4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

SAĞLIK PERSONELİ VE SORUNLARI

Sağlık sektöründe, hastane ve sağlık kurumlarında; klinik, poliklinik, acil servis, yoğun bakım, ameliyathane, aile ve toplum sağlığı merkezleri, sosyal servisler, filyasyon, aşı merkezlerinde, hekim, diş hekimi, eczacı, hemşire, teknisyen, laborant, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, fizyoterapist, sağlık işçisi, hep birlikte toplum için sağlık hizmeti üretiyorlar.
            Ayrıca hekimi, hemşiresi, temizlik işçisiyle, sağlık bir ekip işidir. Sağlık hizmetleri , kolektif bir emeğin sonucunda sunulmaktadır. Sağlık emekçilerinin, her biri yaptıkları işler bakımından kritik önemdedir.
            Çünkü sağlık personeli arasında takım ruhu içinde yer alan bireyler sayesinde hatalar, en aza indirilir. Hatta yok olur. Moral ve motivasyonun yükselir., özgüven duygusunun ve kişiler arası iletişimin, daha iyi hale gelmesini sağlanır.
          Bu nedenle de sağlık sektöründe, sağlık personeline sağlanacak tüm imkan ve olanaklar birlikte düşünülmeli. Yaptığın işin zorluğuna ve sorumluluğuna göre de üçret verilmelidir.
            Bugün gelinen aşamada, tüm sağlık çalışanları ağır çalışma koşulları, uzun nöbetler, eksik istihdam, sağlıkta şiddet, özlük haklarının aşındırılması ve yoksulluk sınırının da altında kalan, düşük aylık gelir nedeniyle, zor durumdadır.
             Sağlık personelinin ödediği yüklü vergiler yetmezmiş gibi 14 kalemde alınan katkı, katılım için ilave ücretler, aylar sonrasına verilen randevular, elektronik sıralar ile sağlık hizmeti, hem erişilmez hem de pahalı hale gelmiştir.
                23 Kasım’da, İstanbul’dan başlayan, “Beyaz Yürüyüş” ve 27 Kasım’da Ankara’da  sağlık emek ve meslek örgütleriyle birlikte, Türkiye’nin, bütün bölgelerinden gelen hekimlerle büyük bir buluşma gerçekleştirdi
             Bu buluşmanın, en önemli mesajı; özlük ve ekonomik haklarla ilgili talepleri, yapılacak düzenlemelerin, bütün sağlık çalışanlarını, kapsamasına yönelikti. “Beyaz Forum”da “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiç birimiz” diyerek, hep birlikte sonuç alana kadar ortak mücadele yürütme kararlığını bir kez daha vurgulamışlardı.
             Gerkçeleri ise tüm toplum da olduğu gibi, sağlık emekçilerinin de ekonomik krizin etkilerini yoğun olarak hissettikleri, bir dönemde, tüm sağlık emekçilerine insanca yaşayacak emekliliğe yansıyan, temel bir ücret verilmesiydi.
              Ayrıca ülkemizdeki Sağlık kurumlarında, şiddet  son yıllarda, ciddi sorun olarak gündemdedir. Hasta, hasta yakınları, ya da diğer başka bir bireyden gelen, sağlık çalışanı için de  risk oluşturan, sözel ya da davranışsal tehdit, fiziksel saldırı veya cinsel saldırılar mutlaka önlenmelidir.
             Sağlık sektöründe, hizmetin esası performansa dayalı olmamalıdır, güven esas alınmalıdır. Performans, hekimler arasında ücret eşitsizliği, sağlığı metalaştırması, hekimlerin emeğinin karşılığının verilmemesi, mesleki bağımsızlığın zedelenmesi, tanı ve uygulamalarda, tıbbi endikasyonların genişletilmesine yol açmaktadır.
             Sağlık pesonelinin, istekleri mutlaka dikkate alınmalıdır. Çünkü sağlık çalışanları, mesailerini, bedensel, duygusal ve zihinsel enerji harcayarak tamamlarlar. Özellikle kriz durumlarında, çalışma sürelerinin uzaması, aşırı iş yükü, tehlikeli çalışma ortamı gibi etkenler bu enerji biçimlerinin aşırı derecede harcanmasına neden olarak, “Tükenmişlik Sendromu” için risk oluşturabilir.
             Ülkemizde,   COVİD-19 salgını ve sağlık sistemi, bir kriz oluşturduğundan tükenmişlik riski barındırmaktadır.
                 Türkiye’de, hekim ve sağlık çalışanları istifa etmeye devam ediyor. Fırsatı bulan ise yurt dışına göç ediyor. Gerçekce olarak da  ağır çalışma koşulları, belirsiz gelecek, sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet ve hastanelerdeki liyakatsizliktir.
                TTB odasına göre, Aralık ayı itibariyle 1260’a yakın doktorun, ülkeyi terk etti. Son 18 ayda 8 bine yakın hekimin ise görevinden istifa etti.
             Sağlık çalışanlarını, istifasına yönelik açıklamalarda bulunan Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri, Sayın Vedat Bulut ise istifa süreciyle ilgili hekimlerin satın alma gücünün 3’te 1’e düştüğünü belirterek, sağlık çalışanların artık geçinemediğini söyledi.
               Yine Sağlık çalışanlarının, iş güvencesi olmadığını belirten, Sayın Bulut, “Bir komisyon oturuyor. bir akşam karar veriyor ve sabah kalktığınızda, KHK ile işinizi kaybetmiş duruma geliyorsunuz. Bir akşam vakti yine bir Whatsapp mesajıyla, Şırnak ya da Hakkari’de göreve gönderiliyorsunuz.”dedi.
                Ayrıca sağlık sektöründe,  göç ve istifanın sebebi,  sadece ekonomik sebeplerle de iniltili değil. Meslek artık değer ve saygı görmüyor. Çalışma şartları, çok ağır. Bu çalışma şartlarının, ne maddi ne manevi bir karşılığı var. Mevcut çalışma koşulları ve hasta sayısı manevi tatmini ciddi bir şekilde etkiliyor.
                 Nitekim Prof. Dr. Dilek Özcengiz, “…..Çalışma şartları çok ağır. Bu çalışma şartlarının ne maddi ne manevi bir karşılığı var. Mevcut çalışma koşulları ve hasta sayısı manevi tatmini ciddi bir şekilde etkiliyor. Kaotik bir durum oldu. 5 dakikada hasta bakılıyor. Ve bu sürede, bir hekimin hata yapmaması çok zor. Bunun sonucunda yüklü malpraktis davalarına muhatap oldu,  bir çok hekim. aldıkları para cezaları da yüklü hayatları boyunca ödeyemeyecekleri meblalar. Bunların nedeni ise çok uzun çalışma saatleri”dedi
              Sağlıktai göçün ve istifaların önlenmesi için de  sağlık çalışanlarının taleplerini karşılayacak, emekli maaşına da yansıyacak, yeterli aylık gelir, çalışma koşullarının iyileştirilmesi amacıyla, ivedilikle planlama yapılmalı ve yaşam pratiğine geçirilmelidir.
             Bir an önce de TBMM’ye, getirilecek düzenlemede, unvan, kadro, derece, kıdem gözetilerek, tüm sağlık çalışanı, meslek grupları adına iyileştirme yapılmalıdır. Ek gösterge 3600, 7200; özel hizmet tazminatı oranlarında, artış esas alınmalı, sorunlarına da bir an önce çözüm bulunmalıdır. Çünkü isanımızın, en büyük zenginlik olarak gördüğü, sağlığına kavuşturan, sağlık personeli için ne yapılsa azdır. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi