Seda Kağıtcı

Seda Kağıtcı

Nerede o eski bayramlar?

Bayram deyince hep o eski bayramlar gelir akla. "Ne günlerdi o günler..." deriz ve derinden bir iç çekeriz. Her bayram tekrarlarız bu sözü ama o tadı bir başka olan bayramları tekrar yaşamak için nedense hiçbir çaba sarfetmeyiz.

Bir bayramı daha geride bıraktık. 11 ayın sultanı Ramazan’ı uğurlarken hüzünlüydük. Allah tekrarına erdirsin inşallah. Artık bayram sabahı uyandığımızda heyecan yok pek çoğumuzun içinde. Çocuklarımızda bile neşe ve coşku yerine bir durgunluk var sanki. Sıradan bir gün sanıyorlar bayramı. Galiba yitiriyoruz bazı değerlerimizi. Bayramı sadece tatil olarak görüyoruz. Oysa böylemiydi ya eskiden?

Küçükken her şey tabiiki daha güzeldi. Ben çok net hatırlarım hala, bayram sabahı yatağımızdan annem gülümseyerek ve öperek kaldırırdı kardeşimle beni. Onun o sevgi dolu, içten gülümsemesiyle aydınlanırdı önce içimiz. İlk o kutlardı şefkatle sarılarak bayramımızı. Sonra bayram için alınan ve o güne temiz kalsın diye saklanan bayramlıklarımızı giyer, ailece kahvaltımızı ederdik babamız bayram namazından geldikten sonra. Erken kalkılırdı o gün. Bayramdı nede olsa, çok uyumak olmazdı. Kahvaltıdan sonra önce babamızın sonra annemizin elini öperdik, onlarda bize bayram harçlıklarımızı verirdi. O an keyfimize diyecek olmazdı. Akşama kadar komşu ve akraba çocuklarıyla ne zaman bir araya gelsek kaç liramız olmuş diye çıkarır çıkarır sayardık bayram harçlıklarımızı. Önce aile büyüklerinden en yaşlı olanından başlanırdı ziyarete. Eli öpülür, hatrı sorulur, duaları alınırdı. Sonra ev gezmeleri bitiminde ise mezarlığa gidilirdi ölmüş yakınları ziyaret etmek ve ruhlarına bir Fatiha okumak için.

Mutlu olmak için bize elini öpmeye gittiğimiz komşu teyzemizin gülümseyip şeker ikram ederken, "bir tane daha al yavrum" demesi yeterdi o zamanlar. Ama şimdi yetmiyor çocuklara. Çocuklar şekerle avunmuyor. Günümüzde pek çok çocuk ailesiyle bayram ziyaretlerine dahi gitmiyor. Akrabalarını tanımıyor, komşuluk ilişkilerinden bi haber.

Harçlık ve renkli şekerler toplayabilmek için komşu mahallelere kadar uzanırdık elimizde poşetlerle biz eskiden. Şimdi çocuklar evde bilgisayar başında. Sokaklar mahzun, caddeler öksüz, nineler sedirde... Gözleri nemli yaşlılarımızın. Zilleri dahi çalmıyor pek çoğunun. Çok üzülüyorum kimsesi olmayanlara yada eşini dostunu kırıp, kendinden uzaklaştırıp sonunda yalnız kalanlara…

Bayramlar neşe kaynağıdır oysa. Birlik ve beraberliğin kuvvetlendiği, insanların birbirine daha güçlü kenetlendiği, kardeşliğin, dostluğun pekiştiği özel günlerdir. Hatırlamak ve hatırlanmaktır bayramlar… Öyle olmaya da devam etmelidir. Fakir ve kimsesizler, yaşlılar, yetimler, öksüz çocuklar bayramlarda unutulmamalıdır. Akrabalar, komşular ziyaret edilmeli, gönülleri hoş tutulmalıdır.

Unutmayalım hepimiz günün birinde yaşlanacağız ve belki de yalnız kalacağız. Bu yüzden gelenek ve göreneklerimize lütfen sahip çıkalım. Çocuklarımıza adetlerimizi öğretelim ve bayramları eskisi gibi, bayram tadında yaşayalım. Hepinizin geçmiş bayramı tekrar kutlu olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Seda Kağıtcı Arşivi