Ne de güzel söylemiş halk ozanı Aşık Mahmut Çelikgün, “insanları bu hayata bağlayan, aşk sazının bir telidir evlilik” diye. Bu sözden yola çıkarak tam da evliliklerin, evlenme tekliflerinin arttığı bu dönemde evlilik konusuna biraz konuşalım mı? Aklı başında her insan kendisi ya da sevdiklerinin önce iyi bir “iş” ve sonrasında iyi bir “eş” sahibi olmasını ister. Peki, sadece bu istek doğrultusunda mı evlilik olmalı?

Evlilik sadece evlenmek için yapılan bir eylem olmaktan çıkmalıdır. Günümüz koşullarında fazlalaşan boşanma oranları da bazen bize gösteriyor ki insanlar sadece toplum baskısından kaçmak için, yaşadığı standartları geliştirmek ya da değiştirmek için evlilik konusunda acele ederek karar veriyor. Sonrasında ise bu kararının sonuçlarının daha ağır yaptırımlarla ödüyor.

Aile danışmanlığı sırasında gördüğüm tablolar aslında evlilik konusundaki kararların daha sağlıklı verilmesini gösteriyor. Çünkü evlilikten sonra bir de çocuk varsa süreç daha da zor oluyor. Mutsuz bir ailede büyüyen çocuklar geleceğin mutsuz bireyleri olarak yaşamlarına devam ediyor. Peki, bizim bir anlık kararla birçok hayatı etkilemeye ne kadar hakkımız var?

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki insanlar varoldukça evlilikte varolmaya devam edecektir. Önemli olan ise bizim kendimizi nerede gördüğümüz. Evlilik konusunda şablonlardan bahsedebiliriz. Kendimizi bu şablonların neresinde gördüğümüz ise asıl önemli husustur. Ne olduğumuzu ve ne istediğimizi bildiğimiz takdirde mutlu evlilikler kaçınılmaz olacaktır.

İki farklı ilişki şablonundan bahsedilebilir. İlki ben merkezli ilişkidir. BEN ilişkisi dediğimiz bu şablonda eşlerden birisi diğerini sürekli baskı altına almaya çalışır. Onu yönetmeye ve kendi kararları doğrultusunda hareket edilmesine dair baskı kurar. Bu tavırların temeline baktığımızda ise denetim odaklı korku kültürü vardır. Diğer şablon ise BİZ merkezli ilişkidir. Gelişim odaklı değerler kültürünün yaşattığı değerler üzerine kurulur. Biz ilişkisi içerisindeki eşlerin birbirinin üzerinde baskı kurmak, denetleme yapmak ya da bir savaş içerisinde olmaya ihtiyaçları yoktur ve bunu da yapmazlar. Bu varolan değerleri ile huzurlu ve mutlu bir yuva oluştururlar.

Doğru bir evlilik bize olumlu anlamla çok şey katar. İstatistikler gösteriyor ki, mutlu evliler evli olmayanlara kıyasla;

-Daha sağlıklı ve uzun yaşıyor.

-Hayatın anlamını ve doyumunu biliyor.

-Daha refah bir hayat yaşıyor.

Yine tekrar edeceğim ki evlilikler doğru insanla doğru zamanda yapıldığında beraberinde çok fazla olumlu durumlar getiriyor. Aslında Doğan Cüceloğlu’nun da söylediği gibi evlilik ilişkisi bir bahçedir çiçekte ekebilirsin dikende. Umarım bahçeniz de hep çiçekler olur ve doğru yolda doğru insanlara tutunursunuz…