
Buğrahan Doğangil - DUVAR
Sermaye temelli öğretimi asla savunmam
Şehrin gündemine yeni bir öneri düştü. Hızla pek de sevildi, tutuldu gibi görünüyor…
Eskişehir’e bir özel üniversite kurulmasının gerekli olduğu konuşuluyor.
En baştan söyleyeyim buna katılmak mümkün değil. Zaten temel ve orta eğitim sermayenin eline düşmüş vaziyette, başka şehirlerde de yükseköğretim kurumları ha keza öyle…
Bu kötülüğü gerçekten Eskişehir’e yapmalı mıyız? Ülkedeki pek çok lüzumsuz vakıf üniversitesini kapatmak gerekirken Eskişehir’e özel üniversite istemenin altında yatan nedenleri anlamak gerçekten güç.
Haydi, bir tahmin yürüteyim desem, sebepler için şunları söylerdim…
Şehrin yükseköğretim kurumlarında kalite o kadar düştü ki yeni bir soluğa, yeni bir girişime ihtiyaç var.
Eskişehir, artık yeterince devlet üniversitesine gelen öğrenciden para kazanamıyor ve sermayedarlar kente katma değer sağlayacağını düşündükleri yeni bir özel okul istiyor.
Ya da popüler kültür akımına biz de kapıldık ve bir özel üniversite de bizde olsun ne olacak diyoruz.
İlk önergem mantıklı gibi görünüyor ancak…
Madem Eskişehir’de öğretim kalitesi düştü bunu farklı yollarla yeniden artırma arayışına girilmeli. “Sosyal Demokrat” bir şehir “Halkçı Belediyeler” şehri, “Öğrenci Şehri” gibi sıfatlar takılan Eskişehir’de öğretim kalitesini artırmak için özel üniversite önerisi yapmak çok absürt.
Zaten benim şahsi düşüncem paralı eğitime elimizden geldiğince karşı durmak. Kendi içinde bulunduğum cenahı da bu konu üzerinden biraz eleştirmiş olayım.
İktidar sermayenin uşağı mı? Evet…
Peki, iktidarı devirip daha sosyal, daha halkçı bir ülke yaratmak isteyen cenah paralı eğitim, öğretim ister mi? Bence istememeli. Şartlar ne olursa olsun eğitim, öğretim mümkün olduğunca parasız olmalı.
Daha önce bir yazımın başlığı şuydu…
“Eskişehir Lordlar Kamarası’nın Değil Emekçinin Kentidir!”
Ben hala, doğal olarak bunu savunuyorum.
Eskişehir özel üniversite açacağına öncelikle elindeki devlet üniversitelerinin kalitesini eski günlere döndürmeye uğraşsın.
3 tane devlet üniversitesinden en az birisi bile “ülkenin en iyileri” arasında yer almıyorsa buna çözüm bulunmalı önce. Özellikle de ülkedeki üniversiteler genel olarak gitgide kalitesizleşmeye devam ederken.
İkinci önergem tamamen kapital düşüncenin getirisi…
Kentte dönen paranın İzmit, Bursa, Antalya, Adana, İzmir gibi kentlere göre artık çok düşük kalması sermaye odaklarını rahatsız ediyor olabilir. Zaten Ankara ve İstanbul’u saymıyorum bile.
Bu gruplar bir özel okul kurarak Eskişehir’e zengin öğrenci getirmek isteyebilir. Daha çok para gelsin de kalite önemli değil diyebilir. Onların penceresinden baktığımızda mantıksız bir durum yok.
Ancak “sosyal demokrat” kent Eskişehir “zenginlerin adamı” şehre mi evirilmek istiyor?
Kentte böyle bir arzu varsa o zaman kent dokusunu tamamen değiştirmek ve gelecek planlarını bu yönde revize etmek lazım. Diğer türlüsü çelişki çarpı çelişki oluyor.
Son önergem ise popüler kültür…
Bunun için fazla söz söylemeye gerek yok. “Herkeste var, bizde neden yok.” arzusu işte.
Ben bu arzunun yanında da değilim. En başta da söylediğim gibi her yurttaş eğitim, öğretim, sağlık ve beslenme gibi temel ihtiyaçlara mümkün olduğunca en kolay şekilde ulaşmalı.
“Eskişehir’e bir özel üniversite gerekiyor” açıklamasının sermayeyi memnun eden, halkta ek bir karşılığı olmayacak bir açıklama olarak buluyorum.
Halk Lokantaları, Emekli Kafe, Halk Et Market, Üretici Market gibi uygulamaların sayısının artması gerek. Çünkü Eskişehir halkının birçoğu öğrenci, emekli ve hizmet – sanayi sektöründe emekçi…
İçinde bulunduğumuz şu durumda kimse yatağa aç girmesin diye çabamız olmalı…
Elbette kent gelişmesin demiyorum. Liman bağlantıları kurulsun, hava alanı açılsın, yeni fabrikalar gelsin, istihdam artsın vs.
Ama bu gelişmişliğin bir boyutu da paralı eğitim değil.
Herkese keyifli bir hafta sonu diliyorum. Sevgiyle kalın.