1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Hem kongre sonrası hesaplaşmalarına da ara verilmiş olur...

 


Belediyeler 1 yılını dolduruyor…


 


Mahalli seçimlerin üzerinden neredeyse 1 yıl geçti…


Yani…
Şu anda görev yapan belediye başkanları, görevlerinde bir yılı dolduruyor…


Dolayısıyla, belediye başkanları bu bir yıllık görev süresince neler yapıp, neler yapamadığını, yani bir yıllık sürenin envanterini, çalışma arkadaşlarıyla birlikte oturup, gerekiyorsa özeleştiri de yapmak suretiyle çıkartmalı…


Hata hatta…


Geride bıraktığı bir yıllık süre içinde yaptıkları ve yapamadıkları, hatta bundan sonra yapacaklarına ilişkin envanteri kamuoyu ile de paylaşmalı diye düşünüyoruz.


Böylece…


Belediye başkanları tarafından, seçim öncesi vermiş oldukları vaatlerin hangilerini bir yıl içinde yapıp yapamadığının ve verdikleri vaatleri görev sonuna kadar yapıp yapamayacaklarının kamuoyunda gündem olması gerekiyor…


Hem böylece, belediye başkanlarının kongre sonrası hesaplaşmalarına da bir ara verilmiş olur diye tahmin ediyoruz…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


 


Diz çöktürdü resmen!


 


Dünyada tedarik zinciri aksamaya başladı.


Bu durum, Türkiye dahil pek çok ülkenin üretimini yavaşlattı.


ABD borsaları %7 çakıldı.


çin ve Güney Kore ekonomisi zor durumda kaldı.


İran ve Sudi Arabistan’da camilerde, namazların dışında kuran okuma durduruldu.


Avrupa ülkelerinde işyerleri çalışanlarına “kendinizi iyi hissetmiyorsanız evde kalın ve oradan çalışın” demeye başladı.


çoğu ülkenin şehirleri, eve kapanan insanlar nedeniyle ölü şehirlere dönüştü.


Petrol göçtü.


Başta Avrupa olmak üzere pek çok ülkede yaşlılara gıda stoklayıp evde kalın tavsiyesi geldi...


Seyahat etmeyin uyarıları, yurt dışından gelenlerin 14 gün gözlem altında tutulma haberleri, turizmi vurdu.


Rezervasyonlar, bilim kongreleri ve tatiller dahil birbiri ardına iptal edilmeye başladı.


İnsanlar toplu taşım araçlarına binmemeye başladı.


Kimse sinemaya gitmez oldu.


Tüm bunların olmasına yol açan corona virüsünün sebep olduğu hastalığın 2-3 ay daha devam etmesi halinde, insanların evlere kapanacağı, okulların tatil olacağı, ülkeler arası seyahatlerin yasaklanacağı falan söyleniyor…


Kısacası…


Ne baş döndüren teknolojik gelişmeler, ne yapay zeka alanında ulaşılan mesafeler ne de kapitalizmin o kudretli gücü, gözle görülmeyen bir organizmaya yenik düştü.


O devasa ekonomilere sahip devasa ülkeler, gözün göremediği bir mikrop karşısında paniğe kapılıp, bildiğiniz diz çöktü…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


 


Bakın bu virüsten de  beter!


 


Yolda yürüyorsunuz…


Karşınızdan da 330 yaşlarında 4 tane genç geliyor…


Belki bunların tamamı, belki 3’ü, belki de 2’si işsiz…


Ama şu kesin ki, karşıdan gelmen 4 gençten birisi kesin işsiz!


Nereden mi çıkartıyoruz bunu?


Hemen söyleyelim:


Son açıklanan işsizlik rakamlarıyla Türkiye’de işsizlik oranı yüzde 13.7 rakamına ulaştı.


Araştırmanın bizzat devlet kurumu tarafından yapıldığı göz önüne alındığında bu rakamın aslında daha da yüksek olduğunu söylemek yanlış olmaz…


Evet! Dört kişiden biri şu anda işsiz bu ülkede…


Şu sıralar Dünya’yı kasıp kavuran, ülkelerin ekonomisini ciddi bir şekilde tehdit eden ve er geç Türkiye’nin de kapısına geleceği öngörülen  virüs ile uğraşıyoruz ya, aslında şu işsizlik rakamları, korktuğumuz ölümcül virüsten de beter bir durum yaratıyor bu ülke adına…


Virüs’ün yarın aşısı ya da ilacı bulunur ve dünya’yı tehdit eden bu ölümcül hastalık ortadan bir anda kalkıverir.


Peki bu ülkenin işsizliği nasıl ortadan kalkacak?


üretimin olmadığı, fabrikaların kapandığı, saçma sapan birçok üniversite ve o üniversitelere ait bölümlerin birbiri ardına açıldığı, sanayinin, tarımın, çalışma hayatının zor günler geçirdiği ülkede, işsizlik virüsü nasıl yok edilecek?


İnsanlar virüsten bir şekilde korunur da, işsiz olan milyonlarca insan işsizlikten nasıl korunacak?


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


Yazıklar olsun!


 


Eskiden çok rastladığımız ve yakınma konusu olan bir durum vardı çalışma hayatıyla ilgili.


İşyeri çalışanına “Sana şu kadar maaş veririm. Maaşının asgari ücret kadar olan bölümünü bankaya yatırır, kalanını ise elden öderim. İşine geliyorsa!” derdi…


Böylece vergiden kaçırır, kar elde ederdi ama çalışan ise asgari ücret üzerinden emekli olduğu için hak ettiği emekli maaşını en düşükten almak zorunda kalırdı.


Ne yapıldıysa önlenemedi bu uygulama.


İlginçtir ama günümüzde bu uygulama bile aranır hale geliyor.


çünkü…


Şimdi işyerleri çalıştırdığı insanlara “Seni asgari ücret alıyormuş gibi gösteririm. Pirimi asgari ücretten gösterir, bankaya da adına asgari ücret tutarını yatırırım. Ancak bu ücretin bir kısmını eden geri alırım. İşine geliyorsa!” demeye başlamış…


Kısacası…


Eskiden işyerleri, çalışanını asgari ücretten gösterip, üzerini elden veren bir uygulamaya giderdi…


Şimdi ise çalışanı asgari ücretten gösterip, verdiği ücretin yarısını elden geri alan bir yöntem uygulamaya başlamış…


Ne diyelim?


Bunu da görecekmişiz demek ki!


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


 


BİRAZ DA GüLMEK LAZIM



Yeni uzman olmuştu. Kasabada muayenehane açtı. Birkaç gün sonra biri geldi, onu doğuma çağırdı. Ertesi gün eve dönen doktoru, karısı merakla karşıladı:
- Nasıl oldu?
- Ah sorma, hiç iyi değil. çocuk ters geliyordu. Forsepsle almak zorunda kaldım. Fakat bir türlü çıkmadı, parçalandı. Bir saat sonra da annesi öldü.
- Vah vah, zavallı baba kim bilir ne kadar perişandır?
- O da öldü.
- Anlayamadım... Nasıl o da öldü?
- Forsepse dayanmış, bütün gücümle çekiyordum. çocuğun bacağı kopunca bütün ağırlığımla arkaya düştüm. Adamcağız arkada duruyormuş. Başı duvara çarptı, beyin kanamasından öldü.
Bir hafta sonra doktoru yine doğuma çağırdılar. Geç saatte yorgun argın dönünce, karısı:
- Doğum nasıl oldu? diye sordu.
Doktor:
- Gelişme var karıcığım. Bugün babayı kurtardım...


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi