1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

İl ve İlçe başkanları...

Milletvekilleri, İl ve İlçe Başkanlarının üzerinde bir pozisyondadır.
Ancak...
Milletvekilleri seçim bölgesi olan şehirlerinin sınırlarına girdikten sonra İl ve İlçe Başkanlarına tabidir.
Onların yaptığı programa katılmak durumundadır.
İl ve İlçe Başkanları, Belediye Meclis gruplarının da aynı zamanda başkanlarıdır.
Bu sorumluluk siyasette, il ve ilçe Başkanlarına büyük görevler yükler.
İşte bu yüzden il ve ilçe başkanları kimsenin adamı olmamak zorundadır.
İşte bu yüzden...
İl ve ilçe başkanları uzaktan kumanda ile yönetilmemelidir.
Ve işte bu yüzden...
İl ve ilçe başkanları birilerinin bir yerlere gelmesi için değil, partinin bir yerlere gelmesi için gayret sarf etmelidir.

Bunun tek yolu, il ve ilçe başkanlarının her partiliye eşit mesafede olmasını gerektirir.
-"Partide benim için milletvekili de birdir sade üye de" diyebilen il ve ilçe başkanları, görevlerini en iyi yapan il ve ilçe başkanları olmuştur...
Diğerleri, görev yapmasının üzerinden yıllar geçse dahi bugün bile hep "Şunun adamıydı" diye anılır.

Şimdi...
Partilerde görev yapan bildiğiniz il ve ilçe başkanlarını şöyle bir aklınızdan geçirin.
Hangileri "Partimde benim için milletvekili de birdir sade üye de" diyebilecek nitelikte?
Hangileri "şunun adamı" diye anılıyor?
Hangileri?
......
O şimdi Asker...

Atakan, Yetkin Tetik'in büyük oğlu.
İnşaat Mühendisi.
Yüksek lisansını Amerika'da yaptı.

Kısacası.
İyi bir eğitim görüp, iyi yetişti.
Yetkin Tetik'in, gerek inşaatları gerekse Çibörek Evi işyerlerinde en önemli yardımcısı oldu.

Yine...
Yetkin Tetik'in gerek 7 Haziran, gerekse 1 Kasım seçimleri öncesi Milletvekili adaylığı sürecinde, seçim kampanyasını adeta üstlenip,babasına bu anlamda en büyük katkıyı verdi.
Aday olan babasının basına servis edilen haber ve fotoğraflarını hazırlamaktan tutun da, yine babasının seçim sürecinde yaptığı etkinliklerin organizasyonu ile yakından ilgilendi.

Kısacası...
Genç Atakan, babası Yetkin Tetik'e hem ticarette hem de siyasette verebileceği katkının fazlasını verdi.
İşte o genç Atakan vatani görevini yapmak üzere askere gitmiş.
Geçtiğimiz günlerde de yemin töreni varmış.
Yemin töreninde oğlunu yalnız bırakmayan Yetkin Tetik, asker elbisesiyle gördüğü Atakan ile bir kez daha gururlanmış.
Genç Atakan'a hayırlı teskereler temenni ederken, babası Yetkin Tetik'e de "Allah kavuştursun" diyoruz.
......

Eleştirilerimizin kaynağı
alışkanlıklarımız mış...

Günlük yaşamda sık tekrarlanan olumsuzlukları kaleme alıp, sürekli eleştiriyoruz.
Meğer yaptığımız eleştirilerin kaynağında Türk halkının alışkanlıkları yatıyormuş.
Yapılan bir araştırmada Türklerin çok sık başvurdukları ve anlam verilemeyen birçok alışkanlıkları varmış.
Ne mi bu alışkanlıklar? Okuyun siz de "vallahi doğru" diyeceksiniz...
İşte Türklere has alışkanlıklar...
-Faturaları son gün ödemek
-Yolda yürüyen arkadaşının üzerine araba sürmek
-Kimsenin bilgisinin olmadığı bir konuda yalan yanlış bilgi sahibi olmak
-Yeşil ışık yanar yanmaz kornaya basmak
-Koltukları yırtıp, yazı yazmak

Otobüsten illa ön kapıdan inmek
-Yaşanmayan olayları yaşanmış gibi anlatıp, bir de buna inanmak
-Ünlü birini görünce fotoğraf çektirip, samimiymiş görüntüsü vermek.
-Eğer ünlü uzaktaysa mutlaka el sallamak
-Yan yoldan çıkana kesinlikle yol vermemek
-Şerit değiştirdikten sonra sinyal vermek
-Trafikte sizi geçeni ne yapıp edip geçmek
-Reklam afişlerini yırtmak

Tuvalete kesinlikle bir şeyler yazmak
-İskambil kâğıdından yapılan kuleyi bozmak
Tiki olanla uğraşmak

-Cep telefonuyla bağırarak konuşmak
Gaz kaçağını çakmakla kontrol etmek,
-Ters yola girip, düz yoldan gelene ters ters bakmak
-Ambulansın hasta taşıdığına kesinlikle inanmamak
-Ev telefonunu arayıp "evde misin" diye sormak
-Kaza ve kazı alanı etrafına toplanmak
-Misafirlerin ayakkabılarını düz çevirmek
-Kavgaya "Sen kimsin olum" diye başlamak.
......

Hamamyolu unutuldu mu?

"Hamamyolu Eskişehir'in en güzel ve en hareketli yeriydi.
Adeta, şehrin vitrini konumundaydı.
İçinde, doğal bir Park, parkın içinden geçen doğal bir kanal vardı.
Sezai Aksoy'un Belediye Başkanlığı'ndan itibaren her gelen Belediye Başkanı, ilk olarak Hamamyolu'ndan başladı işe.
Önce, Hamamyolu boyunca akıp giden ve porsuk ile buluşan kanalın üzeri kapatıldı.

Sonra...
Her gelen Belediye Başkanı Park'a mutlaka el attı.
Önce seramikle kaplandı park.
Olmadı, tartan pist konuldu.
Olmadı, seramikler söküldü.
Ardından taşlar konuldu.
Bu arada, hem doğal suyun gelişi önlendi, hem de suyun toplandığı park ortasında ki alan küçüldükçe küçülüp, bir havuz halini aldı.

Sonuç itibarıyla.

Hamamyolu ve içindeki en tanınır park, eskisinden eser kalmayacak bir hale dönüştü.

Yani...
Her yapılan dönüşüm, bir öncekinden daha kötü bir durum ortaya koydu.
Dün öğrendik.
Odunpazarı yeni Belediye Başkanı Kazım Kurt Hamamyolu esnafıyla bir toplantı yapmış.
-"Nasıl bir Hamamyolu?" nun önerilerini almış.
Anlaşılan o ki Kazım Kurt da Hamamyolu'ndan başlayacak işe."
Böyle yazmıştık Kazım Kurt'un Hamamyolu için düşündüğü projeyi açıkladığında.
Yazıyı hatırlayınca " Sahi! Ne oldu Hamamyolu projesine?" Dedik kendi kendimize.
Sahi! Ne oldu ki?
Unutuldu mu?, vaz mı geçildi?, zamana mı bırakıldı?

Yoksa...
Bizim bilmediğimiz başka bir durum mu gelişti?


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi