1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Hiç seçim falan yapmayalım o zaman!

Her seçim öncesi seçim afiş ve duyurularına ilişkin bir kavga mutlaka yaşanır…


-“Bizim afşimizi indiriyorlar ama kendileri asıyorlar…”


-“Bize bilboard verilmiyor ama aynı bilboardlar kendi partilerinin reklamlarından geçilmiyor…”


-“Bizim afişlerimizi gece yarısı sökmüşler…”


-“Bizim afişlerin üzerini kapatmışlar…”


-“kamu binalarını afişlerle doldurmuşlar…”


Böylece uzayıp gidiyor tartışma…


önümüzdeki günlerde bu tartışma ve kavga muhtemelen daha da şiddetlenecek…


-“Bizim el ilanlarımızı dağıtmamıza izin verilmedi ama onlarınki dağıtılıyor”


-“bizim sesli propaganda aracımız engellendi ama onlarınki bangır bangır bağırıp geziyor”


-“Trafik bizim aracımıza ceza keski ama onlarınki fink atıyor” gibi tartışmalara da tanık olacağız.


Sonuç olarak…


Her seçim önce yaşanan tartışmaları bu seçim öncesinde de yaşıyoruz.


Bir yandan da “Acaba uğruna bu denli kavga edilip, kıyamet kopartılan afişler bu kadar önemli mi?” diye merak etmiyor da değiliz hani…


Gerçekten, bir partinin ya da adayının afişlerine bakıp beğenerek, o parti ve adayına oy veren seçmen var mıdır?


Ya da…


Afişlerini beğenmediği için o parti ve adayına oy vermeyen bir seçmen olabilir mi?


-“Bu aday her yeri afişleriyle donatmış. O yüzden oyumu o adaya vereceğim” der mi bir seçmen?


Veya…


-“Adamın afişi dahi yok. Benden ona oy falan gitmez” diye düşünür mü?


Bizce, vereceği oyu seçim afişlerine endeksleyen bir seçmen yoktur…


Fakat…


“Yanlıyorsun. Afişlerin seçimlere çok büyük bir etkisi var” deniliyorsa, o halde seçim yapmaya gerek yok…


Zira…


En çok afiş asan parti ve adayı, direk gitsin, belediye başkanı olarak otursun koltuğa…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Kötü bir duruma düştü…


 


CHP’li Ali Haydar çelik’i severiz…


Biraz fevri çıkışları vardır ama sonuçta dobra bir isimdir…


Ağzına geleni geldiği gibi söyleme tavrına sahiptir.


Meclis üyeliği için aday adayı olduğu CHP’de, ismini listelerde bulamayınca sosyal medya hesabı üzerinden başlamış verip veriştirmeye…


Ağır eleştirilerinden Kazım Kurt da nasibini almış…


Bir süre sonra isminin kontenjan adaylar içinde olduğunu görünce, önceki yaptığı paylaşımları silmiş ama iş işten de geçmiş…


Zira…


Yaptığı paylaşımları herkes görmüş…


Yukarıda da söyledik…


Kendisini severiz…


Ama yapmış olduğu bu hareketle hem kötü bir duruma düşmüş olması, hem de, siyasette yeri geldiğinde anlatılacak bir olayın müsebbibi olacağı için üzüldük doğrusu…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


Değişik bir bakış açısı…


-“Eskişehir’deki AK partililer şöyle düşünmeli: Eğer illa CHP’den birileri Milletvekili ya da Belediye başkanı olacaksa, o birileri bu şehrin tanıdığı bildiği, bu şehrin içine sindirdiği birileri olmalı. Aynı şekilde, Eskişehir’deki CHP’liler şöyle düşünmeli: Eğer illa AK parti’den birileri Milletvekili ya da Belediye başkanı olacaksa, o birileri bu şehrin tanıdığı bildiği, bu şehrin içine sindirdiği birileri olmalı. Siyasete bu bakış açısıyla bakılırsa, Eskişehirli kendini daha iyi hisseder. Olay da kan davası gibi görünmekten çıkmış olur”


Dün bir sohbet sırasında bir tanıdıktan geldi bu sözler…


Re dersiniz?


üzerinde konuşulmaya değer bir bakış açısı değil mi sizce de?


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


 


Bu işler böyle yürüyor…


 


ABD ve İngiltere’de ilkokul çocuklarına okutulan, Rus kökenli bir halk masalı var.


Kırmızı İbikli Küçük Tavuk.


Masal şöyle:


Kırmızı ibikli küçük tavuk, gezinirken buğday tanesi bulur, o buğdayı tarlaya ekebilmek için çiftlikteki öbür hayvanlardan yardım ister, hiçbiri yardım etmez, kırmızı ibikli küçük tavuk mecburen iş başa düştü der, kendisi eker, kendisi büyütür, kendisi hasat eder, kendisi değirmene taşır, kendisi un yapar, neticede ekmek yapar. Mis gibi ekmek kokusu etrafa yayılır. Kırmızı ibikli küçük tavuk “beraber yiyelim mi?” diye sorar. O hiç yardım etmeyen öbür hayvanların ağzı sulanır, “eveeeet yiyelim” derler. Kırmızı ibikli küçük tavuk acı acı gülümser, “yok öyle yağma” der, bir lokma bile vermez.


 


Bu masalı okuyan Amerikalı, İngiliz ve Rus çocuklar kıssadan hisse çıkarırlar, ders alırlar, çalışmayana, üretmeyene, karnını doyurmak için başkasından medet umana ekmek olmadığını kavrarlar.


xxx 


Büyüklerin de öğrenmesi açısından bu masalın bir başka versiyonu hazırlanmış.


Daha doğrusu masal küreselleşme karşıtı aktivistler tarafından revize edilmiş.


UNICEF’in sitesinde revize edilmiş şekliyle de yayınlanmış...


Kırmızı ibikli küçük tavuk, gezinirken buğday tanesi bulur, o buğdayı tarlaya ekebilmek için çiftlikteki öbür hayvanlardan yardım ister.


ördek “sen buğdayı filan boş ver, sana kahve tohumu satayım, acayip para kazanırsın, istediğin kadar buğday alırsın” der.


Domuz “sen buğday yerine kahve ek, nasıl satarım diye merak etme, ben senin adına pazarlarım” diye seslenir.


Fare iyice cesaretlendirir, “buğdayla uğraşma, kahve ekebilmen için istediğin kadar borç vereyim, ufak ufak ödersin” diye akıl verir.


xxx 


Kırmızı ibikli küçük tavuğun aklına yatar.


“Kahve üretiminden anlamam ki, nasıl yapacağım” diye sorar.


ördek “sana gübre satayım, çok çabuk büyür” der.


Domuz “böceklerden korumak için ilaç satayım” diye seslenir.


Fare gene finansal açıdan yaklaşır, “gübre ve ilaç alabilmen için sana istediğin kadar borç vereyim, ufak ufak ödersin” diye akıl verir.


xxx 


Neticede hasat vakti gelir.


Kırmızı ibikli küçük tavuk “şimdi ben ne yapacağım bu kahveyi” diye sorar.


ördek “paketlemek için benim fabrikama getirebilirsin” diye akıl verir.


Domuz “kusura bakma, herkes kahve ekti, fiyatlar acayip düştü, senin kahve beş para etmez” diye seslenir.


Fare ise “borcunu öde artık” der!


xxx


Kırmızı ibikli küçük tavuk, ibiğini kaptırdığını fark edince...


“Aç kaldım, ekmek verecek yok mu” diye ağlar.


ördek “ekmek kolay da, alacak paran var mı” diye sorar.


Domuz “herkes kahve ekti, buğday karaborsaya düştü, kusura bakma, istersen ekmek yapman için sana ithal buğday tohumu satayım” der.


Fare ise avukatıyla gelir, “borcuna karşılık tarlanı haczetmek zorundayım, uslu tavuk olursan artık benim olan tarlamda yevmiyeyle çalışıp buğday yetiştirmene izin veririm” diye akıl verir.


xxx


Şimdilerde maalesef, kırmızı ibikli küçük tavuk, eskiden kendisine ait olan tarlada ırgat olarak çalışıyormuş.


Yevmiyeyi almaya gittiğinde, ördek, domuz ve farenin aslında senelerdir şirket ortağı olduklarını öğrenmiş.


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


Biraz da gülmek lazım


 



çoğunluğunu Lazların oluşturduğu komando bölüğü 10 gündür ormanda, çamurda, aç susuz pislik içinde, doğal yaşama uyum eğitimi yapmaktadır. 11.nci gün Komutan çavuş Dursun'u çağırdı:
— çavuş,10 gündür Bölük gayet iyi bir performans gösterdi! Bizde onları ödüllendirelim, bugün çamaşır değiştirebilirler artık..
— Başüstüne Komitanım!
Dursun çavuş, bir heves koşarak bölüğü toplar :
— Sizlere çok sevinecegunuz bir haber cetirdum uşaklar!. Komitan izin verdi bugün erat çamasir degistirecek, siraya geçin bakiyum, şimdu de degistirun.
Temel sen Idrisle.
Ismail sen Kemalla..
Sadik sen Cemallaa…


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi