Millî Eğitim Bakanı, Sayın Prof. Dr. Ziya SELÇUK, üniversitelerde, yığılmayı azaltmak için çalışacaklarını açıkladı. Meslek liselerini güçlendirerek, oluşan önyargının azaltılabileceğini söyledi ve "Üniversite öğrencisi sayısı çoksa, o ülkede sorun vardır. Herkes, üniversite okumak zorunda değil" dedi.

               Yine SayınProf. Dr. SELÇUK,’ un söylediği gibi ülkemizde,‘Okumayan çocuğu, meslek lisesine göndereyim’ algısını yıkılmalıdır.. Çünkü  ülkemizde sanayicinin, nitelikli ara iş gücü  ihtiyacı var

               Ayrıca Türkiye’nin ‘ara insan gücünde’ ihtiyacı ve eksikliği olduğundan bahseden, Milli Eğitim Bakanı,  Sayın Prof. Dr. SELÇUK’un “Asıl projemiz meslek liselerini güçlendirerek, üniversitedeki yığılmayı azaltmak istiyoruz. Üniversite öğrencisi sayısı çoksa, o ülkede sorun vardır. Az öğrenci sayısı varsa başarılıdır. Meslek liselerine karşı oluşan, olumsuz yargıyı yönetebiliriz.” dedi.

              Ancak ülkemizde, üniversite önlerinde yığılmayı önlemek ve gençlerimizin, işsiz kalmaması için, mutlaka ülkemizle ilgili, insangücü planlaması şarttır.

              Çünkü  insangücü planlaması,  ülkeler için, doğru sayıda insanın, doğru meslek çeşitliliğinde, doğru niteliklerle, doğru yerde bulundurulmasıdır. Yaklaşımın özünde, işgücü piyasasına, dâhil olan bireylerin, cinsiyet, meslek dalı, eğitim düzeyi temellerinde gruplandırılması yer alır.

               Ayrıca insangücü planlanmasının, çıktısı olan veriler, eğitim planlaması için, özellikle yükseköğretimde, hatta meslek lislerinde,  okul, bölüm ve kontenjan hesaplamalarına kaynak oluşturur.

                  İnsan kaynakları planlaması, ülke ve işletmede çalışacak, işgücünü,  nitelik  ve nicelik  yönünden, belirli bir düzen içinde sağlamaktır. O nedenle de ne kadar sayıda ve hangi nitelikte personele gerek duyulacağını, bu talebin hangi dereceye kadar karşılanmasının olası olduğunu, öngörme yönündeki bir aksiyon olarak tanımlanabilir.

                 Elbette planlama önemlidir ama iş garantili, okulların güçlendirilmesi ve meslek liselerine yönelik ön yargıların oradan kalkması,  özellikle de geçmiş yıllarda olduğu gibi,  sektörlere ve kuru/kuruluşlara, yönelik, meslek okullarının açılması da önemlidir.

                 İş garantili, meslek liselerinin açılmasında, devle kadar, özel sektöre de görevler düşmektedir. Nitekim gelişmiş ülkelerde, meslek liseleri, özel sektör tarafından açılmaktadır. Nitekim Milli Eğitim Bakanı, Sayın Ziya SELÇUK,  Eskişehir’ de "Almanya’da, mesleki ve teknik okulların, yüzde 80’i, özel sektörün desteklediği okullardır. Bizde bu oran, yüzde 4 civarında" demişti.

              On Birinci İşgücü Piyasası ve Genç İstihdamı Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nda,  ilk olarak gerek küresel ekonominin,  gerekse Türkiye ekonomisinin, gündemi açısından ilk sıralarda yer alan işgücü piyasasına ,ilişkin eğilimler ayrıntılı olarak ele alındı.,

               Raporda, işgücü piyasası, analizi çerçevesinde dijitalleşme, özel olarak korunması gereken gruplar ile küresel işgücü hareketliliği ve göçmen işçiler konularında, ayrıca tematik değerlendirmelere yer verilmiştir.

             Ayrıca raporda,  İşgücü piyasasının, mevcut durumunun ortaya konulması sonrasında, Türkiye işgücü piyasasının, temel sorun alanları tanımlanmış, 10. Kalkınma Planı dönemi değerlendirilmiş ve 11. Kalkınma Planı dönemine ilişkin perspektif çerçevesinde, 2023 Vizyonu, On Birinci Plan dönemi, hedefleri ve temel amaçlar ele alınmıştır.

            Elbette raporlar ve işgücü planlaması ile  her karar önemlidir. Ancak isitihdamla ilgili her kararlar,  hayata geçtiği zaman hedefe ulaşılır.

            11 Ocak 2021 tarihinde, açıklanan, işgücü istatistiklerine göre, ülkemizde , işsizlik oranı Ekim 2020 döneminde ,yüzde 12,7 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı , 2020 yılı Eylül döneminde yüzde 12,7 düzeyindeydi. Söz konusu dönemde istihdam edilenlerin sayısı 27 milyon 447 bin kişi, istihdam oranı ise yüzde 43,6 oldu. 

               Ülkemizde, maliye politikası,  kamu  borçlarının, sürdürülebilirliğine odaklanırken,  İstihdam sorununun çözümü,  özel sektöre  bırakılmıştır. Ancak  istihdam ile maliye politikası arasındaki ilişki, yeniden kurularak,  devletin işsizlik sorununa çözüm bulması gerekmektedir. 

                 İş hayatını da içine alan, bir eğitim modeli ve her aşamada danışmanlık süreci noktasında, kurumsallaşma sağlandığı taktirde; genç işsizlik sorunu, daha ortaya çıkmadan önleyici bir çözüm olcaktır. Çünkü sorun ortaya çıktıktan sonra, alınacak  önlemler,  tam anlamıyla çözüm olmayacaktır.

               İşsizlik sorunu, modüler olarak değil, çok yönlü olarak ele alınması gereken ve sosyal paydaşların işbirliğinde, çözülmesi gereken, bir sorun olduğundan, issizkille ilgili her çalışma, dikkatte alınmalıdır.

                  Türkiye, belirlenen ekonomik hedeflere ulaşabilmek için, stratejik işgücü planlanması, yapılmalı, hangi mesleklerde, hangi özelliklerde, ne kadar insangücüne ihtiyaç bulunduğu hesaplamalı ve ona göre de üniversiteler ve meslek okullarında, kontenjan belirlenmelidir.

                  Eğitim sisteminin, gerekli nitelik ve niceliği üretebilmesi için de belirlenen hedefler doğrultusunda,  yıllara göre,  stratejik işgücü planlanması yapılmalı, mesleki okulların  sayısı artırılnalı, Almanya da olduğu gibi, mesleki tüm çalışmalar kurumlaştırılmalıdır.

              Meslek Lisesi mezunları, bir meslek (sanat) sahibi olurlar. Çünkü sanat alatın bileziktir. Sanat sahibi kişi, her yerde iş bulur, işsiz kalmaz. Her şey, gün gelir değerini yitirebilir ama sanat, değeri hiç eksilmeyen bir servet gibidir.

            Ayrıca İnsanlar, dara düşünce nasıl elindeki altını paraya çevirirse, sanatını da her zaman değerlendirme olanağına sahiptir.