1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Siz de heykel beğenmiyorsunuz yani...

Büyükerşen’in yaptığı ilk heykeller şehrin belirli yerlerine konulduğunda, tartışma da başladı hatırlarsanız…
Heykelleri eleştirenler:
-“Bu heykeller bizim kültürümüzü yansıtmıyor” dedi ilk etapta.
Ardından…
-“Sağdan soldan görüp çalıyor, getirip aynısını yapıp dikiyor” denildi.
Sonrasında da:
-“Bu heykellerde tarihimizden eser yok” denildi…
Heykel sanatı bilgisi ve donanımı olanların eleştirilerini ve haklılıklarını bir tarafa koyarsak, sadece Büyükerşen yaptığı ve Büyükerşen diktiği için, heykelleri eleştirenlerin eleştirileri kısa süre içinde havada kaldı.
Zira…
Bir taraftan bu eleştiriler yapılırken, bir taraftan Osmangazi’nin, Atatürk’ün ve Malhatun’un heykelleri, kaidelerinin üzerinde sırayla yerlerini alıyordu.
Böylece…
-“Bu heykeller bizim tarihimizi ve kültürümüzü yansıtmıyor” söylemi ile yapılan eleştiriler boşa çıkmış oldu.
Bugün de durum pek değişmiş gibi görünmüyor.
Porsuk sahil şeridi üzerine konulan “çekirdek çitleyen Eşek” heykeline yönelik bir tepki var.
Heykel, Porsuk sahilinde oturan gençlerin yedikleri çekirdek kabuklarını ve çöplerini yere atmalarına bir türlü engel olunamadığı için mizahi bir uyarı içeriyor.
İşin ilginç tarafı…
Bu uyarı, hedef kitlesi olan gençler tarafından alınmış ve beğenilmiş.
öyle ki, söz konusu heykel ile ilgili fikir beyan eden gençlerin arasında “ Vay be! Biz de bu şekilde davranarak gerçekten eşeklik ediyormuşuz” diyenler bile var.
Kısacası…
Gençler gücenmemiş. “Bizi hayvan yerine koyuyor” falan diye düşünmemiş. Hatta, ilginç ve sempatik bulmuş söz konusu heykeli.
çünkü mizahtan anlıyor her biri.
Ama-fakat-lakin ve buna rağmen…
Sanki yapan bilmiyormuş gibi “Eşek çekirdek çitlemez ki” diyen var…
çekirdek yiyen değil de yediği çekirdeğin kabuğunu yerlere atana yönelik olduğu açıkça belli olmasına rağmen, söz konusu heykeli “Gençleri hayvana benzetmiş” diye eleştiren var.
Hatta…
Söz konusu heykelin hayvanlara hakaret içerdiğini belirten var.
Bu biraz daha uzarsa…
-“Eşek öyle bankta oturmaz ki” ya da “Eşek elbise ve ayakkabı da giyer miymiş” diyenler çıkacak bu gidişle…
Ve biz onlara heykelden daha çok güleceğiz galiba…


.....


Tarih öğretmenleri platform kurmuş…


Yükseköğretim Kurumlar Sınavı’nın nasıl ve ne şekilde yapılacağı açıklandı.
Tarih öğretmenleri bu sınavla ilgili olarak bir platform kurmuş.
Kurulan platform, yeni sınav sistemine ilişkin görüşlerini bir rapor haline getirmiş ve kamuoyuna duyurmuş.
Devleti yönetenlerin ve ilgili birimlerin bu raporu dikkate alması gerektiğini ve ortada özellikle Tarih dersleri ile ilgili olarak büyük bir sıkıntı bulunduğunu söylüyorlar.

Ve aynen şöyle diyorlar:
1-Tarih sınavının ilk oturumda olmaması, tarih bilimine olan ilgiyi azaltacak.
2-Tarih’e olan önemin azalması, nesillerin devletine ve milletine olan bağlılık ve güvenini zayıflatacak. Farklı kaynaklardan tarih öğrenimi ülke bütünlüğüne zarar verecek.
3-Tarih dersinin öneminin azalması, sayısı binlerle ifade edilen öğretmenleri ilerde mesleğini yapamaz hale getirecek.
4-Sınav sistemi bu şekilde olursa, gelecekte Türk töresi, İslam Hukuku ve Roma hukukunu bilmeyen hukukçular, Türklerin tarihsel süreçte geçirmiş olduğu politikaları bilmeyen siyaset bilimciler ve diplomatlar yetişecek.
5-ülkenin Avukatı, doktoru, mühendisi tarih şuurundan yoksun yetişecek.
6-Sınav odaklı gençler, sınavda olmayan bir dersi dikkate almayacak.
Bu yeni sistem ile nasıl bir hata yapıldığı belki kısa vadede anlaşılmayacaktır. Ancak uzun vadede tarih şuuru olmayan nesillerin yaşayacağı, yaşatacağı sorunları millet olarak hep beraber göreceğiz. Yol yakınken bu vahim hatadan dönülüp:
1-YKS’de Cumartesi sabah oturumunda sosyal ve fen grubundan da soru sorulması.
2-2.TM alanında Tarih dersinin oluşan puana etkisi olması ya da Hukuk, siyaset bilimi, Kamu Yönetimi, Psikoloji gibi bölümlerin sözel alana alınması.
3-Tarih dersinin her alanda kaynaklık yapan ortak ders olacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
Unutmayalım ki: Tarihini bilmeyen ulusların coğrafyalarını başkaları çizer”


.....


çekirdek çitleyen Eşek heykelinin kronolojisi…


 


Şu sıralar Büyükerşen’in Porsuk sahil şeridine koyduğu “çekirdek çitleyen Eşek” heykeli konuşuluyor.


-“Bu heykel buraya konulmayı hak etti. çünkü buraya oturan gençler gün boyu bu sahili çok pisletiyordu” diyerek, heykelin konulmasını onaylayanlar var.


-“Mesaj doğru ama yöntem yanlış. Burada hayvanlara hakaret var. Eşek çevreyi pisletmez, daha çok korur” diye düşünen hayvan severler var.


-“İnsanları hayvana benzetmek doğru değil. Bu heykel ile gençlere hakaret ediliyor” diyen ve konulan heykele eleştiri yöneltenler var.


Başta söyleyelim ki, biz söz konusu heykelin oraya konulmayı hak ettiğini düşünüyoruz.


Neden böyle düşündüğümüzü de aşağıda kronolojik bir biçimde anlatmak istedik.


1-    Gençler porsuk sahil şeridine oturuyor ve gün boyu vakit geçiriyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse bu durum Eskişehir için güzel bir tablo oluşturuyordu. Nitekim, sahil şeridine oturan gençler, Eskişehir’in bu bölgesini cıvıl cıvıl bir hale getiriyordu. Ancak, bu güzel tablonun neden olduğu bir de çirkinlik vardı. Ne yazık ki burada gün boyu vakit geçiren gençler, oturdukları çevrenin resmen pislenmesine neden oluyordu.


2-    Hava karardıktan sonra gençlerin gün boyu oturduğu ve eğlendiği porsuk sahil şeridi çöp içinde kalıyordu. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte temizlik görevlileri, başta yenilen çekirdeklerin yerlere atılan kabuklarını temizlemek için akşam saatlerine kadar temizlik yapmak durumunda kalıyor, bu durum her gün aynı şekilde tekrarlanıyordu. Kabukları temizlemek için yapılan temizlik sırasında çim alanlar yok olmaya başladı.


3-    Bunun üz erine Zabıta ekipleri, porsuk sahil şeridinde zaman geçiren gençleri uyarmaya başladı. özellikle yere çöp ve yenilen çekirdek kabuklarının yerlere atılmaması için uyarıda bulundu. Hatta, zabıta ekipleri, sahil şeridinde çöp ve kabukların atılmaması için bastırılan ve uyarı niteliği taşıyan broşürleri gençlere dağıtmaya başladı. Bu fayda etmeyince aynı zabıta bu kez çekirdek kabukları ve çöplerin yerlere atılmaması için gençlere poşet dağıtım uygulaması başlattı. Ancak bu da fayda etmedi.


4-    Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen hemen her hafta sonu porsuk sahil şeridinde inceleme yaptı. çoğu defa sahil şeridine inerek, ellerinde bulunan çöpleri atan ve yedikleri çekirdeklerin kabuklarını, olduğu yere bırakan gençleri bizzat uyarmaya başladı. Bu incelemeleri sırasında bazen çöp ve kabukları yere atan gençlerle tartıştı. Bu denetimleri sırasında kendisine “Ben atarım. Sen de belediye olarak toplamakla görevlisin” diye kafa tutan gençler bile oldu.


5-    Sonuçta hiçbir şey fayda etmedi. Gençler porsuk sahil şeridinde oturmaya devam ettiler. Otururken çöplerini atmayı ve yedikleri çekirdeklerin kabuklarını oldukları yere bırakmayı sürdürdüler. Yazılanlar, çizilenler, kamuoyunda söylenenler de fayda sağlamayınca, 17 yıldır Büyükşehir belediyesi garajında bekleyen “çekirdek çitleyen Eşek” heykeli bulunduğu yerden alındı ve porsuk sahil şeridindeki yerine konulmuş oldu.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi