1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Uçak nasıl konuldu? Bilerek mi? bilmeyerek mi?

Şimdi anlatacağımız olay çok ilginç!
Olayın ilginç tarafına geçmeden önce size biraz konunun geçmişiyle ilgili biraz bilgi sunalım.
Efendim!
Eski Valilerden Ali Fuat Güven, Eskişehir’de bir “Havacılık müzesi” kurmak ister…
-“Madem Eskişehir bir Havacılık kenti olarak biliniyor. O halde bir havacılık müzesinin de olması gerekir” der.
Bunun üzerine çalışmalar başlatılır.
önce, Anadolu üniversitesi yunus Emre Kampusü karşısında bulunan 39 Bin Metrekarelik bir alan, Açık hava müzesi olarak belirlenir.
Ardından kullanılmayan Askeri ve sivil uçaklar çeşitli yerlerden temin edilerek, bu alana taşınır.
Bu arada Anadolu üniversitesi de, Sivil Havacılık Yüksek Okulu’nda bulunan ve kullanılmayan bir uçağını bu müzede sergilenmek üzere verir.
Gerekli düzememeler de yapıldıktan sonra son derece güzel bir açık hava uçak müzesi çıkar ortaya.
öyle ki; müzenin içinde,gövdesi  fast  food yiyeceklerin satıldığı lokanta haline dönüştürülen bir kargo uçağı dahil düşünülmüştür.
Sonuçta, 1998 yılında “Havacılık Parkı ve Teyyare Müzesi” ziyarete açılır.
Açılan havacılık parkı ve müzesi büyük ilgi görür.
Hemen her gün öğrenci grupları ve ailelerini ağırlar.

MüZE öNCE üNİVERSİTEYE, ARDINDAN TEPEBAŞI BELEDİYESİNE DEVREDİLİR.

3 yıl boyunca faaliyet gösteren müze, giderleri karşılanmakta zorlanıldığı için 2011 yılında Anadolu üniversitesine devredilir.
Doğrusunu söylemek gerekirse üniversite bu müze ile çok ilgilenmez.
İlgilenilmediği için de açık hava uçak müzesine olan ilgi yavaş yavaş azalmaya başlar.
Süreç içinde ne yazık ki kimsenin uğramadığı, sadece çevre yolundan gelip geçenlerin bir anda yan yana dizilmiş uçakları gördüğü bir yer halini alır.
Bu durum Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı bir hayli üzer.
Uçak müzesinin bu şehrin önemli bir hafızası olduğu ve korunması gerektiğinden yola çıkarak, müzenin belediye devredilmesi talebinde bulunur.
Anadolu üniversitesiyle protokol imzalanır ve uçak müzesi Tepebaşı Belediyesine devredilir.

üNİVERSİTE TARAFINDAN MüZEYE VERİLEN UçAK, üNİVERSİTE TARAFINDAN GERİ ALINIR.

Anadolu üniversitesi Uçak müzesini Tepebaşı Belediyesine devreder devretmesine de, yukarıda da bahsettiğimiz üzere,  üniversitenin zamanında müzeye verdiği uçağı  “Bu bize ait bir uçak. Size bırakamayız. Biz değerlendireceğiz” diye vermek istemez.
Sonuçta uçağı müzeden alıp, Yunus Emre Kampüsü içine taşırlar.
Hikaye buraya kadar bu şekilde geliyor.
Olayın ilginç tarafı ise asıl bundan sonrası…

YBE, YANİ YILMAZ BüYüKERŞEN İSİMLİ UçAK KAMPüS İçİNE BİR GüZEL KONULUR.
eskisehirkiymetlidir isimli Instagram sayfasında gördük dün…
Sözünü ettiğimiz uçak, yani müze devri sırasında üniversitenin  “Bu bizim. Size bırakamayız” diyerek, Tepebaşı Belediyesine bırakmadığı uçak, Anadolu üniversitesi Kampüsü içinde bulunan, İletişim Fakültesi binasının önüne konulmuş.
Doğrusunu söylemek gerekirse, konulduğu yere bir hayli yakışmış da…
Ancak…
Fotoğrafı görür görmez “üniversite yönetimi nasıl oldu da bu uçağı kampus içine koyabildi?” diye düşünmeden de edemedik…
Hatta içimizden “Vallahi brovo!” demek bile geçmedi değil hani…

UçAĞIN İSMİ TC-YBE. YANİ “YILMAZ BüYüKERŞEN”
-“Niye uçağı kampus içine koyamasınlar ki?” diye soracak olursanız hemen anlatalım…
Nasıl ki uçak müzesinin yukarıda anlattığımız gibi bir hikayesi varsa, sözünü ettiğimiz Anadolu üniversitesinin, önce müzeye bıraktığı, daha sonra müzeden geri alıp kampus içine koyduğu bu uçağın da bir hikayesi var.
Şöyle ki;
Söz konusu uçak, Anadolu üniversitesi Havacılık Meslek Okulu kurulduğunda alınan ilk uçak.
İlk uçak olması nedeniyle, uçağa isim olarak, dönemin Rektörlüğünü yapan Yılmaz Büyükerşen’in isim ve soy isim baş harfleri olan “TC-YBE” ismi verilmiş.
Hal böyle olunca ister istemez “önceki Rektör Yılmaz Büyükerşen ismini yunus Emre Kampüsü içinden silmek için çabalarken, isminin yazıldığı tabelaların bile üzerini kapattırırken, yeni Rektörün,  Yılmaz Büyükerşen ismini taşıyan uçağı kampüsün ortasına koydurması ve kampüste ismini yaşatacak olması önemli bir durum” dedik kendi kendimize.

UçAĞIN İSMİNİN “TC-YBE”, YANİ “YILMAZ BüYüKERŞEN” OLDUĞUNU BİLİYORLAR MIYDI? YOKSA DALGAYA MI GELDİLER?

Sonradan, bunun bilerek mi? yoksa bilmeden mi yapıldığı takıldı aklımıza…
Olur ya; belki TC-YBE olan uçak isminin, aslında Yılmaz Büyükerşen olabileceği akıllarına gelmemiştir…
Sonuçta bunu anlamamız için de beklemekten başka bir şey yapamayacağımızı düşündük.
O yüzden bekleyeceğiz bakalım!
Eğer TC-YBE, yani Yılmaz Büyükerşen isimli uçak kampus içinde konulduğu yerde kalmaya devam ederse; mesele yok…
“Demek ki uçağın taşıdığı isim biliniyor ve buna rağmen kampüste sergileniyormuş.” diye düşüneceğiz…
Eğer söz konusu uçak bir sabah yerinden kaldırılırsa; işte o zaman bu durum,  taşıdığı isim bilmeden uçağın kampüs içine konulduğunu ortaya çıkartacak.
Bekleyip göreceğiz! Bakalım hangisi olacak?


.....


Bundan sonra kulüpte yedeğe yazılacak
isim bile kolay
kolay bulunmaz...


Pazartesi gününün sabahı bir dostumuzdan telefon geldi.
Sesi bir hayli bozuktu.
- “Hayırdır?” dedik, “Hayır değil valla” diyerek başladı anlatmaya.
- “Postacı bir evrak getirdi. Evrak vergi dairesinden geliyor. Açtığımda ismime 400 Bin lira vergi cezası çıkartılmış. Eskişehirspor'un vergi borçları tahsil ediliyormuş. Kan beynime fırladı. Ne yapacağımı bilemedim. Ben Eskişehirspor'da ne başkanlık ne de yöneticilik yaptım. Bana niye borç çıktı anlamış değilim. Vallahi uykularım kaçtı.”
Telefonu kapattıktan sonra şöyle bir araştırdık.
Sahiden de yöneticilik falan yapmamış dostumuz.
2017 yılında oluşan yönetim listesinin sadece, denetim yedeğinde ismi varmış.
***
Tam “bir yanlışlık olmuştur” diye düşünüyorduk ki, aynı durumun bu defa başka bir tanıdığın başına geldiğini öğrendik.
Ona da, Eskişehirspor'un vergi borcu nedeniyle, vergi dairesinden, toplam 4 tane ve  tam 2,5 milyon liralık vergi borcu yazısı gitmiş.
O da hiç yönetimlerde yer almamış.
O da, tıpkı diğeri gibi 2017 yılında yönetimin yedekleri arasında ismi varmış.
Bütün ayarı bozulmuş vergi borcu tebligatlarını görünce.
Uyku uyuyamamış.
***
Birkaç yeri arayınca anladık ki, kulübün yöneticileri haricinde, yedekler, hatta kongrelerde divanı oluşturan isimler dahil kim varsa, Eskişehirspor'un vergi borçlarından dolayı hepsine gitmiştebligat.
Hepsinin de hayatları o tebligatla birlikte altüst olmuş.
Hepsi vergi dairesine itiraz edeceğini söyledi.
Hepsi; yasada açıkça belirtilmesine, vergi borçlarının yöneticiler dışındaki isimlerden tahsil edilemeyeceğine rağmen, kendilerine bu tebligatlara anlam veremediklerin, ifade etti.
En kötüsü de neydi biliyor musunuz?
Hepsi “Bu bana öyle bir ders oldu ki, bir daha Eskişehirspor kulübünün önünden bile geçmem” dedi iyi mi?
***
Yönetimde olmamalarına, listelerin yedeklerinde isimleri olmalarına rağmen, kulübün vergi borcu yüzünden tebligat alan isimler büyük ihtimalle bu paraları ödemeyecek.
Büyük ihtimalle, yaptıkları itirazlar, yönetimlerde olmadıkları için kabul edilecek ve parayı ödemekten kurtulacaklar.
Ancak şu da bir gerçek ki;
Yaşanan bu durumun yarattığı korku, Eskişehirspor kulübünün bundan böyle bırakın başkan ve yönetici bulmasını, listenin yedeklerine koyacak isim dahi bulamamasına neden olacak gibi...


.....


Hep etkiliydi ama hiç dinlenmiyordu...


İktidarı ve Erdoğan'ı eleştirdiğimiz gibi CHP'yi ve Kılıçdaroğlu'nu da eleştiriyoruz bu köşede.
Kılıçdaroğlu'nun zaman zaman hiç gereği olmayan ve iktidarın da genelde gündem değiştirme adına üzerine gittiği sözlerini eleştirip “Hiç konuşmasa daha mı iyi olur?” diye düşünmediğimiz de olmuyor değil hani...
Daha dünkü köşemizde bile “CHP'lilerin ömrü, genel başkan ve parti yöneticilerinin söylediği sözlerin aslında ne anlama geldiğini anlatmakla geçiyor. Zira hiç gereği yokken öyle bir laf ediyorlar ki, adeta iktidara gol atması için müthiş bir orta yapıyorlar.”diye bir yazı kaleme aldık.
***
Şimdi...
Aynı Kılıçdaroğlu'nun, mecliste yaptığı  bütçe konuşmasını dinledim.
Bir hayli etkiliydi konuşması.
Birkaç kişiyle konuştuğumda ve sosyal medya paylaşımlarına baktığımda, çoğu kişinin konuşmayı etkili bulduğunu ve hatta  “Bugüne kadar yaptığı en etkili konuşmaydı.” yorumunda bulunduğunu bizzat gözlemledim.
HHH
CHP'li, etkili bir isimle telefonda konuştuk meseleyi.
Kılıçdaroğlu'nun mecliste yapmış olduğu bütçe konuşmasının çok etkili bulunmasını sorduk.
Oldukça ilginç bir yorumda bulundu ve şunu söyledi;
“Aslında genel başkan her kunuşmasında önemli tespitlerde bulunuyordu. Konuşması her defasında etkiliydi ama buna rağmen insanlar pek dinlemiyordu. Dinleseler de ciddiye almıyorlardı.çünkü dinlemeyenler, ne söylediğini ciddiye almayanlar iktidardan gayet memnunlardı. Genel başkanın sözleri dikkat çekmeye başlamışsa, bu iktidardan memnuniyetin azaldığını gösteriyor.”
Tespit bu.
Yorum sizin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi