1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Sinek sinekliğinden, öküz öküzlüğünden ne zaman vaz geçecek?

"Terör: güce sahip olmayanların benimsediği bir zayıflık stratejisidir"
Bir kitapta okuduğum bu tanım, terörü en iyi anlatan tanım bence.
Terörün işleyişi insanlara korku salmaktır.
Teröristlerin çoğu zaman bir orduyu yenecek, bir ülkeyi işgal edecek ya da şehirleri ortadan kaldıracak güçleri yoktur ve olması da mümkün değildir.
Rakamlar da zaten bunu açıkça ortaya koyar.
Örneğin, obeziteye bağlı hastalıklardan 3 milyon insan yaşamını kaybederken, teröeden ölenlerin sayısı 10-15 binleri bile bulmaz.
O yüzden, cola ve hamburgerin, en tanınmış terör örgütlerinden daha tehlikeli olduğunu söyleyenler pek de haksız sayılmaz.
Terörün, bir züccaciye dükkanını dağıtmak isteyen bir sinek olduğu tanımı da doğru bir tanımlamadır aslında.
Sineğin, bir fincanı bile hareket ettirme gücü yoktur.
Gücünün olmadığının o da farkındadır.
Fakat...
Tek yapabildiği, bir öküzün kulağına girip, onu delirterek züccaciye dükkanına sokmak ve böylece dağıtmak istediği züccaciye dükkanını öküze darmadağın ettirmektir.
Bugün dünya üzerinde ve ülkemizde yaşanan terör de, terör örgütü olarak gördüğümüz ama sinek kadar gücü olmayan örgütlerin, kulaklarına girdiği Öküzlerin, yani güç sahibi devletlerin züccaciye dükkanı olarak tanımladığımız ülkeleri darmadağın hale getirmesidir.
Ülkemizde yıllardır yapılmak istenen, Irak, Suriye, Libya gibi ülkelerde bizzat yapılan aslında tam da budur.
Sonuç olarak.
Biz terör örgütleri ile savaşmıyoruz.
Zira...
O örgütlerin sinek kadar güçleri ve etkileri yok.
Biz.
O sinek güçsüzlüğü ve etkisizliğinde olan örgüt müsvettelerinin kulaklarına girerek çıldırttığı ve dükkanımız olan ülkemize girip, ortalığı dağıtan öküzlerle, yani dış devletlerle savaşıyoruz.
Hem de yıllardır.
Terör 3 günlük bayram tatilinde de durmadı.
Her gün şehit haberleri ile bayramımız zehir oldu.
Yine üzğldük, yine kahrolduk şehitlerimize.
Sinek sinekliğinden, öküz öküzlüğünü sürdürdü anlayacağınız.
Biz yıkmaya çalıştıkları dükkanı yeniden kurarız, kuruyoruz da.
Bakalım sinek sinekliğinden, öküz öküzlüğünden ne zaman vaz geçecek?

.....
Sosyal medyada en çok konuşulan
paylaşım oldu..
Aynır Hanım yurtdışında yaşıyor.
Yakın bir zaman önce babasını kaybetmiş.
İnternette, Eskişehir Büyükşehir belediyesinin bayram boyunca Asri mezarlıkte ücretsiz çiçek dağıttığı haberini okuyor.
Hemen Büyükşehir Belediyesine bir mail atıyor.
Yurtdışında olduğunu, babasının mezarına ücretsiz dağıtılan çiçeklerden dikilip dikilmeyeceğini soruyor.

Ardından da...
-"Eğer böyle bir şey mümkün olursa çok mutlu olurum."diyor.
Büyükşehir belediyesi hesabından kendisine "Ricanız ekiplerimize iletilmiştir"
Aynur hanım seviniyor bu duruma.
-"Eğer çiçekler dikilirse, bir de fotoğraf atarsanız çok mutlu olurum ve en azından bayramım biraz iyi geçer" diye ikinci bir mesaj gönderiyor.
Kısa bir süre sonra Büyükşehir belediyesi Aynur hanım'ın babasına ait mezar üzerine çiçeklerin dikilmiş olduğu ve bir görevlinin de mezarı suladığı fotoğrafı gönderiyor kendisine.
Aynur hanım'ın kilometrelece uzaktan yaptığı isteğin büyükşehir belediyesi tarafından yerine getirilmesi, yine Aynur hanım tarafından sosyal medya üzerinden paylaşılmasıyla bir anda tekrar tekrar paylaşılan ve takdir edilen bir konu oldu.

.....
Bayram sonrası neşeniz olsun...

Marangoz tahta parlatıyor. İşine dalmış, rendeyle tahtayı yontarken oğlu koşa koşa geliyor: ''Baba, baba... Anam cin doğurdu, çabuk gel...''
Adam hiç oralı olmuyor. Tahta parlatmayı sürdürüyor. Çocuk ise telaşlı: ''Baba, anam evde simsiyah bir cin doğurdu.''
Marangoz nihayet rendeyi yana koyuyor:
''Ananın cin doğuracağı belliydi. O Arap bizim mahalleye taşındığı gün, ananın cin doğuracağını tahmin ediyordum.''
Ne dersiniz?
Komşularla sıfır sorun diyerek başlayan sürecin buralara geleceği sanki belli miydi?

HHH

"Siyasetçilerin birbirleri ile sürekli didişip, kriz çıkardığında: "Bir profesör aslanla kuzunun aynı kafeste yaşayabileceğini iddia etmiş.
'Yapamazsın' demişler.
'Deneyeyim görün' demiş.
Hayvanat bahçesinde denemeye başlamış. İtiraz edenler bir hafta sonra gelmiş, bakmışlar ki, kuzuyla aslan aynı kafeste...
'Bunu nasıl yaptın?' diye şaşkınlıkla profesöre sormuşlar.
O da cevap vermiş: Her gün kafese yeni bir kuzu koyuyoruz."
Ne dersiniz?
Meclise, siyasi parti başkanlarına ve siyasetçilerin birbirleriyle uzlaşmaz tavrına baktığınızda var olan tabloyu görmemek mümkün değil.
Zira...
Parti binalarında ve mecliste sürekli birbirlerini yiyen bir siyasetçi grubu var.

HHH
"Köylünün biri savaşa gitmiş, bir süre sonra da künyesi gelmiş. Köyün önde gelenleri toplanmış, dul karısına ne olacağını düşünmüşler. Kadıncağızı evlendirmeye karar vermişler. Kadın evlendikten bir süre sonra, öldü sanılan köylü çıkagelmiş: 'Biz seni öldü sandık' diyenlere, 'Yoo ölmedim. İşte buradayım' deyince ortalık karışmış. Sıkıntıyla gerçeği açıklamışlar ama köylü, 'Ben karımı isterim' diye tutturmuş.
Kıssadan hisse: Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner. Öldü sandıklarınız yarın çıkıp geliverirler, mahcup olursunuz."
Ne dersiniz?
Öldü sanılan, AK parti'de Abdullah Gül ve ekibi, CHP'de Deniz Baykal ve ekibi, MHP'de ise alternatif isimler yarın gerçekten çıkıp gelerek "Ben partimi isterim" der mi?

HHH
Son olarak:

"Demirel, DYP liderliğine kendi yerine Çiller seçildiğinde: "Leylek yılanı nasıl avlar bilir misiniz? Leylek havada uçarken bir yılan gördü mü hemen üzerine atılmaz. Bulunduğu yerden daha yükseğe çıkar. Çıkabileceği en yüksek noktaya geldikten sonra birden yılanın üzerine pike yapar. Yılanı belinden kaptığı gibi tekrar eski yüksekliğe çıkıp yılanı aşağı atar. Bu kadar yüksekten düşen yılanın beli kırılır, hayvan ölür. Leylek ölen yılanı alır, yesinler diye yavrularına götürür. Ama bu her zaman böyle olmaz, leylek bazen üşengeçlik eder, yılanı yeterli yüksekliğe çıkmadan yere bırakır. Bu durumda yılan sadece bayılır. Yılanı öldü zanneden leylek, hayvanı alıp yuvasına götürür, 'alın yiyin' diye yavrularına bırakır. Ana leylek yuvadan ayrılınca da, yılan yavru leylekleri yer."
Bunun da kıssadan hissesini siz bulun artık!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi