1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Sadece yesinler içsinler ama yeter ki birlikte yapsınlar...

Bundan yıllar önce siyasi partilerin Eskişehir’deki il başkanları sık sık bir araya gelirdi.


Bundan birkaç yıl öncesine kadar, Eskişehir’den seçilen milletvekilleri zaman saman bir araya gelirlerdi.


Bir araya geldiklerinde hem sohbet edip, aralarındaki sosyal ilişkiyi kuvvetlendirir, hem de Eskişehir’in var olan sorunları üzerine kafa yorarlardı.


Eskişehir kamuoyu da desteklerdi bu bir araya gelişleri.


-“Sonuçta hiçbir sorunu çözmelerini beklemiyoruz. Herhangi bir asgari müşterekte birleşmelerini falan ummuyoruz. Sadece çay içip sohbet etsinler, bu bile Eskişehir’e yeter” diye düşünülürdü.


Zira…


Eskişehir’de en büyük sıkıntının, hiçbir şekilde bir araya gelinememek olduğunu herkes bilirdi.


özellikle de farklı siyasi parti seçilmiş ve atanmışlarının birbirleri ile hiçbir temaslarının olmamasının, birliktelik önünde en büyük engel olduğu ifade edilirdi.


Bir araya gelinememe, aynı mekanda bulunamama, birbirlerine tahammül edilememe hastalığı siyasetçilerden, önce sivil toplum örgütlerine, ardından kurumlara da sıçradı.


Gelinen nokta, şehirdeki hiçbir aktörün bırakın birbiriyle diyalogunu,  diğeri ile selamlaşmadığı bir seviyeye ulaştı.


İşte böyle bir ortamın hüküm sürdüğü Eskişehir’de, daha düne kadar birbirleri ile güç gösterisinde bulunan, birbirlerini çok da haz etmediği bilinen, aynı ortamda dahi bulunmamaya özen gösterdikleri her hallerinden belli olan Sanayi Odası ile Organize Sanayi Bölgesi bana göre bir milat başlattı.


Yani…


 Aynı kaynaktan çıkan iki kurumun birlikte ortak bir iftar programı düzenlemesi, şehrin en büyük eksikliğinin giderilmesi yolunda bir kıvılcımı ateşledi.


Umarız bundan sonraki günlerde de bu iki kurum bu tür yemekleri çoğaltırlar…


Sadece  yesinler-içsinler ama yeter ki  birlikte yapsınlar.


En azından bu şehrin sırtına adeta kadermiş gibi  yapışan şu “Bu şehirde kimse kimseyle bir araya gelemez” anlayışının doğru olmadığını ispatlama adına yapsınlar bunu…


,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Bir siyasetçiden duyabileceğiniz en doğru söz…


 


Ukrayna’nın yeni Cumhurbaşkanı Hukuk eğitimi almış fakat tiyatro oyunculuğu ve komedyenlik ypan bir isim.


Seçimin ikinci turunu kazanıp Cumhurbaşkanı olur olmaz yeminini etti.


İşte Ukrayna Cumhurbaşkanı seçilen Volodomir Zelenskiy’in yemin töreninde yaptığı ve başkanlık literatürüne giren muhteşem konuşmasının 20 Saniyelik bölümü:


“Ofislerinizde benim fotoğrafımın olmasını istemiyorum. çünkü Devlet Başkanı ve siyasetçi  bir İdol ya da İkon değildir. Devlet başkanı bir portre değildir. Ofislerinizde çocuklarınızın fotoğrafı olsun. Her kararınızda önce onların gözlerine bakın.”


Bana göre son yıllarda bir siyasetçinin ağzından duyabileceğim en doğru söz, en doğru tespit bu…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


İyi de beni kim affedecek?


 


Napolyon kendisine suikast girişiminde General Monreau’yu mahkemeye vermiş.


Mahkemenin hakimine de haber yollamış.


-“Sen onu idama mahkum et, daha snra ben affederim”


Mahkeme başkanından İmparator’a cevap gelmiş:


-“İyi güzel de, beni kim affedecek?”


Bugün yaşanılanlara bakıyoruz da, bugün için,  yüzyıllar öncesinin böyle düşünen ve böyle söyleyebilen, gerektiğinde en kudretli yöneticilere bile böyle direnebilecek hakimlere ne kadar çok ihtiyacımız var…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


Her seçim sonrasında olur…


 


"Kraldan çok Kralcılar" diyorlar ya…
Seçimlerin hemen sonrasında hep aynı durum yaşanır.
Kiminin "Meclis üyesi oldum" diye, kiminin ise "Belediye Başkanının A Kadrosundayım" diye yanına yaklaşılmaz.
En dandik komisyona seçilenler, Belediyenin sahibi olduğuna inandırırlar kendilerini.
Resmen öyle de yaşarlar.
Belediye Başkanlarının seçim öncesi yanında dolaşıp, ilk işe alınanların da havasından yanına varılmaz.
Sözde Başkanın en yakın adamı ya, elleri arkasında ve seçilmiş başkan edasıyla dolaşırlar belediye koridorlarında.
Hiçbir Belediye Başkanı, seçim kazanmanın havasını onlar gibi atamaz.
Hiçbir belediye Başkanı, imkan ve gücü onlar kadar kullanamaz.
Geldikleri ve hiçbir etkisi olmayan konumlarını öyle bir anlatırlar ki, insanın "Şu Belediye Başkanları biraz daha gayret gösterseydi de, meclis komisyonlarına seçilip, Belediye’de işe girebilselerdi" diyesi gelir.
O yüzden…
Şu sıralar böyle olaylarla çok sık karşılaşırsınız.
Normal karşılayın.
çünkü bu durum her seçim sonrasında olur.
--------------------------------------


BİRAZ DAGüLMEK LAZIM



İnşaat sahasındaki genç bir adam, gücünü abartıp, herkesi yenebileceğini söyleyip böbürleniyordu. Bu arada kafayı taktığı yaşlı işçilerden biriyle de sürekli dalga geçiyordu.
İhtiyar duruma ifrit oluyor ama elinden de bir şey gelmiyordu. Yaşlı işçinin sonunda canına tak etti:
- Pekala, seninle haftalık yevmiyeme iddiaya giriyorum. Şu karşıdaki ek binaya el arabasıyla öyle bir şey götüreceğim ki sen onu el arabasıyla geri getiremeyeceksin. Var mısın?.
- Tamam ihtiyar... Bakalım napacaksın? dedi yükseklerde gezen genç...
Yaşlı adam biraz sonra el arabasını getirdi ve eliyle gence işaret etti:
- Tamam, hadi bin arabaya!


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi