1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Meclislerde yaşanan ve bir türlü anlam veremediğim 2 konu...

İster Belediye Meclisleri olsun isterse Türkiye Büyük Millet Meclisi…


Meclislerde arada sırada da olsa yaşanan 2 duruma bir türlü akıl erdiremem…


Birincisi: Meclis üyelerinin bazı oylamalarda çekimser oy kullanmasıdır.


Bu durum bana çok anlamsız gelir…


Vatandaşın oyu ile o göreve seçilen biri nasıl olur da çekimser oy kullanabilir ki?


çekimser oy kullanmak bana göre ya “Arada derede kaldım” ya da “Hiçbir fikrim yok arkadaş!” anlamına geliyor.


Buna “Ne şiş yansın ne de kebap” örneklemesi ve verilebilir.


Sonuç olarak…


İnsanlar oy vererek birilerini “Benim hakkımı koru. Benim için doğru olan ne ise onu yap. Vermiş olduğun oyları, benim sana verdiğim oyları düşünerek kullan” diye veriyor…


Sen gidiyorsun “Valla beni karıştırmayın. Ne haliniz varsa görün” der misali, çekimser oy kullanıyorsun.


Sonuç olarak:


Ortada bir doğru vardır bir de yanlış.


Eğer sen bu ikisini birbirinden ayıramıyorsan, niçin o göreve talip olup, onca insanın sana olan güvenini boşa çıkartıyorsun ki?


Aklımızın almadığı bir diğer olay ise, meclisin gruplar tarafından terk edilmesi…


Yahu arkadaş!


İnsanlar size oy verip o göreve seçerken “Meclisi toplu halde terk edin” falan diye oy vermiyor ki!


Ortada bir yanlış durum varsa meclisin içinde çatır çatır mücadele edin diye oy veriyor…


Daha geçenlerde Odunpazarı meclisinde yaşandı böyle bir durum.


Belediye başkanı Kazım Kurt’un Afrin operasyonu ile ilgili söylediği ifade edilen sözler üzerine AKP ve MHP meclis üyeleri meclisi toplu halde terk etti.


Neymiş? Protesto ediyorlarmış…


Neyse ki bu anlamsız protestoyu yapanlar önceki günkü meclis toplantısında bunun yanlış olduğunu kabul etmişler.
Bir anlamda özür gelmiş anlayacağınız da yapılan saçma sapan iş bir anlamda telafi edilmeye çalışılmış.


Sonuç olarak…


önümüzde seçimler var…


Belediye meclis üyesi ve milletvekili olmak isteyenlere şimdiden söyleyelim…


Kardeş! Eğer seçildiğinizde çekimser oy verecek ya da meclisi topluca terk edecekseniz, bu göreve talip falan olmayın.


Zira…


Size oyları, bu 2 anlamsız işi yapmanız için oy vermiyor bu millet…


*********


 


Ben değil örgüt deldi…


 


CHP kurultayında, partinin en önemli organı olan Parti Meclisi’ne 60 üye seçilecek.


Genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu 60 kişiden oluşan bir anahtar liste hazırlayıp, delegelere dağıtıyor.


Bir anlamda “Ben bu 69 kişiyle çalışmak istiyorum. Siz de bu isimleri işaretleyin” diyor delegelere.


Delegelerin büyük bir çoğunluğu uyuyor buna.


Fakat bazıları da genel başkanın anahtar listesinde bulunan bazı simleri silip, yenide anahtar listede olmayan isimleri yazıyor.


Bunun sonucunda CHP’nin en etkili olan organı Parti Meclisine Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinden 53 kişi girerken, 7 kişi de anahtar listede olmamasına rağmen, listeyi delip Parti Meclisi üyesi olma başarısı gösteriyor.


İşte bu genel başkanın listesini delerek Parti Meclisi üyesi olan isimlerden biri de Gaye Usluer.


Listeyi delen 7 isim arasında bayan olan tek isim.


önceki akşam konuk ettik kendisini ES TV’de.


-“Vallahi hakkını vermek gerekirse bu büyük bir başarı… Genel Başkanın listesini nasıl deldiniz? Bunu nasıl başardınız?” diye sorduğumuzda oldukça kısa ve hoşumuza da giden bir cevap verdi:


-“Listeyi ben değil örgüt deldi” dedi…


Yapılan kurultaya ve CHP’ye yönelik eleştirileri hatırlattığımızda ise:


-“Bakın hiçbir partide hiçbir örgüt, genel başkanın isteklerine karşı çıkamaz. Hele hele kimin seçileceğinin günler önce ilan edildiği, bir ikinci adayın aday olarak ortaya çıkamadığı, başbakanın bile bir sözle görevden alınıp, yerine bir sözle başkasının başbakan yapıldığı partilerde bunun olması mümkün değildir. Bu bile CHP’nin demokrasi açısından diğer partilerin ne kadar önünde olduğunu gösteriyor” diyerek tamamladı sözlerini…


*******


Hansın son isteği…




Alman Hans ölüm döşeğinde, yanına karısını çağırır…
Artık öleceğini ve son bir isteğinin olduğunu söyler.
Ardından da;
-"Son isteğim Yahudi olmak" der.
Hans'ın karısı şaşırır bu istek karşısında.
Bunun nereden çıktığını sorar önce…
Devamla da "Yıllardır Hıristiyan olarak yaşadın. Şimdi bu ne demek?" diye sorar.
Bakar kocası Hans çok istiyor, çaresiz çağırtır hahamları…
Hahamlar gelir, hasta yatağında Hans'ı Yahudi yaparlar. Yahudi olmasının ardından da, son nefesini verip, hakkın rahmetine kavuşur.
Bunun üzerine karısı Hans'ın yanı başına oturup;
-"Eyy Hans. Giderayak İsa'yı gücendirdin. Musa da şimdi seni tanımaz. Merak ediyorum gittiğin yerde ne yapacaksın?" diye dizlerine vurmaya başlar.


Bu fıkrayı niye mi anlattık?


Süreç içinde ülke olarak yaşadıklarımız adeta bu fıkranın içinde anlatılmış sanki…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


Sokak hayvanlarını seviyoruz ama…


 


Sokak hayvanlarını seviyoruz elbette.


Hayvan canların belki de en rahat ettiği şehrin Eskişehir olduğuna inanıyor ve bununla da gurur duyuyoruz.


Ancak…


Son günlerde sokakta yaşayan hayvanların özellikle çocuklara saldırdığına ilişkin şikayetler alıyoruz.


Bu durum her ne kadar içimizdeki sevgiyi etkilemese de endişeye sevk ediyor.


özellikle belediyelere bu konuda iş düşüyor.


özellikle kendilerine bir alan seçen ve bu alan içine giren ve tehdit hissettiği her insana saldırma eğilimleri bulunan hayvanların bir şekilde tespit edilmesi ve istenmeyen ya da ileride telafisi olmayacak bir olaya sebebiyet vermeme adına yerlerinin değiştirilmesi gerekiyor galiba…


**********


Biraz da gülmek lazım


Temel ve dursun yaz tatillerinde Antarktika’ya gitmeye karar vermişler. Uzun bir yolculuktan sonra buzlar diyarına varmışlar. Bir rehber bulamadıklarından kendileri gezmişler uzun buz ovalarını.
Ertesi sabah bir rehberle anlaşarak kıtanın en güzel yerlerini rehber eşliğinde gezip merak ettiklerini soruyorlarmış. Bir ara Temel rehbere seslenerek:
- " Pardon burada hiç beyaz kadın var mı ? " diye sormuş,
Rehber:
- "Tabiî ki var, buradaki kadınların yüzde doksanı beyazdır", demiş.
- "Peki siyah kadın var mi?"
- "Eh bir kaç tane var bu civarda"
- "Peki siyah beyaz kadın var mı"; rehber son derece şaşkın bir şekilde
- "Tabiî ki hayır ben hiçbir yerde rastlamadım böyle kadına".
Cevaptan hiç de hoşnut kalmayan Temel Dursun’a dönerek
- " Ula dursun yoksa dün akşamkiler penguen miydi?"


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi