Ülkemizde, Cumhurbaşkanı, AKP, MHP HDP ve CHP Genel Başkanları, arasındaki gerginlik, kalıcı hale geldi. Maalesef liderler, "GERGİNLİK" stratejisinden, medet ummakta kararlı görülüyorlar. Oysa liderlerinin, özellikle de iktidar partisinin görevi, ülkede gerginlik yaratmak değil, mevcut veya oluşması muteber gerginlikleri, ortadan kaldırmaktır.
Ayrıca liderler, neyi ne zaman söyleyecek, ne zaman yapacak; söz ve davranışları ile kimleri, olumlu olumsuz nasıl etkileneceğini de tahmin edebilmelidir. Liderlerin, doğru hali yaşama katkı yapabildiği gibi, yanlış tutum ve davranışları, yaşamı kaos çevirebilir..
Türkiye' de, siyasi parti liderleri, yönetirken yenilik yapmıyor,. Uzun vadeli düşünmüyor, günü kurtarmayı da büyük bir başarı olarak görüyor veya gösterme çaba ve gayreti içinde oluyorlar. Hatalarını kapatmak ve sorunları unutturmak içinde, sürekli gündem yaratıyorlar.
Ülkemizde, liderler, saplandıkları kalıplaşmadan çok zor kurtuluyorlar. O nedenle de geçmişteki siyasileri hataları, sürekli tekrar ediyorlar, mazi deki gerginlikleri de sürdürüyorlar. İşin ilginç yanı, liderler, görüşleri ile bir fasit daire içinde dönüp duruyorlar.
O nedenle de Cumhurbaşkanı ve siyasi parti genel başkanları arasında, söz düellosu, kamuoyunu rahatsız edecek boyuta ulaştı. Meydanlarda ve TV programlarına katılan liderler karşılıklı olarak, halkın arzu etmediği çok şey söylüyorlar.
Cumhurbaşkanı ve liderler arasındaki tartışmalar, Rahmetli Uğur Mumcu' nun, " TARTIŞMA YERİNE KAVGA, DİNLEME YERİNE SUÇLAMA, YANITLAMA YERİNE SALDIRI, BİZİM YAPTIĞIMIZ BU İŞTE! " görüşünü de doğruluyorlar.
Elbette eleştirinin ve tartışmanın, geçmediği yer ve durum yoktur. Eleştiri ve tartışma yaşamın parçaları, daha doğrusu bütünü içindedir. Ondan da kimse uzak ve ilgisiz kalamaz. Öyleyse, HOŞGÖRÜ, BAŞKALARINA SAYGI, ANLAYIŞ... Uygarlığın temeli, yaşam biçimi budur. Demokrasi de bu temeller üzerine inşa edilir. Ama Parti ve Liderlerinin, icraatları bu tablonun tam tersidir.
Maalesef, halki taraf olduğu Liderin, kısır çekişmelerini, alkışları ile teşvik ederek,. yanlışlıklarına da ortak oluyor. Lider konumunda olan insanlardan, adeta mucize bekliyorlar.. Oysa çağımızda, lider dönemi bitti. Liderin tanımı da değişti. Karizmatik bir kadronun temsilcisi insanların, üzerinde odaklanan reklam kampanyaları, ulusal bazda hala pirim yapıyor ama Lider "EKİBİ" ve "PROGRAMI" ile liderdir.
Ülkemizde Çok partili dönemde,liderler ve siyasetçiler arasında, ciddi gerginlikler ve kırgınlıklar, sürekli yaşandı. Proje ve hizmet üretmek yerine, geçmişin hesabı yapılıyor, kişisel hatalar kamuoyu ile paylaşılıyor.. Oysa partilerdeki bu gelişmelerden, Lider ve parti teşkilatının da sorumluluğu var. Ancak partilerde, parti iç demokrasi olmadığı için, lider tek söz sahibidir. Durum bu olunca da elbette fatura, halka kesilecektir.
Aslında, Bu durumu yadırgamamak lazımdır. Çünkü yıllarca, partiler ve ülke,"Cumhuriyet Padişahları" ile yönetildi. Partilere, "TEK ADAM" felsefesi hakim oldu. " SE-BEN " kavgası ise gündemden düşmedi. Gerginlikler ise gündemi, sürekli işgal etti. Bunun toplum ve insanımız için bir "EĞITIM" olduğu da, sürekli göz ardı edildi.
Geliş ülkelerde, olduğu gibi, ülkemizde de eğitimi toplum yapar. Parti Genel Başkanları, siyasiler ve kişi/kişilerin, her tavrı, bir eğitimdir. Bu eğitim alan, insanlarımız aynı yoldan yürüyecekler, onların tutum ve davranışlarını benimseyerek de, siyasi ve günlük yaşamlarına, hakim kılacaklardır.
Oysa tüm dünyada, parti liderleri, yönetirken yenilik yapar. Kısır çekişmelerden uzak durur ve gerginlik yaratmaktan da kaçınır. Kısa vadeli değil, uzun vadeli düşünür. Kendine özgü bir kişiliği vardır. Stratejik ortaklıklar ve güç birlikleri oluştururlar. Zamanı iyi kullanır, baskı altında bile kontrolü kaybetmezler. Kendi kedilerini de disipline ederler. Hatalarını tekrar etmezler. Tutarlı bir kişilik yapısı vardır. Örnektir. Herkese aynı oranda saygılıdır. Ufku geniştir.
Oysa Liderlerin, bu meziyetleri taşıyan, Türk tarihinde, örnek alabilecekleri İnsanlarımız da var. Bu insanlarımızdan biri de Büyük Önder ATATÜRK' tür.
ATATÜRK, Türk toplumunun, en büyük lideridir. Türk toplumunun kurutuluşu için cephelerde savaşlara girmiş, ulusu için, ölmeyi bile göze almış, milletini her alanda, en iyi şekilde temsil etmiştir. Türk toplumu ile bütünleşmiş, toplumu, her zaman kendi gücünün üstünde görebilmiştir. Yaptığı inkılâplar ile toplumu çağdaş uygarlık seviyesine getirmiştir.
Bugünkü parti liderleri, tarihimizdeki başarılı liderleri örnek almadıkları gibi, kısır çekişmelerle gündemi meşgul ediyorlar. Sistem ve halk da liderlerkısır çekişmelere zemin hazırlıyor. Çünkü her sistem ve halk, kendine uygun lideri üretir, Ayrıca Resulullah da" Kavimler, layık oldukları şekilde yönetilirler." buyurmuştur.