4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

SU TEMEL İNSAN HAKKIDIR

          Dünyada, yeterli içme ve kullanma suyu yoktur. çünkü Yeryüzündeki suyun %97’si tuzludur. Geriye kalan ve büyük bir bölümü, Kuzey ve Güney Kutuplarında, buzullar içinde donmuş olan %3’lük tatlı su kaynakları için, insanlar, bitkiler, yaban hayat, tarım ve sanayi rekabet etme durumundadırlar.


            Son 10 yılda, bu kısıtlı su arzı üzerindeki küresel su talebi 6 – 7 kat artmıştır; bu oran dünya nüfusu artış oranının, iki katından fazladır. öte yandan, dünya nüfusunun 2025’de 8,3 milyara, 2050’de ise 10–12 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir.


            Halen, dünyada 2,4 milyar insan yetersiz ve kalitesiz, su nedeniyle sağlıksız koşullarda yaşamaktadır. Dünyanın, birçok bölgesinde, kırsal alanlardan kentlere göç, çok sayıda insanın, yeterli sağlık hizmetlerinden, güvenli içme suyundan, çevresel olarak güvenli yaşam koşullarından, yoksun alanlarda, yaşamalarına sebep olmaktadır.
            Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım örgütünün,  verilerine göre dünyada, en fazla tatlı su kaynağı Brezilya'da. Yağmur ormanlarına ve dünyanın, en büyük debisine sahip ırmağı olan Amazon'a sahip olan Brezilya, 8 trilyon 233 milyar metreküp toplam yıllık yenilenebilir su kaynağı ile açık farkla önde. Brezilya'yı, 4 trilyon 507 milyar metreküp ile Rusya, 3 trilyon 51 milyar ile ABD, 2 trilyon 902 milyar ile Kanada takip ediyor.
           . Su fakiri ülkelerden, bazıları ise 340 metreküple Umman, 320 metreküple Batı Şeria, 296 metreküple Barbados, 250 metreküple İsrail’ dir.
             Tatlı su kaynakları açısından, çok da kötü durumda olmayan Türkiye, 180 ülke içinde 214 milyar metreküplük toplam yıllık tatlı su kaynağıyla, 41'inci, kişi başına düşen 2 bin 950 metreküp tatlı suyla da 106. sırada bulunuyor.


             Türkiye, toplam tatlı su kaynağı açısından, Avrupa'da Rusya, Grönland, Norveç'in ardından dördüncü sırada.  Ancak Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, sonbahar yağışlarının iç ve batı kesimlerde yaşanan kuraklığı önümüzdeki 4-5 aylık süreçte ortadan kaldırma olasılığını düşük görüyor.


            Mevsimsel yağışlar, normaller civarında gerçekleşse dahi, olumlu etkilerin görülmesi için, daha uzun süre gerekiyor. Meteorolojiye göre, Türkiye, deprem riski gibi, kuraklık riskiyle de yaşamasını, öğrenmek durumunda.


            Yurtiçi gezilerde, ülkemizin güzellikleri karşısında, büyük haz alırken, dikkat çeken ve üzen gelişmelere de tanık oluyoruz. özellikle de plansız ve programsız yapılan yatırımlarla betonlaşan kıyılarımız,  yok edilen tarım alanları ve hoyratça kullanılan termal suları gibi gelişmeler,  ülkemizi ve Turizm sektörünü, güç durumda bırakacak niteliktedir.


             ülkemizdeki,  kaplıcalarda ve pansiyonlarda, termal suları tasarruflu olarak kullanılmıyor. Bu yönde herhangi bir ikaz da yapılmıyor. Ayrıca küvetlerde, tıpa yerine boru kullanılıyor,  bu da su israfını daha da artırıyor. Şayet ülkemiz’ de, kuraklık devam eder, termal suları da bu şekilde israf edilirse, gelecekte pek çok tesis atıl kalabilir.


             Büyükşehir Belediye Başkanı, Sayın Prof. Dr.Büyükerşen, Kalabak suyunun, Eskişehir-Kütahya sınırları arasında kalan bölgeden getirildiğini belirterek, 'Eskişehir, en az 50 yıl, içme suyu sıkıntısı çekmeyecek' demişti ama bugün Eskişehir halkı, Kalabak suyuna erişemiyor.


             Eskişehir, küçümsenmeyecek yeraltı su rezervlerine de sahiptir. Yapılacak, her hata, yeraltı sularını kullanılamaz hale getirir.  Onun içinde, Eskişehir’ de ki mevcut su kaynaklarının korunmalı ve suyun tasarruflu şekilde kullanılması sağlanmalı, yeni su kaynaklarının araştırılarak, değerlendirmeye alınmalıdır.


             Aslında yıllardır Eskişehir’ de, ilgililer su sıkntısı ile ilgili uyarılar yapıyorlar.    


             Nitekim Valilerimizden, Sayın Kadir çALIŞICI, küresel ısınmanın gündeme geldiği  günlerde, su kullanımı konusunda halkı eğitmeye önem verilmesi gerektiğini belirttikten sonra, “ Şu aşamada, bir sorun yokmuş gibi görünse de, böyle giderse, yakın bir gelecekte, su sıkıntısıyla karşı karşıya kalabiliriz. O nedenledir ki, bir an önce gerekli çalışmalara başlayıp, sorun ortaya çıkmadan, gereken önlemleri almalıyız" demişti.


                Eskişehir’ de, kullanma suyu ile ilgili senaryolar da  gündeme geldi ama hayata geçirilemedi. Nitekim Büyükşehir Başkanlarımızdan, Rahmetli Aydın ARAT’ la yaptığımız bir sohbette,su ile ilgili, üç strateji paylaşmıştı. İlki Bozdağ’ da mevcut çeşme suları, İkinici ise Türkmn Tokatı’ da gerçekleştirilecek artezyen suları, üçüncüsü ise Sakarıbaşı idi. Haytını kaybettiği için, kullanma suyu ile ilgili stratejilerini gerçekleştirilemedi.


                 Ve Nihayet!


                 Eskişehir'in, yakın gelecekte susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı konusunda sürekli olarak endişelerini paylaştığını, ifade eden, Anakent Belediye Başkanı Sayın Prof. Dr. BüYüKERŞEN  " …. daha önce defalarca dile getirdiğim üzere, çifteler Sakarıbaşı’ndan, şehrimize içme suyu sağlanması gerekliliği, hükümet yetkililerince de onaylanmış ve Meclisimiz tarafından, ESKİ Genel Müdürlüğü’ne, projeyi gerçekleştirme yetkisi verilmiştir. Bu proje, şehrimizin geleceği açısından, son derece kıymetlidir ve hayata geçecek olması, bizleri son derece mutlu etmiştir" dedi.


            Sakarıbaşından, içme ve kullanma suyu getirlir mi zaman gösterecektir ama temiz ve sağlıklı içme suya erişmek, temel bir insan hakkıdır.  Ancak su kaynaklarının, verimli kullanılmalı, suyun israf edilmemesi, ülkemizde ve yeryüzü genelinde, su dengesinin bozulmaması, var olan kaynakların, iyi ve adil yönetilmesi için de gerekli çalışmaların yapılması bir zorunluluktur.


            Ayrıca Eskişehir’de, gölet ve baraj ve yeraltı sularımızın, kirlenmemesi için de ciddi önlemler alınmalıdır. Eskişehir’deki işletmelerin, CED raporları, çok iyi değerlendirilmeli ve sularımıza zarar verecek nitelikte olan işletmelere veya bu yöndeki gelişmelere, kesinlikle izin verilmemelidir. çünkü su varsa, yaşam vardır.


 


 


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi