1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Makyaj eleştirili muhalefet...

İktidar Partisi Eskişehir’de, neredeyse 2004 yılından bu yana, CHP’li belediyeleri hep aynı sözle eleştiriyor.


Yıllardır yaptıkları her eleştiride adeta slogan haline getirdikleri söz: “Makyaj”


Başta, yani 2004-2009 yılları arasında sadece, Büyükşehir Belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen için kullanılıyordu bu eleştiri sözü…


çünkü Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri o yıllarda AK Partideydi.


2009-2014 yılları arasında Büyükerşen ile birlikte Ahmet Ataç için kullanılmaya devam etti…


çünkü 2009’da AK Parti Tepebaşı’nı kaybetti, belediye başkanlığına CHP’li Ahmet Ataç seçildi…


20014’den bugüne kadar da, Büyükerşen ve Ataç ile birlikte Kazım Kurt da aynı eleştiriden nasibini almaya başladı…


çünkü 2014 seçimlerinde AK parti Odunpazarı’nı kaybetti.


Odunpazarı Belediye Başkanlığına CHP’li Kazım Kurt seçildi…


İşte o seçimden bu yana geçen süreçte her 3 CHP’li başkan da, AK Partililer tarafından “Makyaj” yapmakla eleştiriliyor.


AK partinin her aktörü, her ağzını açtığında, makyaj içerikli aynı sözleri tekrarlayıp duruyor…


-“Bunların makyajdan başka yaptığı hiçbir şey yok” diyorlar…


-“Bunların makyajlarını ilk seçimde sökeceğiz” diyorlar…


-“Bunlar sadece makyaj yapıp göz boyuyorlar” diyorlar…


Eleştirdikleri konu farklı olsa da, sözü dolaştırıp bir şekilde “makyaj”a getiriyorlar…


Hem de yıllardır…


“Makyaj”lı muhalefet söylemi ve yönteminin işe yarmadığını görmelerine rağmen, bu söylemle yapılan muhalefetin hemen her seçimde bir başka ilçenin kaybedilmesine neden olmasına rağmen, bir türlü vazgeçemiyorlar “makyaj” eleştirisinden…


-“Bunlar makyajdan başka bir şey bilmiyorlar” dedikçe, sadece kendi seçmenlerinin ruhlarını okşayabildiğini bir türlü anlamıyorlar…


Kendilerini dinleyip, “Makyaj”lı eleştirilerini alkışlayanların, toplantıdan çıkar çıkmaz o “makyaj” dedikleri yerlere gidip, çektikleri selfie fotoğraflarını sosyal medyada paylaştıklarının farkında bile değiller.


Yıllardır, ısrarla yaptıkları “makyaj”lı eleştiri ve muhalefet ile oylarının üzerine 10 tane oy bile koyamadıklarını göremiyorlar…


Etkili olduğunu mu zannediyorlar yoksa kolaylarına mı geliyor bilemiyoruz ama bir türlü vazgeçemiyorlar “makyaj”lı eleştiriden…


Birilerinin AK partinin aktörlerini silkelemesi, “Bırakın artık şu makyaj-mukyaj işlerini. Artık yeni bir şeyler söylemeniz lazım” demesi gerekiyor acilen…


Zira…


Söylenecek yeni bir söz yoksa Ali olmuş Veli olmuş, orada kimin oturacağı hiç kimsenin umurunda değil…


Hatta oturanlar da az çok bir şeyler yapıyor hani…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


İkinci bir Ekmeleddin İhsanoğlu vakası olmaz…


 


CHP il başkanı Sinan özkar taziye ziyareti için geldi gazeteye…


Sohbet ettik bir süre…


Partinin ardı ardına yaptığı 2 kurultayı konuştuk…


Alınan kararları, ret ve kabul edilen maddeleri anlattı.


Söz dönüp dolaşıp 2019’da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimine geldi…


-“CHP’de, adaylık anlamında ikinci bir Ekmeleddin İhsanoğlu vakası yaşanır mı?” diye sorduk.


-“Olmaz” dedi önce…


Ardından da CHP’nin hem kendi içinden hem de özellikle 2 nci tur düşünülerek diğer partilerden oy alabilecek nitelikte bir aday bulup çıkartacağını söyledi…


-“Bu aday Yılmaz Büyükerşen olur mu?” diye sorduk…


-“Valla olabilecek en iyi isimlerden biri. Olması için de üzerimize düşeni yapıyoruz” cevabını verdi…


-“Peki şansı ne olur?” dediğimizde ise Sinan özkar sözlerini, Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir dışında ve Türkiye’nin her yerinde tanınan ve sevilen bir isim olduğunu söyleyerek “Hoca’yı geçen yıl Trabzon’a yolladık. Orada 50 metrelik yolu, elini sıkmak ve fotoğraf çektirmek isteyen halk yüzünden 45 dakikada yürüyemedi. Bu bile bir şeyler söylüyor” diyerek tamamladı.


***


Eskiden hizmet verene oy verilirdi, şimdi oy verene hizmet veriliyor…


 


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı çıktı “Hizmetlerimiz devam edecek. İnşallah bu en çok oy aldığımız yerler olacak” dedi…


Her ne kadar sonradan bu sözlerin yanlış anlaşıldığını söylese de belediye başkanı bir anlamda “Bize oy çıkmayan yerlere hizmet de yok” demek istedi.


Bu aslında, hemen her yerde bir realite haline gelirken, yine bu durum beraberinde, bir çelişkyi de gözler önüne sermiş oldu…


Eskiden seçmenler hizmet yapıyorsa oy verir, hizmet yapmıyorsa oy vermezdi.


Böyle bir düşünce v geleneği vardı seçmenin.
Bugün ise anlaşılan o ki…


Oy veriyorsa hizmet götürme, oy vermiyorsa hizmet götürmeme aşamasına geçilmiş…


Hizmet verene oy verme aşaması yerini oy verene hizmet götürme aşamasına bırakmış.


Level atlanmış anlayacağınız…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


Biraz da gülmek lazım


Bir imam, bir haham ve bir papaz ormanda geziyorlarmış. Bir gölün kenarına gelmişler. Hava sıcak mı sıcak. Bakmışlar çevrede de kimse yok, soyunup göle girmişler. çıktıklarında bir bakmışlar ki kıyafetleri ortada yok. Aramışlar taramışlar ama bir türlü bulamamışlar.


 


Sonunda haham, “Benim evim ormanın içinde. Benim eve gidelim, ben size giyecek bir şeyler veririm,” deyince beraber ormanın içinde anadan üryan hahamın evine yürümeye başlamışlar. 


 


Tam eve yaklaştıkları sırada bir grup kadın belirmiş. Papaz hemen önünü kapatmış. Haham da hemen papaz gibi yapmış. İmam ise yüzünü kapatmış. Kadınlar geçtikten sonra hahamla papaz imama neden önünü kapamadığını sormuşlar. İmam:


 


-“Sizi bilmem ama benim cemaatte beni yüzümden tanırlar.”


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi