.
-“Fransa’dan gelen kuzen, Eskişehir’deki kuzenine, Eskişehir ile ilgili söylediği olumsuz sözleri nedeniyle resmen küstü. Eskişehir’deki kuzeninin telefonlarını dahi açmadı.” dedi önce.
Ardından da…
-“Vallahi dışarıdan gelen insanlar Eskişehir’e bizden daha fazla sahip çıkıyor. Laf dahi söyletmiyor” diyerek tamamladı sözlerini…


.....


Siz bir siyasetçi kazandınız
ben sağ kolumu kaybettim…


Harun Karacan Ticaret Odası Başkanı iken aynı zamanda TOBB yönetim kurulundaydı.
TOBB başkanı Rifat hisarcıklıoğlu’nun da en yakınındaki isimdi.
2014 seçimlerinde AK Parti’den Eskişehir büyükşehir belediye Başkan adayı gösterilince hem Ticaret Odası Başkanlığı hem de TOBB yönetim kurulu üyeliğinden istifa etmek durumunda kaldı.
Sonrasında Karacan’ın TOBB ve Hisarcıklıoğlu ile ilişkisi kesilmedi.
TOBB’a ait lojistik şirketinin başına geçti.
1 Kasım seçimlerinde Milletvekili olunca, bu görevi de bıraktı.
Bir gün önce AK partinin 50 kişiden oluşan üst organı MKYK’ya seçilen Harun Karacan, bir gün sonra yapılan TOBB mali genel kuruluna katılmış.
Erdoğan ve Binali Yıldırım’ın da katıldığı genel kurul adeta Harun Karacan’ın MKYK’ya girdiği için tebrikleri kabul ettiği bir genel kurul haline dönüşmüş.
özellikle AK Partili oda başkanlarının Karacan’ı tebrik sırasına girdiğini gören TOBB başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise daha fazla dayanamamış ve tebrik edenlere hitaben Karacan’ı kast ededer “ Vallahi ne yalan söyleyeyim. Siz iyi bir siyasetçi kazandınız ama ben sağ kolumu kaybettim” diyerek meseleyi kendi açısından özetlemiş.


.....


Biraz da gülmek lazım


Uçak fabrikasında hummalı bir şekilde yeni bir tasarım yapılmaktadır ve her şey mükemmel. İlk test uçuşu yapılır fakat uçağın kanatları gövdeyle bağlantı yerinden kopar. Tüm ekip enkazın başındayken, birisi: — Kanatla gövdenin birleştiği yerlere delik delin!
Yeniden hesaplamalar, iki yıllık çalışma, test uçuşu. Ancak sonuç ne yazık ki aynıdır. Kanatlar yok. Fabrikada enkazın başında toplananlardan ayrı acayip adamdan aynı öneri:
— Delik delin kardeşim!.
üçüncü denemenin de sonuçları aynı olunca proje sorumluları çaresiz acayip adamın dediğini uygularlar. Sonuç tam bir başarı. İnanılmaz bir sağlamlık. Bunun üzerine acayip adamı fabrika içinde bulurlar ve proje müdürünün önüne getirirler:
— Biz bu kadar profesör ve mühendis, bilim adamı çözemedik, sen çözdün bu sorunu; kimsin sen?
Adamcağız sıkılarak:
— Tuvalet temizleyicisiyim, şey.. kahrolası tuvalet kağıtları hiç bir zaman delikli yerlerinden kopmazlar da.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi