Psikolog Yağmur Gökşen Bulut

Psikolog Yağmur Gökşen Bulut

HEYKELTRAŞ

Taş, demir, ağaç gibi maddeler işleyerek çeşitli eşyalar yapan kimseye denir? Peki toplumumuza kazandırılan bireyleri işleyenlere ne denir ? Toplumumuza kazandırılan bireyleri işleyenlere ebeveyn denir.
Geçen hafta öfke durumunda neler hissettiğimiz ve çevremize neler hissettirdiğimiz ile ilgili bazı konulara değinmiştim. Şimdi ise öfkenin başlangıcından, etkilerine ve öfke kontrolü konusunda neler yapabileceğimize değinmek istiyorum.
 Öfke kontrolü çocukluk çağında başlar ve beyin ön bölgesinin bir işlevidir. Kötü çocukluk çağı yaşantıları ve yanlış tutumlar çocuklarda öfke kontrolünü bozar. Öfke Kontrol Bozukluğu yaşayan bireylerde mutluluk hormonu adı verilen serotonin hormonunun çalışmasında da bir sıkıntı olduğu bilinmektedir.
Çocukluk çağında başladığından bahsetmiştim. Daha detaylı bahsetmek istiyorum bu konudan. Hep dikkat edilmesini söylediğim ve örneklendirdiğim bir konudur çocuk yetiştirme. Oyun hamuru gibi düşünebilirsiniz bir çocuğu ve ne şekil verirseniz o çocuk o şekli alacaktır. Yani bir çocuğu yetiştirmek tamamen sizin elinizde. İstediğiniz şekli vermekte. Kural basit; çocuğunuza şiddet uygularsanız, çocuğunuza kendisini değersiz hissettirirseniz, haksızlıklara maruz kaldığında yanında olmazsanız çocuğunuz öfkeli bir birey olma yolunda hızla devam edecektir. Yani burada aslında ego ve öfke ilişkisinden biraz uzaklaşıp yetiştirme şeklinin öfkeye etkisinden bahsetmek istedim. Ailesi tarafından şiddete maruz kalan çocuklar saldırganlığı bir sorun çözme yöntemi olarak benimser. Ailesi ya da öğretmeni tarafından önemsenmemek bir saldırganlık etkenidir. Çocuk normal yollardan dikkat çekemediğini görünce öfkeyi kullanır.  Televizyonda şiddet içerikli görüntülere maruz kalan çocuklarda öfke sorunlarının arttığı tespit edilmiştir. Saldırganlık temalı filmler, haberler ve müzik klipleri çocuğun saldırgan olmasında etken olabiliyor. Amerika’da yapılan bir araştırmada müzik kliplerinin %80 ’inin şiddet içerikli olduğu, bunun da çocuk ve ergenlerde şiddeti körüklediği belirlenmiştir.
Öfkenin çevremizi olumsuz etkilemesi dışında bizi de olumsuz etkilediğinden bahsetmiştim. Peki, bir çok hastalığın sebebinin öfke olduğunu duymuşmuydunuz?
Öfke hangi hastalıklara sebep olur?
-    Kalp hastalıkları: Birikmiş öfke kişinin kalp hızını arttırır, aynı zamanda kişinin kalp damarlarında daralma ve kriz etkenidir.
-    Hipertansiyon: Öfke damar elastikiyetini bozar, kalıcı hipertansiyon oluşur. Şeker hastalığı: Biriken öfke metabolizmayı bozar ve şekeri yükseltir. Şeker hastası olanların çoğu öfkelidir  Ruhsal bozukluklar:birikmiş öfke bir çok bozukluğa yol açar. Örneğin, öfke depresyona depresyon öfkeye yol açar
-    Genlerde olanlar ortaya çıkar:  Hepimizde bazı hastalıkların geni mevcut olabilir. Eğer bu genleri aktifleştirmemeyi başarabilirsek, hastalanmadan hayatımızı sürdürebiliriz. Ama öfkeyi kontrol edememe gibi bir problemimiz varsa bu genlerin aktifleşme riski artar. O zaman genetik haritamızda var olan birçok hastalık tetiklenir. Son yıllarda kanserlerin artmasının altında yatan en önemli etken birikmiş öfke ve strestir.
Peki biz öfkelenince neler yapabiliriz?
•    İlk olarak öfkelendiğinizi fark ettiğiniz an kendinize zaman tanıyın. Derin bir nefes alın ve kendinize sakin ol, öfkelenecek bi şey yok, rahatla gibi telkinlerle kendinizi andan uzaklaştırmaya çalışın.
•    öfkenizi doğru şekilde ifade edin. İlk öfke anınız geçtikten sonra yaşadığınız öfke patlamasının etkilerini doğru bir şekilde ifade edin. Karşınızdaki kişiyi incitmeden ifade etmeniz daha sağlıklı olacaktır.
•    öfkenizi spor yaparak dışarı vurun. Spor, yürüyüş gibi fiziksel aktiviteler sizin serotonin hormonunuzu arttırır. Bu gibi aktiviteler yapmanız öfkenizin etkisini azaltacaktır.
•    Stres seviyenizin yükseldiğini hissettiğinizde kısa molalar verin. Gün içerisinde stres seviyenizin yükseldiği anlar olabilir bu anlarda kısa molalar vermek ve düşünmek sizi rahatlatacaktır.
•    öfkenize yol açan nedenlere değil çözümlere odaklanmak siz ve çevreniz açısından daha sağlıklı bir davranış olacaktır. Çocuklarınızın odalarının sürekli dağınık olması sizi çıldırtıyor mu? Odalarının kapısını kapatın. Duygularınıza farklı bir açıdan bakmayı öğrenmek kontrolünüzde olmayan durumlarla çok daha rahat baş edebilmenizi sağlayacaktır.
•    SEN dili yerine BEN dilini kullanmak daha yapıcı bir durum olacaktır. Sinir kat sayınızı yükselten durumlarda karşınızdaki kişiyi eleştirmek ve suçlamak yalnızca gerilimin daha da artmasına neden olur. Örneğin eşinizin temizlik yaparken size yardım etmemesi sizi rahatsız ediyorsa “sen bana temizlik yaparken neden hiç yardım etmiyorsun” gibi suçlayıcı bir cümle yerine “temizlik yaparken çok yorulduğum için ve tek başıma zorlandığım için çok üzülüyorum” gibi bir cümle daha işlevsel olacaktır.
•    Öfkenin sizi kindar birine dönüştürmesine izin vermeyin! Affetmeyi bilmek hem sizi rahatlatıcı bir durum hem de büyük bir erdemdir. Öfkenizin sizi yönetmesine izin verirseniz kendi yarattığınız negatif duygular hapisanesinin müebbet yemiş mahkumu olursunuz. Öfke anlarınızda karşı tarafı affetmeniz hem içinde bulunduğunuz durumu soğukkanlılıkla değerlendirebilmenizi hem de ilişkilerinizin kuvvetlenmesini sağlar.
•    Öfkenizle baş edemediğiniz durumlarda profesyonel bir destek almaktan çekinmeyin!
•    Öfke kontrolünü öğrenmek bu konuda sorun yaşayan herkes için başlı başına bir mücadeledir. Eğer tüm çabalarınıza rağmen öfkeniz sonradan pişman olacağınız ya da çevrenizdeki kişilerin kırılmasına yol açan davranışlara neden oluyorsa bu konuda bir psikolog ile görüşmenizin zamanı gelmiş demektir.
Unutmayalım ki, öfkelerimiz bizi kontrol etmeden biz öfkemizi kontrol edebiliriz !!!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Psikolog Yağmur Gökşen Bulut Arşivi