-Devletin temelini attığı ama 30 yılı aşkın tamamlanamayan bir Kültür Merkezi binası var…
Kültür Bakanlığı tarafından atılan inşaat temeli bir türlü bitirilemeyince, Tepebaşı Belediyesi’ne devredildi söz konusu bina.
Bakanlığın imkânlarıyla bitirilemeyen merkezin, belediye imkânlarıyla bitirilmesine zaten imkan yoktu.
Buna rağmen, Tepebaşı Belediyesi kaynakları sınırlı olmasına rağmen, yarım binanın sağını solunu iyi toparladı.
Ancak…
Binanın tamamlanması, iç mefruşatının yapılması ve Kültür Merkezi’nin aktif hale gelebilmesi için 12-15 milyon liraya ihtiyaç vardı…
İşte, Tepebaşı Belediye Başkanı bu para desteği için çaldı bakan Nabi Avcı’nın kapısını…
Zira…
Sonuçta bu binanın temeli, zamanın Kültür Bakanlığı tarafından atılmıştı.
Sonuçta bu bina, Kültür faaliyetleri için kullanılacaktı.
Ve…
Sonuçta Nabi Avcı Kültür ve Turizm bakanıydı.
-Kızılinler bölgesi Termal turizm Bölgesi ilan edildi.
Tepebaşı Belediyesi, kendi kaynaklarını kullanarak, termal alanın tepebaşı belediyesi sınırları içinde kalan kısmı için bir proje yaptırdı.
Proje, gerçekleşmesi halinde Eskişehir’e büyük avantajlar sağlayacak, sağlık turizminde Eskişehir’i Türkiye’nin hatta Avrupa ve Dünya’nın sayılı kentleri arasına sokabilecek nitelikte bir projeydi.
Proje Bakanlık tarafından kabul edildi.
İş, bakanlığın tahsis açmasına geldi.
Bakanlık tahsislerle ilgili herhangi bir çalışma yapmadı.
Süreç içinde Kültür ve Turizm bakanı Nabi Avcı, Kızılinler projesinin Tepebaşı Belediyesi’ne devredilebileceğini açıkladı.
İşte, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç bu tahsisin yapılması için Bakan Nabi Avcı’nın kapasını çaldı.
Sonuçta Kızılinler Projesi, kültür ve Turizm bakanlığını ilgilendiren bir projeydi.
Sonuçta bu projenin tepebaşı Belediyesi’ne devredilebileceği bizzat kültür ve Turizm bakanı tarafından ifade edilmişti.
Ve…
Sonuçta Nabi Avcı Kültür ve Turizm bakanıydı.
Sonuç olarak…
Başkan ile Bakan’ın önceki gün Ankara’da buluşmasında, Tepebaşı Belediye Başkanının bu iki isteği ön plana çıkmış oldu.
Bakan da bu iki isteğe “olmaz” demedi.
Bundan sonraki süreçte Tepebaşı Belediyesi’nin Kültür ve Turizm Bakanlığından bu iki isteğinin olup olmayacağını göreceğiz.
Her iki istek de makul ve olması gereken istekler.
Olursa, işin doğrusu yapılmış olacak.
Eğer olmaz ise, işte o zaman siyasetin engel olduğu örneklere 2 yeni örnek daha eklemiş olacağız.
Ne diyelim?
Umarız bu 2 isteğe siyaset karışmaz…

.....

Doğru söze ne denir…

Dershanelerin temel liselere dönüştürülmesine karar verildiğinde çeşitli gerekçeler sıralandı.
Bu gerekçelerden biri de, “dershaneler sık sık deneme sınavı yaparak, çocukların çocukluklarını yaşayamamasına, bu sınavların psikolojilerini olumsuz yönde etkilemesine ve çocukların anlamsız bir yarış içine sokulmasına neden oluyor” gerekçesiydi.
Bu gerekçe doğrultusunda, dershaneleri temel liselere dönüştüren Milli Eğitim, deneme sınavları yapınca, bir anlamda kendisiyle büyük bir çelişkiye düşmüş oldu.
Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Muammer Karaman bu çelişkiyi iyi yakalamış.
Haklı olarak da “Düne kadar bu gerekçeler sıralanırken bugün Milli Eğitim tarafından öğrencilere deneme sınavı yapılmasına anlam veremiyoruz” demiş…
Muammer Karaman, -3 derece ve kar yağışı olacak diye okulları tatil edenlerin, -5 derece ve kar yağışı olan günde okulların niçin tatil edilmediğine de bir anlam verememiş ki, bu tespitiyle de 12’den vurmuş.
Sonuç olarak…
Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Muammer Karaman, yüzde yüz haklı olduğu bir konuda öylesine doğru iki tespit yapmış yapmasına ama, yönetenler ve karar vericiler dikkate alırlar mı?
İşte bundan şüpheliyiz…

.....

Hayvan Severler
bizi infaz etti…

Bir süre önce Osmangazi üniversitesi Kampusu içinde bulunan ağaç ve panolara asılan bir duyuru vardı.
Duyuru “kampus içinde hayvanların beslenmesi, onlara yiyecek verilmesi yasaklanmıştır” şeklindeydi.
Bir anda büyük tepki çekti söz konusu duyuru.
Kararı alan üniversite ve yöneticileri bir hayli eleştirildi.
Hayvan Severler sosyal medya üzerinden veryansın da bulundu.
önceki gece ES TV’de konuk ettiğimiz Osmangazi üniversitesi Rektörü Prof Dr Hasan Gönen’e bu meseleyi sorup, “Siz hayvan sevmiyorsunuz galiba?” diye sorduk.
Hasan Gönen önce, evinde 2 tane kedi bulunduğunu söyledi…
Ardından da, evinin Batıkent’te olduğunu ifade ederek, elinden geldiğince Batıkent’te bulunan kedi ve köpekleri doyurmaya çalıştığını ilave etti.
Sonrasında da….
-“Hayvan Sever olup olmadığıma siz karar verin” dedi.
Hasan Gönen bu konuda yargısız infaz’a uğradıklarını söyledi.
Bir türlü de dertlerini anlatamadıklarını belirterek “Aslında o duyuru iki ayrı bölümden oluşuyordu. Biz, Hastaneye yakın yerlere ve Kampus girişlerine yiyecek bırakılmaması konusunda aldık bu kararı. Kampus alanı oldukça büyük. Biraz daha arka bölgelere yiyeceklerin bırakılmasını istedik. Böylece hem hijyen bakımından hem de insanların korkmalarını önleme açısından bu yöntemin daha sağlıklı olacağını düşündük. Ama bir anda sosyal medya’da “Hayvan düşmanı” ilan edildik. Yargısız infaza uğradık.” Diyerek tamamladı sözlerini…