1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Telaş ve tepki ele veriyor

İYİ Partinin seçimlere sokulmama niyeti karşısında CHP’den müthiş bir hamle geliyor…


5 Milletvekili olan İYİ Parti’ye 15 CHP’li milletvekili geçip, mecliste grup kurması sağlanıyor.


Böylece…


Hem İYİ Parti’nin seçimlere girmesi, hem de Meral Akşener’in, 100 Bin imzaya gerek kalmadan Cumhurbaşkanı adayı olmasının önü açılmış oluyor…


CHP’nin hamlesi, Türk Siyasi tarihi’nde eşine az rastlanacak şekilde,  gerçekten müthiş bir hamle…


Ancak…


Hamleyi daha da müthiş hale getirip, yarattığı şiddeti daha da arttıran olay ise, hem AKP hem de MHP’nin yaşanan bu olay karşısında göstermiş olduğu olağanüstü tepki…


Olayın sıcağı sıcağına AKP ve MHP cenahından yapılan açıklamalar ile verilen tepkiler öylesine telaşlı, öylesine anlamsız gerekçeler ortaya koyan ve öylesine gol yemiş hali içeriyor ki, bu durum haliyle 15 milletvekili hamlesinin kamuoyunda daha da etkili olmasını sağlıyor…


Hâlbuki…


AKP-MHP cephesinden, yapılan 15 Milletvekili hamlesine karşı: “Bizi zerre kadar ilgilendirmiyor.” tavrı ortaya konulabilmiş olsa, belki yapılan hareket bu denli etkili olmayacak…


öyle ya…


- “İYİ Parti zaten barajı aşamıyor” derken


- “Bizim oyumuz, yani AKP ve MHP ittifakının oyu yüzde 65. Her iki seçimi de kazanma konusunda hiçbir sıkıntımız yok” açıklamaları yapılırken


Hatta…


- “Diğer partiler de ittifak yapsın kardeşim!” diyerek akıl da verilirken…


Yani…


-“Ne olursa olsun umurumuzda bile değil. Biz bu işi bitirdik” havasını yaşarken


Gelişen olay karşısında bu denli telaşlı, bu denli tepkili olduğunun açığını verirsen, birileri de kalkıp haklı olarak “Ne oldu? çalışmadığınız yerden mi geldi?” diye sorar…


O yüzden…


CHP’nin 15 milletvekili hamlesi müthiş bir hamledir.
bu hamleyi daha da müthiş hale getiren ise, bu hamlenin AKP-MHP cephesindeki abandone olma halinin kamuoyuna tüm çıplaklığı ile yansımasıdır…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Belki de bu yüzden bu bölünmüşlüğümüz…


 


Ortada hiçbir neden olmasa bile, adeta nefret edersiniz…
Yine, bazı insanlar vardır seversiniz…
Ortada sevmenizi gerektirecek bir neden yoksa bile, kanınız kaynar, kendinize yakın bulursunuz…
Demek ki, Sevgi bir tercih meselesidir…
Sevmek ya da sevmemek, insanın tercihine kalmış bir olgudur…
Ama Saygı böyle değildir…
Nefret ettiğiniz bir insana bile saygı duyabilirsiniz…
Diğer yandan…
Sevdiğiniz bir insana, saygı da duymayabilirsiniz.
Demek şöyle bir şey ortaya çıkıyor ki;
Sevgi tercih, saygı mecburiyettir…
Nedendir bilinmez, insanların kesin çizgileri var…
Sevdiği insana saygı duyup, sevmediği adama ise bir türlü saygı duymamak gibi...
çünkü tarafsız değil.
Her olaya kendi tarafından baktığı için, onu sadece kendi tarafı ilgilendiriyor.
Yukarıda da söylediğimiz gibi, bazıları tarafsız olmaktan çok, meselelere kendi tarafından bakıyor.
Dolayısıyla da, sevmedikleri insanın ne kendisine, ne de yaptıklarına saygı duyuyor…
Başlıkta da söylediğimiz gibi…

“Sevgi” bir tercihtir.
“Saygı” ise bir mecburiyettir...

Belki de toplum olarak bu denli bölünmüşlüğümüz sırf bu tercih ve mecburiyeti bilmiyor ya da takmıyor olmamızdandır.


Ne dersiniz?


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Destici olursa kimse şaşırmasın.


 


Cumhur İttifakı denildiğinde sürekli olarak AKP ve MHP’nin yaptığı ittifak konuşuluyor.


Aslında…


Cumhur İttifakı içinde çoğu zaman ismi anılmasa da Büyük Birlik Partisi de var.


Büyük Birlik Partisi’nin Cumhur İttifakına verdiği destek doğrultusunda bir kazanç olacağı konuşuluyor.


Bu konuşulurken, Büyük Birlik Partisi’nden 1 kişi de olsa ittifak çerçevesinde ya bakanlık ya da milletvekili olarak meclise taşınacağı, bunun büyük ihtimalle genel başkan Destici olacağı söyleniyor.


Deniyor ki;


-“AK parti milletvekili listesinin seçilebilir bir yerinde BBP Genel Başkanı Destici olursa kimse şaşırmasın”


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


24 Haziran’dan sonra…


 


24 Haziran seçimlerinden sonra sistem tam anlamıyla değişecek.


Milletvekillerinin yasa yapmaktan başka bir işi olmayacak.


Bakanlar dışarıdan atanıp, meclis içinden çıkmayacağı için, Bakanların meclise ve vekillere hesap verme durumu da ortadan kalkacağı için, milletvekilliği adeta sembolik bir görev haline gelecek.


Eskisi gibi kendilerine iletilen her türlü iş, tayin ve benzeri istekler de muhtemelen giderek azalacak.


Görünen o ki, milletvekillerinin Ankara’dan seçim bölgelerine gelip gitmeleri bile gerekmeyecek.


Yeni sistemle birlikte İl başkanları daha etkin ve yetkin bir hale gelecek.


Böyle bir durumda, il başkanlığından istifa edip Milletvekili olmak, maddi açıdan belki de, etkinlik açısından çok da önemli olmasa gerek…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


Biraz da gülmek lazım


 


Temel Afrika'ya safariye gitmiş. İlk günün sonunda gece otelin lobisinde avcılar konuşuyormuş.
İngiliz, "Ben bugün 1 gergedan vurdum" demiş.
Fransız, "Ben de 1 aslan vurdum" demiş.
Temel de, "Ben de 1 noşut vurdum" demiş.
İngilizle Fransız anlamamış ama cehaletleri belli olmasın diye de sormamışlar.
Ertesi gün yine ava gidilmiş gece yine toplanmışlar.
İngiliz, "Ben 2 kaplan vurdum" demiş.
Fransız, "Ben de 1 fil vurdum" demiş.
Temel, "Ben 4 noşut vurdum" demiş.
İngiliz dayanamamış sormuş:
- "Kusura bakma ama noşut nasıl birşeydir? Bunca yıllık avcıyım hiç duymadım." Temel de:
- "Ben de ilk defa burada gördüm. Kara kara bir şeyler insana benziyorlar. Ellerini de kaldırıp "noşut noşut" diye bağırıyorlar, demiş.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi