1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Ne dediğinin ne önemi var ki?

 


-“Partinin düzenlediği eğitim programlarına katılmayan aday olamayacak” dedi…


1 ya da 2 kişinin dışında, eğitim programına katılmayanların hepsi nerdeyse aday yapıldı.


-“Tespit edilen tarihe kadar görevlerinden istifa etmeyen yöneticiler kesinlikle aday yapılmayacak” dedi…


Tespit edilen tarihten günler sonra görevlerinden istifa eden 2 yönetici meclis üyesi yapıldı.


-“Odunpazarı Belediye Başkan adayı mevcut 5 aday adayı arasından belirlenecek” dedi…


Aday 5 aday adayı dışındaki bir isim oldu.


-“Odunpazarı Belediye Başkan adayını anket yaparak belirleyeceğiz” dedi.


Anket yapıldı mı? yapılmadı mı?, Yapıldıysa sonuç ne çıktı? Kimse bilemedi. 


-“Milletvekilleri kesinlikle ilçe belediye başkanı yapılmayacak. O yüzden kimse boşuna vekillikten istifa etmesin” dedi…


Milletvekilliğinden istifa eden Kazım Kurt Odunpazarı Belediye Başkanı oldu…


-Cumhurbaşkanı adayı açıklanmasından bir gün önce Eskişehir’de Belediye başkanlarını toplayıp, Büyükerşen’in aday gösterileceğini resmen ima etti…


Ertesi gün Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ismini çatı aday olarak açıkladı.


-“Cumhurbaşkanı ayımız başta partililerimiz olmak üzere herkesin gönül rahatlığıyla oy verebileceği bir isim olacak” dedi…


Ortaya bambaşka bir Cumhurbaşkanı aday ismi çıktı.


Kısacası…


Ne denildiyse tersi yapıldı Eskişehir’de…


Zaman zaman Eskişehir’den heyetler gidip CHP lideri Kılıçdaroğlu ile görüşüyor.


Zaman zaman da, Kılıçdaroğlu, içinde Eskişehir’i ilgilendiren konuların olduğu açıklamalar yapıyor.


Gerek bu ziyaretler, gerekse yaptığı açıklamalar sonrasında, Eskişehir’de “Kılıçdaroğlu’nun konuşmasındaki şifreler” benzeri yazılar kaleme alınıyor…


Hatta…


Konu bazen abartılıp, söylenen sözler üzerine niyet okumalar başlayıp:


-“Kılıçdaroğlu aslında ne demek istedi?”


-“Kılıçdaroğlu’nun verdiği asıl mesajlar nelerdi?”


-“Kılıçdaroğlu Eskişehir ile ilgili ne düşünüyor?” gibi analizlerde bulunuluyor…


Aslında Kılıçdaroğlu’nun, özellikle de Eskişehir ile ilgili söylediklerinin herhangi bir önemi yok…


çünkü…


Yukarıda da örneklerini verdiğimiz üzere, Eskişehir’i ilgilendiren söylemlerin hiçbiri gerçekleşmedi Eskişehir’de…


Aksine…


O ne dediyse tam tersi yapıldı…


O nedenle, hiç kimse Kılıçdaroğlu’nun Eskişehir’ ilgilendiren açıklamaları ve konuşmalarından hareketle bir yerlere varılabileceğinin derdine düşmesin…


Muhtemelen, örneklerden de anlaşılacağı üzere, söylenenlerin tam tersi çıkma ihtimali oldukça yüksek…


 


.....


 


Bu söylediğinde haklı ama…


 


CHP il başkanı Sinan özkar’ın “20 yıldır tepeden paraşütle inme isimler aday yapılıyor. Artık bıktık bu işten. Adayların ön seçimle belirlenmesini istiyoruz” çıkışı oldu…


Bu çıkışı yüzünden eleştirenler de oldu kendisini.


Hemen söyleyelim, Sinan özkar’ın eleştirilecek pek çok yönü vardır.


Yeri geldiğinde kendisini bizzat eleştirdiğimiz de olmuştur ve bundan sonra da mutlaka olacaktır.


Ancak…


Bu söylediklerinde sonuna kadar haklı olduğunu, bu konuda söylediklerine sonuna kadar katıldığımızı belirtmek isterim.


Neden mi?


Hemen anlatalım:


1989 mahalli seçimler öncesiydi.
CHP’nin kapalı olduğu yıllarda CHP’nin misyonunu üstlenen SHP Eskişehir’de Belediye başkan adaylığı için ön seçim yaptı.
İki güçlü isim vardı SHP içinde.
Biri Mesut Bilici, diğeri ise Rafet Eren.
Kıyasıya bir yarış bekleniyordu adaylık için.
Parti çevresi resmen iki adayın etrafında ikiye bölünmüştü.
Eski Belediye başkanlarından Selami Vardar’ı ikna ettiler aday adayı olması için.
Niyeti yoktu ama zorladılar resmen.
O da ısrarlara dayanamayıp aday adayı oldu.
Vardar’ın, yarışacağı iki isim arasında şansı hiç yok gibiydi.
İki rakibine göre de ne parası vardı ne de ekipleri.
Müthiş bir ön seçim süreci yaşandı.
Eskişehir’de SHP’den başka bir parti konuşulmaz olmuştu.
Sandıklar açıldığında, en az şans tanınan Selami Vardar, güçlü iki rakibini de geride bırakıp, ön seçimi kazanarak SHP’nin Eskişehir Belediye Başkan adayı olmuştu.
Bu adaylık ona 1989 seçimlerinde belediye Başkanlığını da getirdi.


xxx


Peki…
Ne olmuştu da, para ve imkân açısından diğer iki adayın gölgesinde kalan ve şansı en az olan isim, ön seçimden çıkabilmişti?
Aslında sorunun cevabı basitti.
Partinin üyeleri, Selami Vardar’ın performansına bakıp, Belediye başkanlığı görevini diğer iki adaya oranla daha iyi yapabileceğine kanaat getirmişti.
Parası ve imkanı yoktu ama, bilgi birikimi ve donanımını, diğer iki adayın üzerinde görmüştü parti üyeleri.
ön seçimin ardından:
-Hiç kimse çıkıp “Benim hakkım yendi” diyemedi.
-Hiç kimse çıkıp “Bu işte torpil döndü” de diyemedi.
-Yine hiç kimse çıkıp “Böyle bir kararı tanımıyorum. Bu adam bizi temsil edemez” de diyemedi.
çünkü…
Hakim huzurunda yapılan seçimle ortaya çıkmış bir teveccüh vardı.
Kazananı ilk tebrik edenler, kaybedenler olmuştu.
Belki de ön seçim yapılmayıp, o iki güçlü isimden biri yukarıdan aday yapılsaydı, SHP de belki seçimi kazanamayacaktı.
ön seçim yapıldı ve ön seçimi kazanan aday, belediye Başkanlığı seçimini de kazandı Eskişehir’de.


xxx


Kısacası…


Partinin üyesi de, delegesi de resmen “Doğru”yu ön seçim yöntemiyle ortaya çıkartmıştı.
Şimdi bunu niye anlattık.
Adayların ön seçimle belirlenmemesi için sürekli “üye yapısı ön seçim yapılmasına uygun değil” bahanesi arkasına sığınılıyor ya…
Külliyen yalan…
Dahası…
ön seçimle hiçbir yere gelemeyeceğini kestirenlerin bir yerlerinden uydurduğu bir yalan bu.
İnanmıyorsanız geçmişi bir karıştırın.
Partinin üyesi de delegesi de yapılan ön seçimlerin hepsinde doğru ismi bulup, aday olarak ortaya çıkartmıştır.
Peki siz ön seçimsiz liste başına paraşütle indirilerek aday yapılan kaç tane doğru isim gördünüz?


O isimler şimdi nerede?


Ve o isimleri şimdi kimler hatırlıyor?


.....


 


Herkesin aklına aynı şey geldi…


 


Dün sabah evlerinden dışarıya çıkanlar aynı manzara ile karşılaştı.


Gökten bildiğiniz sarı renkli çamur yağmıştı.


Aslında meteoroloji bir gün öncesinden uyarmıştı olacakları.


Bu uyarıyı duymayanlar hem şaşırdılar hem de ürktüler.


özellikle araçların üzerleri olmak üzere her yer sarı renkli çamur ile kaplanmıştı adeta…


Manzarayı gören herkes hemen hemen aynı şeyi düşündü.


Hemen hepsi:


-“Eskişehir’e Termik santral kurulursa her günümüz böyle mi olacak?” diye düşündü…


Gün boyu kapalı ve kapkara olan hava ile zaman zaman yağış olmasına rağmen yine gün boyu gitmeyen o sarı çamur, termik santral kurulması halinde yaşanacakların bir provası gibi geldi insanlara.


Dün sabah evlerinden dışarıya çıkanlar, benzeri çok sık görülmeyen bir olayla, kapkara bir hava ve sapsarı bir çamurla karşılaştı…


Ve bu karşılaşma anında termik santrali hatırlattı…


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi