1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Vaatlerle avunmak, hayallerle yaşamak...

“Yerli Yüksek Hızlı Tren Eskişehir’de üretilmeli” denildi önce…
-“Tülomsaş var. Yeterli teknik altyapı var. Bilgi var-beceri var. Yüksek Hızlı Trenin yapılması için ne isteniyorsa var. O yüzden Türkiye’nin Yüksek Hızlı Treni kesinlikle Eskişehir’de üretilmelidir” denildi.
Hatta.
Yüksek Hızlı Tren üretimi için en şanslı ilin Eskişehir olduğu söylendi.
Kim söyledi…
Biz hep söylüyoruz da, bizim dışımızda Eskişehir’e gelen bakanlar, başbakanlar, cumhurbaşkanları söyledi.
Sonuçta, Yüksek Hızlı Tren’in Sakarya’da yapılacağı kesinleşti.
Yerli Yüksek Hızlı Tren üretme hayalimiz sona erdi.
Ardından…
“Yerli otomobil mutlaka Eskişehir’de üretilmeli” denildi.
Eskişehir’in bu konuda deneyimli bir kent olduğu, Devrim otomobilinin Eskişehir’de üretildiği falan söylendi.
“Bilgi var-beceri var. Yerli otomobilin yapılması için ne isteniyorsa var. O yüzden Türkiye’nin Yerli otomobili kesinlikle Eskişehir’de üretilmelidir” denildi.
Kim söyledi…
Biz hep söylüyoruz da, bizim dışımızda Eskişehir’e gelen bakanlar, başbakanlar, cumhurbaşkanları söyledi.
Sonuçta, Yerli otomobilin Bursa’da üretileceği kesinleşti.
Yerli otomobil üretme hayalimiz de sona erdi.
Dün baktık sosyal medya ve bazı isimlerin açıklamalarına, “Türkiye’nin ilk yerli Uçağı Eskişehir’de üretilmeli” demeye başlamış…
Eskişehir, “Yerli” adına hiçbir üretimi almayı başaramazken, sürekli de hedef büyütüyor mübarek!
Bu hayalimiz de tıpkı diğerleri gibi gün gelecek ve bitecek.
Olsun varsın!
Yerli uçak da olmazsa, ilk yerli uzay aracına talip oluruz öyle değil mi?

İşte!
“Vaatlerle avutulup hayallerle yaşamak” dedikleri böyle bir şey olsa gerek…


.....


Kartlar aynı anda
masaya sürülüyorsa…


Kanal İstanbul, Libya’ya asker gönderilmesi ve Yerli Otomobil…
Dikkat ederseniz hepsi aynı anda çıktı ortaya.
Hepsi de tartışma yarattı.
İnsan ister istemez düşünüyor; ” İktidar elinde bulunan bu 3 kozu aynı anda niçin masaya sürme gereği duyar” diye…
öyle ya, elindeki kurşunların hepsini atma gereği duyuyorsa, işin içinde iş aramak gayet doğal.
O yüzden…
Bu bir; erken seçim hazırlığının göstergesi mi?
Bu bir; endişenin ve telaşın tezahürü mü?
Bu bir; asıl gündemi unutturmak için izlenen bir yol mu? İnsan merak ediyor.
“İktidarın üç kartını da aynı anda masaya sürmüş olmasının altında yatan mutlak bir sebep olmalı” diye düşünüyor insan…
Yoksa niyet, belirlenen ve ilan edilen asgari ücret ile doların 6 lira olmasının konuşulup, tartışılmaması mı acaba?


.....


Durun! Bizim ülkede değil!


ülkede ekonomik sıkıntı had safhaya ulaşınca acil tedbirlerin devreye sokulması kararı alınmış.
Bu çerçevede Milletvekillerine 180 gün, yani 6 ay boyunca maaş verilmemesine karar verilmiş.
Milletvekillerine 6 ay boyunca maaş verilmemesi kararı ilan edilmiş.
Eğer 6 ay içersinde alınan ekonomik tedbirler sonuç verirse, milletvekillerine maaşları 6 ayın sonrasında ödenecekmiş.
Bir değişiklik olmadığı takdirde milletvekillerinin 6 aylığına dondurulan maaşlarının süresi daha da uzatılacakmış…
Bu anlattığımız olay tabii ki ülkemizde falan değil.
Ekonomik sıkıntı içinde olan Arjantin’de alınmış.
Bizde Milletvekili 17 bin, emeklisi ise 9 binin üzerinde maaş alıyor.
Mecliste ise kavurmalı pide 8, ızgara köfte 10 lira…


.....


Parti, parti binasından yönetilmezse…


Partilerde İl Başkanlığı çok önemli bir görev.
İl sınırları içinde partinin en yetkin temsilcisidir il başkanı.
Milletvekilleri ve Belediye Başkanları dahil, şehirdeki tüm seçilmişlerin üzerinde bir otorite konumundadır.
Partilerde ilçe başkanlığı da çok önemli bir görevdir.
İl başkanlarının il sınırları içinde nasıl bir görev konumu varsa, ilçe başkanlarının da ilçe sınarları içinde aynı görev konumuna sahiptir.
Sonuç olarak…
Partinin genel başkanını temsil etmek, partinin tüzük ve programlarını uygulamak görevi ilerde il başkanına, ilçelerde ise ilçe başkanlarına verilmiş önemli bir sorumluluktur.
Partilerde bu kadar önemli olan il ve ilçe başkanlığı görevleri, gün gelir önemsiz hale geliverir.
Gün gelir…
Hemen herkes “Aman canım! İl başkanı, ilçe başkanı kim olursa olsun ne önemi var ki?” diye düşünür.
çünkü…
Böyle denildiğinde o parti, büyük ihtimalle parti binasından yönetilmiyordur.
Muhtemelen…
Başka binalardan, başka kişiler tarafından yönetiliyordur parti.
O yüzden, ne il başkanının ne de ilçe başkanlarının bir önemi ve fonksiyonu kalmıştır.


.....


Biraz da gülmek lazım


İki deli hastaneden kaçmışlar, Aksilik ikisinin de acil tuvalet ihtiyacı gelmiş, büyük olan oradan geçen genç bir delikanlıya:
– “Affedersiniz burada tuvalet var mı? Arkadaşla çok sıkıştık.”
Deli olduklarını anlayan genç ilerde cadde ortasında duran çöp varillerini göstererek:
– “İşte burası tuvalet.” Dalgasını geçer ve gider.
Bizimkileri hemen çöp varillerinin üzerine çıkarlar. Tuvaletlerini yapmaya başlarlar. Bu arada delileri gören halk seyretmek için etrafına toplanır. Bir kalabalık bir kalabalık büyük deli yanındaki deliye:
– “Ulan iyi ki acele etmişiz şu tuvalet sırasına, bak bizi bekliyorlar.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi