Psikolog Yağmur Gökşen Bulut

Psikolog Yağmur Gökşen Bulut

NEDEN?

Bazı çocukların endişeleri, kaygıları mutlaka gözümüze çarpmıştır. Sınavlardan önce, ders çalışırken ya da günlük yaşamda endişeli çocuklarla karşılaşmış ya da duymuş olabiliriz. Hatta bazı sınavlardan önce haberlerde sık sık duyarız. Çocukların kalp krizi geçirebildiklerini, bazı stres kaynaklı hastalıklar yaşadıklarını ya da hastalandıklarını..
Bu durum neden oluşur, nasıl çözülür, daha işin başında nasıl davranılır? Anadolu da bir deyim vardır “balık baştan kokar” diye. Peki biz balıklarımız kokmasın diye nasıl önlem alabilir ve neler yapabiliriz?
Peki NEDEN?
Gelin hep birlikte çocuklarımızı bu endişe, kaygı gibi durumlara sürükleyen duygular nelerdir bir bakalım; Aile ortamı, günlük yaşantımız, farkında olmadan etrafımızda olup biten normal hayatımızın etkisi. Bir hafıza kartını düşünün içine ne yüklerseniz yarın karşınıza çıkacak olan odur. Anne babanın önce kendilerine, birbirlerine ve yaşadığı dünyaya saygılı, sorunlara karşı çözüm odaklı, pozitif düşüncelere sahip bireyler olduğunu düşünün. Sizce bu bireyleri örnek alarak büyüyen bir çocuğun hayata bakış açısı ve gelecek ile ilgili düşünceleri nasıl olur?
İletişim. Peki, nedir sizce iletişim? Sanılmasın ki arayıp neredesin kızım/oğlum? Demek veya sanılmasın ki sosyal medyada paylaştığı fotoğrafın altına yazdığınız yorum. İşten çıktınız, evdesiniz veya çocuğunuz geldi, şu soruyu sordunuz mu “nasılsın?” Toplumumuzda şöyle bir yanlış bilinen doğru var; “çocuktur olur, aman önemli değil” yaşları küçük, elleri küçük diye sorunları da küçük mü sanıyorsunuz? Yapmanız gereken, öncelikle sohbet etmek. Örneğin günlük hayatınızdan konuşun, bir şeyler paylaşın ve kesinlikle stresini artırabilecek bir konudan bahsetmeyin. Bırakın sizinle sorun ettiği, keyfini kaçıran konuyu paylaşsın, anlatmasına izin verin ve birlikte çözüm arayın. Bu durum kendini değerli hissettirebileceği gibi hem de özgüven kazandırır, başarısız olduğu durumlarda yeniden denemesini sağlar.
Anne babaların çocuk sahibi olduktan sonra kendi içlerinde ki en büyük kaygı çocuğunun geleceğidir ve çocuklarının yaşamını da şekillendirme isteği içine girerler. Aile, arkadaş toplantılarında çocuklarının kendilerini çok iyi yansıtması gerektiğini düşünürler ve en iyi lise, en iyi üniversite, en iyi meslek olarak nitelendirdikleri gruba çocuğu dâhil etmeye çalışırlar. Bu döngü içinde sıkışan çocuk da kendisi ailesine layık görmeye çalıştıkça daha da kaygı ve endişe sahibi olup hata yapmaya meyilli oluyor. Çocuk aslında ben babamın, annemin istediği olduğum zaman değerliyim, kendim olduğum zaman değerli değilim diye düşünerek kendisinden kaçmaya çalışıyor ve değersizlik aslında tam da burada başlıyor.
Aslında anne, babanın çocuğu ile kurduğu ilişki çocuğu değerli hissettirecek olan durumdur. Çocuk ise değerli olduğu için kabul gördüğünü düşünür. Okulda başarılı olduğundaysa bu başarıyı sürdürmek konusunda endişeyi daha az yaşar. Kendisini olduğu gibi kabul eden bir aileye sahip olduğu için yaşadığı başarısızlıklar yanında kaygı, endişe gibi durumlar getirmek yerine daha çok baş etme becerilerini getirir. Yaşadığı olumsuz durumlarla baş edebilene çocuklar ise ileriki yaşamlarında daha mutlu, güçlü bireyler olma yolunda ilerlerler.
Aslında çocuk yetiştirmek kendini yetiştirmek demektir. Kendimizi daha doğru yetiştirdiğimiz günlere..    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Psikolog Yağmur Gökşen Bulut Arşivi