CHP’de adayların önseçim ile belirlenmesi sorulduğunda Büyükerşen: “Adayların önseçim yöntemiyle belirlenmesine karşıyım. çünkü CHP’de üye yapısı sağlıksız” demişti.
önceki akşam ES TV’de programa çıktığımız CHP İl Başkanı Sinan özkar’a sorduk aynı soruyu…
-“Adaylar kesinlikle önseçim ile belirlenmeli. Eğer yapılacak ilk seçime kadar il başkanı olarak kalırsam, adayların önseçim ile belirlenmesi konusunda elimden geleni yapacağım” cevabını verdi.
Bu sözleri üzerine:
Büyükerşen’in “üye yapası sağlıksız” şeklindeki sözlerini hatırlattık kendisine.
-“üye yapısı sağlıksız falan değil” dedi.
Böylece…
üye yapısının “Sağlıklı mı? Sağlıksız mı?” Olduğu konusunda, Sinan özkar ile Büyükerşen’in aynı görüşte olmadığı gibi bir durum çıkıyordu ortaya…
öyle ya…
Büyükerşen “üye yapısı sağlıksız” derken, il başkanı “üye yapısı gayet de sağlıklı” diyordu.
Program arasında CHP İl Başkanı Sinan özkar’a sorduk?
-“Sen üye yapısı sağlıklı diyorsun ama Hoca bunu söylediğin için sakın sana kızmasın?” dedik.
-“Kızmaz” dedi önce.
Ardından da…
Geçtiğimiz günlerde aynı şeyleri kendisine de söylediğini belirterek:
-“Hoca bana dönüp ‘Madem üye yapısı sağlıklı o halde niçin üyelerin çoğuna ulaşamadığından yakınıp duruyorsun?’ diye sordu.
Ben de; üyelerin iletişim bilgileri olmaması nedeniyle böyle bir yakınmada bulunduğumu, şu anda üyelerin büyük bir bölümüne ulaştığımızı, önseçim yaptırmayanların asıl, Eskişehir’de önseçim isteyip, Ankara’ya gittiğinde de ‘önseçim istemiyoruz’ diyenler olduğunu anlattım. İkna oldu ve hak verdi. O yüzden bana kızıp, tepki göstereceğini zannetmiyorum” dedi.

öNSEçİM HER ZAMAN DOĞRU NETİCEYİ VERMİŞTİR

Sinan özkar, adayların önseçim ile belirlenmesinin her zaman doğru neticeyi verdiğini söylüyor.
örnek olarak da, 87 seçimleri öncesinde yapılan ve ciddi üye yazılmasına rağmen Cevdet Selvi ile Zeki ünal’ın ilk 2 sırada çıkıp, Milletvekili olduğu önseçim’i gösteriyor.
Bir başka örnek olarak da, üç adayın yarıştığı ve Selami Vardar’ın bu yarıştan galip çıkıp, belediye başkanı seçildiği önseçimi gösterip “mesela ben o önseçim’de başka bir adayı destekliyordum. Ama önseçimden Selami Vardar çıktı. Sonradan “İyi ki benim desteklediğim aday yerine Selami Vardar seçilmiş” dedim. Bu iki örnek bile parti üyesinin her zaman isabetli kararı verdiğini açıkça gösteriyor” diyerek noktalıyor sözlerini.
Son olarak, Eskişehir’de önseçim yaptırmayı başarıp başaramayacağını soruyoruz özkar’a:
-“ Elimden geleni yapacağım. Eskişehir’deki o iç mantığı ve realiteyi düzgün anlatmak gerekiyor.” Diyor önce…
Ardından da…
-“ Tabii bu partinin önünde eylem yaparak falan olmaz.” Diyerek, geçmişte yaşanan tepkiye de gönderme yapmayı ihmal etmiyor…

.....

    Eskişehir’den 3 isim…

Aralarında eski TBMM başkanları, bakanlar, genel başkan yardımcılarının da bulunduğu 99 eski milletvekili bir açıklama yapmış.
Partili Cumhurbaşkanlığı sistemini öngören anayasa değişikliği teklifiyle ilgili bir yazı kaleme alıp, bunu mektup olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a göndermişler.
önemli isimler var bu 99 eski milletvekili arasında.
Bir dönem devlet idaresinde bulunmuş siyasetçiler arasında Eskişehir’den de 3 isim bulunuyor.
TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk, eski tarım Bakanlarından Mahmut Erdir ve eski Devlet Bakanlarından İbrahim Yaşar Dedelek.
Her üçü de bu mektuba imza koyarak “Bizler, Anayasa Değişikliği ile ilgili olarak istikrarın öncelikle demokrasi, hukuk ve normalleşmede aranması gerektiğine inanıyor, Yüce meclisimizin bunu başaracak güç ve kabiliyette olduğuna inancımızı halkımızın yüce takdirlerine sunuyoruz.” Düşüncesinde olduklarını ifade etmişler…

.....

Geçmiş zaman olur ki…
Bir röportaj sırasında Demirel'e gazeteci soruyor :
- İsmet İnönü ile aranızda bir sıkıntı mı var?
Demirel'in cevabı:
- O arkasına koskoca Kurtuluş Savaşını almış bir kahraman. Ben kimim ki onunla bir sıkıntım olabilsin?
Demirel'in ilk başbakanlık dönemi, Anıtkabir ziyaret ediliyor. 
Demirel protokol gereği önde yürüyor. Bu durumdan rahatsız. Adımlarını yavaşlatarak İsmet Paşa’nın 
yanına gelmesini bekliyor. Bunu fark eden Paşa hızlıca Demirel'e yanaşıyor ve,
- Yürü, yürü rahat ol, sen başbakansın. Protokol kimsenin değerini düşürmez
diyor.
Siyaset ve zarafet iç içe geçmiş. 
Ne güzel bir görüntü.
Nezaket, tavır, üslup, devlet adamlığı bu…
.....

BİRAZ DA GüLMEK LAZIM
İki komşu kadın hafta sonu kocaları olmadan yemeğe çıkmışlar. 
Yemekten sonra bara falan derken sabaha doğru iyice sarhoş eve yürümeye başlamışlar. 
İyice sıkıştıklarını fark etmişler ama etrafta tuvalet falan bulamamışlar, mezarlığın yanından geçerken biri "hadi surda yapalım kimse görmeden" demiş, başka çare de yok, korka korka girip bir kenarda islerini bitirmişler. 
Temizlenmek için bir şey bulamadıklarından biri kilodunu çıkarıp kullanmış, diğeri eve böyle dönemem diye oradaki çelenklerden düşmüş bir bandı alıp kullanmış. 
Sabah kocalardan biri uyanıp karısını donsuz olarak sızmış görünce telefona sarılıp öbürünü aramış: 
- yahu biz fena boynuzlandık galiba, karım eve sabaha karşı ve donsuz olarak dönmüş... 
- sen gene iyisin, bizimkinin kıçına "seni asla unutmayacağız" diye bir de kart yapıştırmışlar.