1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

İktidarların yarattığı güç odakları

Her iktidar güçlü olmak, gücü elinde tutmak ve gücünü devam ettirmek için, kendisine her alanda destek olacak yeni oluşumlara ihtiyaç duyar.
İhtiyaç duyacağı bu yeni oluşumları yaratmakla başlar işe.
örneğin her iktidar kendi zenginini yaratır…
Kendi basınını, kendi sivil toplum örgütlerini, kendi bürokrasisini ve kendi sendikalarını yaratır tek tek.
Bu sayede, hem onlardan güç alır hem de  muhalif olanlara karşı önünde stoperlik yapacak geniş bir cephe oluşturur.
Bir süre sonra, zengininden basınına, sivil toplum örgütlerinden sendikalara kadar tüm yarattığı bu yeni oluşumlar, süreç içinde,  iktidar adına, iktidarın gücünü yavaş yavaş ele geçirmeye başlar.
Bir zaman geldiğinde en az iktidar kadar söz sahibi olup çıkar her biri.
Böylece, iktidar parti binalarından değil, yaratılan zenginlerin ofislerinden, basın merkezlerinden, sivil toplum örgüt binaları ile bürokrasi ve sendikalardan yönetilmeye başlar…
İktidarların yarattığı bu oluşumlara yönelik “İktidarın arka bahçesi oldu” tanımı yapılır ya sık sık…
Aslında bir süre sonra iş tam tersine döner.
Zira mesele artık öyle bir noktaya gelir ki: iktidar partisi bir anda, kendi yaratmış olduğu o güçlerin arka bahçesi haline dönüşüverir.
Artık, o güçlerin iktidar adına karar verme, iktidar adına inisiyatif alma ve iktidardan daha çok iktidar gücünü kullanma dönemi resmen başlamış, iktidar gücü artık tam anlamıyla ellerine geçmiştir.
Bu aşama aynı zamanda iktidarların sembolik bir kuruma döndüğünün ilanıdır.
İşin ilginç tarafı, yarattıkları gücün sebep olduğu yanlışlıklar ve oumsuzlukların hesabını da vermek, iktidarlara kalır.
örneğin:
İktidar, yarattığı güçlerden birinin sebep olduğu yanlış bir uygulama karşısında  “Bana ne?” diyemez…
Yarattığı güçlerden birinin yaptığı saçma sapan açıklamaları karşısında “yaptıkları iktidarımızı bağlamaz” falan da diyemez…
O gücü bir kere eliyle vermiştir artık…
çaresiz kabullenmek zorundadır…
O güçlerin neden olduğu olumsuzlukları savunmuyor olsa da, karşı da çıkamaz.
Yazının başına dönecek olursak…
Her iktidar kendi güç odaklarını yaratır.

Ancak…
Zamanla iktidarın gücünü eline geçiren o güç odakları, o iktidarın da sonunu hazırlar…


.....


“Sen bize gelmedin ama…” der gibi olmuş…


Pazar günü CHP’nin Tepebaşı İlçe kongresi vardı.
Kongrede Büyükşehir belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen yoktu.
çünkü…
Büyükşehir belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen aynı saatlerde TüYAP Kitap Fuarındaydı ve “Zamanı Durduran Saat” isimli kitabını imzalamak için okurlarla buluşuyordu.
CHP’nin Tepebaşı ilçe kongresinde, gündem tamamlanıp, seçimlere geçilince, kongrede bulunanlar toplu halde TüYAP Kitap Fuarına gitmişler.
Doğruca Yılmaz Büyükerşen’in kitabını imzaladı standın önünde toplanmışlar.
Milletvekili Jale Nur Süllü, parti Meclisi üyesi Gaye Usluer, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ve İl Başkanı Abdülkadir Adar’ın da olduğu grup, kitap standının başında bir de Yılmaz Büyükerşen ile fotoğraf çektirmiş.
Bu ziyaret biraz “Bak sen bize gelmedin ama biz sana geldik” gibi olmuş…


 


.....


O küçücük verilen haberlerin içinde var ya…


Gazete ve TV kanallarında özet halinde verilen uyuşturucu ile ilgili haberleri okuyup ve izleyip geçiyoruz…
Alışılagelmişlikten midir bilinmez, bazen hiç okumaya bile gerek duymuyoruz bu tür haberleri.
Yapılan operasyon ve baskınlar, yakalanan esrar ve eroin gibi uyuşturucular, hayatları kurtulan gençler nedense hiç ilgimizi dahi çekmiyor.
Halbuki…
Her operasyonda, bu şehri zehirlemek isteyen kötü niyetli insanlar emellerine ulaşamıyor.
Her baskında yakalanan uyuşturucu ile gençlerin geleceği kurtuluyor.
Yakalanan her bir gram uyuşturucu ile, toplumun zehirlenmesinin önüne geçiliyor.
***
Amerikan filmlerinde sıkça konu edilir…
Bir operasyon düzenlenir, yüzlerce insanın yaşamı kurtarılır.
Film, insanların yaşamını kurtaran kahramanın gülümsemesiyle son bulur.
Siz de TV başında tarif edemeyeceğiniz bir huzuru yaşarsınız…
çok sayıda insanın kurtulmuş olması, tarifi imkansız bir gülümseme yerleştirir yüzünüze.
Aslına bakarsanız, bu tür hayali filmlerin gerçeği, Eskişehir’de, hem de sık sık çekiliyor…
Nasıl mı?
Anlatalım o zaman:
Eskişehir Huzurlu bir kent…
öğrencisi oldukça fazla olan da bir kent…
Aynı zamanda da genç nüfusa sahip bir kent…
Bu 3 özellik bile bu şehri,  kötü niyet taşıyan insanlar için adeta “Cazibe merkezi” yapar…
Yasa dışı işlerle uğraşan her kötü niyetli insan, böyle bir kente bir şekilde girmek ve kötü niyetlerini bu şehirde sergilemek ister…
özellikle işi uyuşturucu satmak olan insanlar için Eskişehir’den daha uygun ve güzel başka bir şehir daha yoktur.
Bu yüzden defalarca denerler bu şehirde olmayı ve barınmayı…
Bir yandan büyük paralar kazanıp, bir yandan da insanları zehirlemeyi…
Ta ki kafalarına Emniyetin, Narkotiğin bir operasyonunu yiyinceye kadar niyetleri tam da budur…
O yüzden…
Ne bu kötü niyetli insanların Eskişehir’de var olma isteği biter, ne de Emniyet’in o insanları bu şehirde barındırmama kararlılığı…
***
Eskişehir’de bu meselede, bugüne kadar kazanan hep Emniyet ve narkotik oldu…
Sözünü ettiğimiz o kötü niyetli  insanlar bu şehre çoğu kez giremedi.
Giren de amacına ulaşma adına bu şehirde barınamadı…
Bugüne kadar uyuşturucu satıcılarına karşı gösterilen mücadele, bundan sonraki süreçte de gösterileceğinin adeta teminatı oldu…
Yazının başına dönecek olursak…
İşte, yukarıda sözünü ettiğimiz filmlerin gerçeğini biz Eskişehir’de, sık sık tekrarlanan ve göz açtırılmayan her uyuşturucu operasyonunda izliyoruz…
Yapılan her operasyon sonrasında,  yüzlerce genç insanın yaşamının kurtulduğuna şahit oluyoruz.
Kendi içimizde bunun tarif edilmez bir huzur ve mutluluğunu da yaşıyoruz…
O yüzden, gazete ve TV haberlerinde küçücük geçen o uyuşturucuya karşı verilen mücadele haberlerini küçümsemeyin.

çünkü…
O küçücük haberlerin içinde hayatı kurtulan insanlar, hapse tıkılan vicdansızlar ve  hayat kurtaran kahramanlar var…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi