30 Ağustos, ülke topraklarının geri alındığı günü temsil eder. İlk kez 1924 yılında Afyon’da, Başkumandan Zaferi adıyla kutlanan, 30 Ağustos günü, Türkiye’de, 1926’dan bu yana Zafer Bayramı olarak, kutlanmaktadır.
           Her yıl yurdun, dört bir tarafında, coşku ile kutlanan, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda,  her Türk insanı, Türk ordusunun, Türk toplumu için, ne ifade ettiğini, tarihi süreç içinde gururla hatırlar.
            Aslında Türk Ordusu, hakkında, her Türk, çok şey söyleyebilir. Ancak Türk Ordusu’nu, en güzel ve anlamlı olarak, Büyük Önder ATATÜRK, ifade etmiştir.
              ATATÜRK, “Ordu,Türk Ordusu!... İşte bütün Milletin göğsünü itimat, gurur duygularıyla kabartan şanlı ad! Ordumuz Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir. “ demiştir.
          Türk milleti, halk iradesine inandığı kadar, Türk silahlı Kuvvetlerine de inanmakta ve güvenmektedir. Çünkü Türk toplumunu,  Orta Asya’ da bugüne kadar iki unsur taşımıştır biri “KÖYLÜ” diğeri ise “ASKER” dir.
             Bu durumu çok iyi bilen ATATÜRK, köylüyü milletin efendisi yapmış, Ordu hakkında ise “     Türkiye Cumhuriyeti, yalnız iki şeye güvenir. Biri millet kararı, diğeri en acıklı ve güç şartlar içinde, dünyanın takdirlerine hakkıyla layık olma niteliği kazanan, ordumuzun kahramanlığı; bu iki şeye güvenir”. diyerek, Türk insanının, duygularına da, tercüman olmuştur.
            Yapılan anketlerde, Türk halkı, özellikle de gençler, Atatürk gibi, en çok Türk Ordusu’na güvendiklerini göstermiştir.
                Yine ATATÜRK’ün,“Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz,daha sağlam,bir askere rast gelmemiştir.Her zaferin mayası sendedir.Her zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla, itaatinle, hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi temiz kalbinle, düşmanı nihayet alt eden büyük gayretin için, gönül borcumu ve teşekkürümü söylemeği, nefsime en aziz bir borç bilirim”  demiştir.
               Türk halkı da, asırlardır, aynı duygular için de oldu. Türk Ordusu, tarih boyunca Türk milletinin güvenine layık bir icraat sergiledi. Verilen her görevi de, tereddütsüz yaptı ve yapıyor.
             Ancak son yıllarda, bazı politikacılar, Avrupa Birliği ülkeleri, dış ve iç şer odakları,   çeşitli senaryolarla veya Avrupa Birliğine, uyum gerekçesi ile Türk Ordusu’nu etkisiz hale getirmek istiyorlar.
              Bu hedeflerini gerçekleştirmek için de, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni, siyasi otoritenin emrine verme gayret ve çabaları var.
               Oysa ATATÜRK, “ Bir ordunun cevheri, ne olursa olsun, siyasete karışırsa, birlikte hareket ve savaşma kabiliyetini kaybeder. Ve vatanın müdafaa gücünü hiçe indirir. Siyasete karışmış bir ordunun karışmadan önceki disiplini ve savaşma kabiliyetini,  yeniden kazanabilmesi için çok zaman ister. “ diyerek, TSK’ nın, siyaset dışı kalması gerektiğini söylemiştir.  
              Türk Milleti de yılardır, Atatürk’ün bu vasiyetine uyarak, Türk Silahlı Kuvvetlerini, siyaset dışı tutmuş, kışlaya da siyaseti sokmamıştır. Bu güne kadar da, Cumhuriyetimizin, temel politikası ve ilkelerden biri olmuştur
               Türk halkı, TSK’ yı, etkisiz hale getirmek isteyen kesimlere,  karşı da tavır almalı, rejime, cumhuriyetin temel ilkelerine, ülke bütünlüğüne ve TSK ’ya, sahip çıkmalı, üzerine düşen görevleri de eksiksiz yerine getirmelidir.
             Çünkü demokrasi ile yönetilen ülkelerde, sorunların çözümü, halkın elindedir. Bu her Türk için, bir görev ve ödev olduğu kadar, bir haktır da.
              Bugün, Türk Silahlı Kuvvetleri, dünyanın en güçlü orduları arasındadır.
              Nitekim ABD’li,  askeri istatistik sitesi Global Firepower, her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyanın en güçlü ordularını mercek altına aldı. Dünya devletlerinin, askeri donanımlarıyla ilgili, her ayrıntının gösterilerek oluşturduğu listede, her sene üst sıralarda yer alan Türkiye, bu sene de ön sıralarda yer aldı.
              Dünyanın, seçkin orduları arasında yer alan ve özellikle geliştirdiği SİHA/İHA teknolojisiyle göz kamaştıran TSK, bu sene iki basamak üste taşındı. Geçtiğimiz sene 13. sırada yer alan TSK, 2021 yılının, en güçlü 11. ordusu unvanını aldı.
             Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Türkiye’nin, demokratik-laik yapısı, ulusal bütünlüğü ile sorunu olanların hedef tahtasında olmuştur. Türkiye’yi, zayıf düşürmek, kargaşaya sürüklemek, laik rejimini değiştirmek, parçalamak isteyenlerin, ilk hedefi Türk ordusu olmuştur.
            Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevi, Anayasa ve yasalarla belirlenmiş olup, yurt  dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı, Türk vatanını savunmak, dış ve iç şer odaklarına karşı  caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, TBMM kararıyla, yurt dışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışa katkıda bulunmak için de her an göreve hazırdır.
             Ülkemizin, bütünlüğü, bağımsızlığı, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti olan, Türkiye Cumhuriyeti’ nin, korunması,  güçlü ordu ile mümkündür. Güçlü ordu,  halkımız ve dostlarımıza güven verirken, düşmanlarımıza karşı da caydırıcı olacaktır.
             Nitekim Büyük Önder ATATÜRK ,“Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir. Ordumuz, Türk topraklarının ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek için, sarf etmekte olduğumuz sistemli çalışmaların yenilmesi imkânsız teminatıdır.” Sözleri ile TSK’ nın, Türk milleti için ne ifade ettiğini, en güzel şekikde ifade etmiştir.
            30 Ağustos Zafer Bayramı’nda, başta milli mücadelemizin önderi, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları olmak üzere, tüm şehitlerimizi, rahmetle, gazilerimizi de minnet ve şükranla yâd ediyoruz.