1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

İktidara gelse bile muhalefet yapar!

AK partili Beşir Atalay’dı sanırım…
2014 yılında bir açıklaması vardı…
Açıklamanın bir bölümünde ise CHP’yi eleştirmiş ve şu tespiti yapmıştı:
-“CHP iktidara gelse bile muhalefet yapar”
Bu tespit aslında, CHP içinde yıllardır yaşanan parti içi olaylar bütününün ortaya konulmuş en güzel tanımıydı bizce…
Eski bakanların ve AK parti yetkililerinin söylemiş olduğu sözler ve yaptıkları tespitler pek aklımızda kalmaz ama Beşir Atalay’ın yıllar önce CHP ile ilgili yapmış olduğu bu tespit hiç aklımızdan çıkmadı.
Yukarıda da söyledik ya, aslında bu tespit, CHP içinde alışkanlık haline gelen ve kronikleşen bir durumun en güzel anlatım biçimiydi bize göre…

Zira…
CHP yıllardır bütün enerjisini iktidara muhalefet etme yerine, kendi içindeki muhalefete harcadı ve harcamayı da sürdürüyor.
Bu tespitin yaşayan en bariz örneğini Eskişehir’de görmek mümkün…
Bakın büyükşehir belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen’in durumuna?
Sağ seçmenin bile önemli oranda oyunu alabilen Büyükerşen’e şehirdeki en büyük muhalefet CHP’lilerden geliyor…
Büyükerşen’e yönelik muhalefet hareketinin öncülüğünü, CHP’li olarak bilinen, kendilerini CHP’li olarak tanımlayan ve her lafı geldiğinde “Ben dededen bu partiliyim” sözü ile konuşmaya başlayan kişi ve gruplar çekiyor…
CHP’lilerin Büyükerşen’e olan muhalefeti çoğu zaman AK parti muhalefetinin de önüne geçiyor.

Bakın Ahmet Ataç’a…
Şu anda mümkün olsa diğer partilerin karşısına aday bile çıkartmayacağı bir konumu yakalamış vaziyette.
Kamuoyunda öyle bir algısı oluştu ki, seçimi yeniden kazanacağına hiç kimsenin en ufak bir şüphesi dahi yok…
Sağ’dan da oy alıyor, sol’dan da…
AK Partilisi de veriyor oyu MHP’lisi de…
Sevmeyeni, kızanı, “olmasın” diyeni yok…
Ama gel gör ki ne çekiyorsa CHP’lilerden çekiyor…
AK partili ve MHP’li seçmen öve öve bitiremiyor, CHP’liler eleştirmekten bir türlü vaz geçmiyor…
Kazım Kurt örneğin…
5 yıldır, özellikle AK Parti’nin kendisi ve Odunpazarı belediyesi üzerinde sistematik bir şekilde sürdürdüğü sert muhalefet var…
Rakip partinin yaptığı muhalefet elbette olması gereken bir siyasi davranıştır…
Normalde rakip parti tarafından yapılan muhalefetin çok büyük etkisi olmaz.
Sadece kendi partisinin tabanını diri tutma anlamında bir katkısı olur.
Ama gelin görün ki AK parti’nin başlattığı bu muhalefete CHP içinden de destek olanlar çıkarsa ve bir müddet sonra AK partililer ve CHP içindeki muhalifler aynı ağızla konuşmaya başlarsa, ortaya başka bir algı çıkmış olur…

Sonuç olarak…
Kazım Kurt’un da AK parti’den çektiği kadar kendi partililerinden çektiği bir vakadır…
-“CHP iktidara gelse bile muhalefet yapar” sözüyle başladık ya yazıya…
öyle çok fazla söze de gerek yok…

Zira…
CHP dışındakiler CHP ve CHP’lileri daha iyi tanıyor galiba…


.....


 


Eleştirdiğin kadar defoluysan eğer…


Eskişehirspor’da yıllardır herkes birbirini suçluyor…
Gitmedik ama gerek izlediğimiz, gerekse okuduğumuz kadarıyla önceki gün yapılan genel kurulda da bu gelenek bozulmamış.
Kürsüye her çıkan başka birine dokundurmuş.
Her kürsüye çıkana da bir başkası aynı şekilde verip veriştirmiş.
Anlayacağınız…
Yıllardır yapıla geldiği gibi herkes lafı yemiş, herkes birbirine laf yedirmiş…
Yine yıllardır olduğu gibi, herkes kendince haklıymış, herkese göre herkes haksız…
Herkes doğruları söylüyormuş kendince, herkese göre herkes son derece yalancı…
Herkes “benim en ufak suçum yok” derdindeymiş, herkes herkesi resmen suçlu ilan etmiş.
Spordan ve futboldan pek anlamadığımız için başlarda bu bize garip gelmişti…
“Nasıl olur da herkesin herkesi sorumlu tuttuğu ve eleştirdiği bir ortam olabilir. Bir yerde sıkıntı varsa, birileri haklı, diğerleri haksızdır. Ama Eskişehirspor’da konuşmalara, söylemlere, ithamlara ve iftiralara bakılırsa, herkes kendini masum, karşısındakini suçlu ilan ediyor?” diye düşünürdük…
Şimdilerde bunun nedenini daha iyi anlıyoruz galiba…

çünkü…
Eskişehirspor camiasında galiba herkes, eleştirdiği insan kadar defolu olsa gerek…
Suçlayan suçlanıyor, suçlanan suçluyor.
Bir türlü laf bitmiyor mübarek!


.....


Madem Büyükşehir adayını önce açıkladın…


AK parti Büyükşehir belediye başkan adayı Burhan Sakallı’ya sormuştuk gazetemizi ziyaret sırasında…
-“Seçim kampanyasına tam anlamıyla ne zaman başlayacaksınız?” diye…
Şimdilik ziyaretler falan yaptığını söylemişti.
Bir yandan da proje hazırlıklarına devem ettiklerini söyledikten sonra “İlçe adayları belli olduktan sonra senin söylediğin tam anlamıyla çalışma başlayacak” demişti.
Gerçekten bu söylediklerinden başka yapabileceği bir şey yoktu Burhan Sakallı’nın…
özellikle, partisinin Odunpazarı ve Tepebaşı adayları belli olmadan kampanya başlatmanın da bir anlamı yoktu.
Aslında bu durum partinin çok da doğru olmayan bir tutum izlediğini ortaya koyuyor…
Büyükşehir adayı açıklanıyor ama en az büyükşehir adayı kadar önemli iki büyük merkez ilçe adayı bir türlü açıklanmıyor…
Bu durum, AK parti açısından “günler boşa geçiyor” demek.
öyle ya…
Madem büyükşehir adayı açıklanıyor, ardından iki büyük merkez ilçe adayını da açıkla ki, seçime yönelik kampanya biran önce başlayabilsin…
İlçe adaylarını erken açıklamayacak mısın? O halde büyükşehir adayını da açıklama ki bir işe yarasın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi