4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

İSLAMOFOBİ

           Bir okuyucumuz” Avrupa’nın birçok ülkesinde, giderek artan İslam düşmanlığının artık kaygı verici boyutlara ulaştı, Peygamber efendimize hakaret içeren karikatürler, her müslümanı üzdü” dedikten sonra, görüşlerini paylaştı.


             Fransız, Charlie Hebdo dergisi tarafından yayınlanan ve Peygamber efendimize hakaret içeren karikatürler,  Montpellier ve Toulouse şehirlerinde, devlet kurumlarına ait binalara yansıtılmıştı.


             Türkiye karşıtı söylemlerinin ardından, Macron da  'İslami radikalizmle mücadele' adı altında, bir ulusa sesleniş konuşması gerçekleştirdi, 'İslam, bugün dünyanın, her yerinde krizde' şeklinde, tepki çeken bir ifade kullanmıştı.


              Fransa'da, Macron'un, Hazreti Muhammed'e yönelik hakaret içerikli karikatürlerin, önünü açması ve buna destek vermesi, İslam dünyasının, birçok yerinde tepkilere ve gösterilere neden oldu. 


         Cumhurbaşkanı, Sayın Erdoğan, Fransız Charlie Hebdo dergisinin Hz. Muhammed'e ve kendisine yönelik hakaret içerikli yayınlarına tepki göstererek, "Peygamberimize, yönelik saldırılara karşı durmak, bizim şeref meselemizdir" ifadesini kullandı


            İran'da ise  Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri, Ali Şemhani ve diğer yetkililer, İslam'a ve Peygamberi'ne, yapılan hakaretlere sert tepki gösterdi.


           Fransız yöneticiler ve Macron'un, İslam karşıtı tutumunu, şiddetle kınadığını belirten Şii din adamı Selim Mansuri " Hepimiz, birlik içinde meydana çıkmalı ve duruşumuzu göstermeliyiz” dedi.


           Aslın İran geçmişte de   İngiltere Kraliçesinin, doğum günü dolayısıyla,  ''şövalye nişanı'' verilenler arasında, Salman Rüşdi' nin de, yer almasından dolayı,  İran, İngiltere'nin, Tahran'daki büyükelçisini, çağırarak bunu protesto etmişti.


           Hüccetülislam Hatemi, Tahran üniversitesinde kılınan, cuma namazında verdiği hutbede de,  ''Şeytan Ayetleri'' kitabının yazarına ''Sir'' (Sör) unvanı verilmesine değinmiş ve ''bunun bütün Müslümanları incittiğini'' belirtmişti ve Ayetullah Humeyni'nin, Salman Rüşdi hakkında ölüm fetvasını hatırlatarak,  ''İmamın, bu fetvası hala geçerlidir ve asla değişmeyecek'' demişti.


           Salman Rüşdi, fransa’daki bu gelişmelerle, tekrar dünya ve İslam ülkelerinin gündemine oturdu.      


          Salman Rüşdi Hint asıllı, İslam düşmanı, bir İngiliz vatandaşıdır. “Şeytan Ayetleri” adlı bir roman yazdığı için, İran Humeyni Rejimi tarafından, İslamiyet’le alay ettiği gerekçesi ile  14 Şubat 1989 yılında, Salman Rüşdi’ nün, öldürülmesi için fetva verilmişdi.
            Salman Rüşdi ,“Şeytan Ayetleri “ kitabından, “Penguin Kitabevi”  ise büyük miktarda para kazanmuştı. Ancak bu para, Salman Rüşdi’ ye, mutluluk getirmedi. çünkü İran Komandoları’ ndan sürekli kaçtı, Yıllarca insan içine çıkmadan ve Batılı gizli servislerce korunan, bir yaşama mahkûm oldu.


               özür dilemesine ve kitabın, yeni baskılarını yapmayacağına söz vermesine, hatta İslam’la kucaklaşmaya, hazır olduğunu söylemesine rağmen, fetva geri alınmadı.


              Şeytan Ayetleri Romanı’ da, gizli iddialar var. Bu romanda, “Graniyk Olayı” gündeme getirilmektedir. Bu efsaneye göre, Kuran-ı Kerim, Hz. Muhammed’ e, gelirken, Peygamber “Lat, Uzza ve Menat” isimli üç eski tanrıçanın şefaatini üstlenmiş, daha doğrusu İslamiyet öncesinde geçerli olan ”üç Put” a, iyi gözle bakar gibi olmuş. Ancak daha sonra yanılgıya düştüğünü belirterek, demiş ki   “ Vahiy esnasında Şeytan işe karıştı”


              Kuran’ daki Necm Suresi’ nin, 19 ve 20’nci ayetleri ile ilgili olarak, böyle bir söylenti var. Salman Rüşdi, ” Şeytan acaba, başka hangi ayetlere sızmış mıdır?” sorusu ve kritik söylemlerden, hareket ederek, romanında bu konuyu işlemişti.


               Şeytan Ayetleri kitabına, yalnız İslam ülkeleri değil, tüm Avrupa kentlerinde gösteriler yapıldı. Bunun sonucu olarak da, birçok kitabevi tarafından satıştan kaldırıldı. Reklâmlarına son verildi.


              Başta İngiltere, ABD ve Avrupa Birliği Salman Rüşdi’ye, sahip çıkmasına rağmen, İran, Salman Rüşdi’ yi, takip etmekten vazgeçmedi.


            Aslında batı ülkelerindeki, İslam düşmanlığını yadırgamamak lazımdır. çünkü O batı ki, bütün medeniyetlerin sebebini, Hıristiyanlık dininin, yüceliğine bağlar. Müslümanlık bir ilkel dindir onlarca. Bütün geriliklerin, bilgisizliklerin, ilk ve kesin sebebidir.


           Elbette böyle bir ortamdan,  Macronlar ve Salman Rüşdiler çıkacaktır.


           Oysa Leonardo"nun resimleri: Meşhur Leonardo da Vinci"nin resimlerini çizdiği aletler ve matematik hesapları, İslam alimlerinin buluşuydu. Da Vinci, bu bilgileri kullanarak devrine göre inanılmaz kabul edilen resimlerini çizebildi. Halbuki Leonardo"nun İslam bilginlerinin buluş ve bilgilerini kullandığı kabul edilse resimlerinin çözülemeyen sırları aydınlanmış olacaktı.


             İslamofobi’nin, tarihî kökleri, İspanya'da Endülüs'ün Emevîler tarafından fethedilmesine kadar iner. Ancak bu kelime, ilk kez 1991 yılında, kullanılmış olup, 11 Eylül saldırıları ile gündeme getirilmiştir.


            Bugün İslamofobi dendiğinde, hem İslam dinini tanımamak ve öğrenmemekten kaynaklanan bir korku, hem de bu korkuya dayanarak, Müslümanlara karşı ayrımcılık ve düşmanlık yapılmasının, meşru görülmesi anlaşılmaktadır.


             Batılı islam düşmanı kesimler, Müslümanlık hakkında, ne düşünürde düşünsün. İslamiyet, dün vardı, bugünde var. Ebediyen de var olacaktır. Ancak Müslümanlar, bu tür gelişmelere, değer vermemelidir.


                çünkü Güneş, balçıkla sıvanmaz.


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi