Psikolog Yağmur Gökşen Bulut

Psikolog Yağmur Gökşen Bulut

PİSİ PİSİ

Kadına şiddet, çocuğa şiddet, hayvana şiddet… İnsanlık olarak sonunu getiremediğimiz, görmezden geldiğimiz, bana dokunamayan yılan bin yaşasın dediğimiz ve çözüm bulamadığımız bu olgu artık bizlerin sonunu getirmeye başlıyor. Önce alışıyoruz, duygusuzlaşıyoruz belki de ve sonrasında ise bu sadece 1,2 günümüzü etkileyen bir durum olmaya başlıyor.
Yanlışı nerede yapıyoruz dersiniz? Görmezden geldiğimiz şey ne? Hiçbir şeyimiz yoksa saygımız, sevimiz, inancımızda mı yok oluyor?
Hayvanları Koruma Kanunu yürürlüğe girmesine rağmen hayvanlara uygulanan şiddet artarak devam ediyor! Konya’da yaşanan vahim olay? Bundan 2,3 ay önce de birçok haber gelmedi mi karşımıza? Geçtiğimiz senelerde benzer görüntüler Avanos ve Elâzığ barınaklarından da gelmedi mi? Tepkiler yağıyor, yürüyüşler düzenleniyor, sosyal medyada birçok paylaşım yapılıyor. Peki kim kendine ne katıyor? Kim bunlardan bir pay alıyor. Özellikle savunmasız canlılara karşı şiddete meyilli olan kişilerin kör ve sağır olduklarını, bunları görmezden gelenlerin gamsız olduklarını düşünmekteyim. Her kim şahit olduğu şiddete tepki gösterip üzerine düşeni yapmaz ise başına gelmeyeceğinden şüphe etsin. Empati yapmak karakterinizi yüceltir, hayatınızı daha kaliteli yaşamanıza sebep olur.
Peki bu şiddeti uygulayanların aldığı cezaların fazla olmaması mı tekrarlanma sebebi yoksa bu kişilerin psikolojik olarak bir tedaviye tabi tutulmaması mı? Benim bir psikolog olarak bu kişi ya da kişilerin ne yazık ki sağlıklı bir ruh hali içinde olmadığına dair görüşlerim mevcut. Kişi ya da kişilerin tedavi altına alınması, ayrıca belli bir süre denetime tabi tutulması gerekmektedir.
Öfke kontrolü olmayan kişi ya da kişiler güç gösterisinde bulunuyor olabilir. Ya da gücü neye yetiyorsa ona şiddet uyguluyor olabilir. Özellikle öfke yönlendirmesi dediğimiz olguyu kullanıyor ve bunun sonucunda öfkesini bir nesne, canlı ya da kişiye yönlendiriyor olabilir. Öfkesini yönlendirdiği canlılar, eşyalar, bitkiler her şey olabilir aklınıza hangisi geliyor ise bilin ki öfke her şeye yansıyabilir. Şöyle düşünün oyun oynarken oyundan keyif almak yerine çok fazla hırslanıp kavga hali ortaya çıkabilir.
Hayvana şiddet uluslararası literatürde fiziksel şiddet olarak adlandırılıyor. Doğaya, hayvanlara karşı şiddet uygulamayla ilgili özel bir tanım yok fakat fiziksel şiddet tanımının hayvan veya insan için fark etmediğini görüyoruz. Yaşadığımız dünyada hayvanlara karşı fiziksel, duygusal ve psikolojik şiddet ve cinsel istismar var. Araştırmalarım ve edindiğim tecrübelerim ile şunu söylemeliyim, bütün bunların en büyük payı çocuksal travmalardır.

ŞEFKAT AİLEDEN ÖĞRENİLİR!
 Çocuk şiddeti modellemeyle öğreniyor. Çocuğa şiddeti öğreten en birincil örnekler ailesi yani yaptığı canlı modellemelerdir. Televizyon ve çizgi filmler ikinci plandadır. Yetişkinler hayvana şiddeti normal olarak karşılamadığında çocuk bunu örnek alır ve hayvan sevgisi içinde büyür. Geçen hafta yazdığım yazımda empati empati diye öyle çok değindim ki bu noktaya. Kişide eğer empati yoksunluğu varsa, bunun ilk belirtilerinden biri, doğaya eziyettir. Eğer çocukta hayvanlara karşı şiddet eğilimi varsa, büyüdüğünde çevresindekilere de aynı şekilde şiddet uygulayacaktır. Anne ve baba çocuğuna şefkat duygusu ve empati kavramını öğretmelidir. Empati susuz bir hayvanın susuz kalmasından kendini sorumlu hissetmektir. Bu duygu doğuştan gelmez sonradan öğrenilir.
Biz bu ülkenin bu dünyanın vatandaşlarıyız, dünya hepimizin tüm kötülükleri yok edecek olan ise sevgi ve saygıdır, iyi insan olmak, olmaya çalışmak, duyarlılık, empati sizleri eksiltmeyecek asla vazgeçmeyin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Psikolog Yağmur Gökşen Bulut Arşivi