1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Öyle bir yatırım var ki!

İktidar partisi AK Parti'nin Eskişehir'e yaptığı bir takım yatırımlar var.
Pek çoğu kıymetli hizmetlerdir, kabul ediyorum.
Ancak, içlerinden biri var ki, o yatırımı kesinlikle onaylamıyorum.
Hatta.
Bunun bu şehre yapılmış en büyük haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Dahası...
Bunun hizmetten çok şehrin hafızasını silip ortadan kaldıran bir yatırım olduğu kanaati taşıyorum.
öyle ki, her önünden geçtiğimde içimi acıtıyor bu yatırım.
İktidar partisinin bazı aktörleri de çıkıp bu yatırımla övünmüyorlar mı?, işte o zaman resmen illet oluyorum.
Bu kadar laftan sonra şimdi gelelim o sözünü ettiğim yatırıma:
Anadolu üniversitesi'nin bu kent için önemini herhalde anlatmaya gerek yok.
Cumhuriyetin önemli sanayi kentlerinden biri olan, devletin önemli sanayi kuruluşlarının yer aldığı ve gelişmişlik açısından ülkenin ilk 10 şehri arasında bulunan Eskişehir, süreç içinde bazı gelişmeleri ıskalar.
Iskalananlar arasında sanayileşmede özel teşebbüse geçilememesi de vardır.
Sanayileşmede özel teşebbüsün sahne almaya başladığı iller Eskişehir'i birçok konuda geçmeye başlar.
Bu durum, Eskişehir'in  bir anda 6'ncı sıradan hızla gerilere düşmesine neden olur.
Şehirde yaşayanlar için moral bozucu bir durumdur bu.
Elinde gurur duyabileceği sedece 2 değer kalmıştır.
Bunlardan biri Eskişehirspor, diğeri ise Anadolu üniversitesidir.
Eskişehirspor'un süreç içinde o eski muhteşem günleri arar hale gelmesiyle birlikte, Eskişehirlilerin gurur duyabildikleri tek değer Anadolu üniversitesi kalır.
İşte o Anadolu üniversitesi'nin temeli, 6 Kasım 1958 yılında İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi olarak atılır.
İlk eğitim de Bağlar Caddesi üzerinde bulunan İşçi Bulma Kurumu’nun yurdu olan binada başlar.
Yani...
Anadolu üniversitesi'nin ilk binasıdır o bina.
Tarihi değeri olmasa bile büyük bir manevi değeri vardır.
Her ne kadar daha sonra TCDD kurslar binasına taşınan, sonrasında da Yunusemra Kampusü arazisi üzerinde bulunan Akademi sitesi'nde eğitim verilmeye başlandıysa da, o bina Anadolu üniversitesi'nin çıkış noktasıdır.
Şehrin ve üniversitenin hafızasında son derece önemli bir binadır.
İşte bu sözünü ettiğimiz bina bu şehirde korunmak yerine göz göre göre yıkıldı.
Hem de İşkur binası ve lojmanı yapılmak için yıkıldı iyi mi?
Halbuki ilk derslerin yapıldığı  o binaya yakışan, Anadolu üniversitesi'nin tarihsel sürecinin yer aldığı bir müze olmasıydı.
Ama ola ola İşkur Müdürlük binası ve lojmanları oldu.
Şimdi iktidar partisinin aktörleri çıkıp "Eskişehir'e 5 Milyon 250 bin lira tutarında yeni İşkur binası kazandırdık" diye övünüyor.
Bana kalırsa 5 Milyon 250 Bin lira harcanarak Eskişehir'in hafızalarından biri silindi.
Burada ne "Bina yaptık" diye övünen iktidar aktörlerini, ne bu binanın yıkımına olur veren bakanlığı ne de bürokratları falan suçlayacak değiliz...
Suçlu, kendi tarihine, geçmişine ve hafızasına sahip çıkamayan ve o güzelim binanın yıkılmasına göz yuman Anadolu üniversitesi’nin o dönemki yöneticileriyle, binanın yıkılmasını önleyecek baskıyı oluşturamayan şehir yöneticileridir.

Kısacası...
Bu durum bu şehrin resmen utancıdır...


.....


 


Ne de olsa Nasrettin Hoca’nın çocuklarıyız değil mi?


-Eskişehir Turizm merkezi olacak...
-Eskişehir çekim merkezi olacak.
-Eskişehir Hızlı Tren yapım merkezi olacak.
-Eskişehir Havacılık merkezi olacak.
-Eskişehir ülkenin 3'ncü Balon merkezi olacak.
-Eskişehir Sağlık merkezi olacak.
-Eskişehir Sanayinin çekim merkezi olacak.
-Eskişehir Raylı Sistemler Merkezi olacak.
-Eskişehir Animasyon merkezi olacak.
-Eskişehir Film platosu merkezi olacak.
-Eskişehir Eğitimin merkezi olacak.
-Eskişehir Su sporları öerkezi olacak.
-Eskişehir Yazılımın merkezi olacak.
-Eskişehir Karayollarının merkezi olacak.
-Eskişehir Termal merkezi olacak.
-Eskişehir Kargo taşımacılığının merkezi olacak.
-Eskişehir Fuar merkezi olacak.
-Eskişehir Hizmet sektörünün merkezi olacak.
-Eskişehir Kongre merkezi olacak.
Gazete arşivlerine şöyle bir göz gezdirdiğinizde, yukarıdaki sözlerin başta iktidar partisi aktörlerine, şehre gelen bakanlara, belediye ve oda başkanları ile, üniversite Rektörleri ve daire müdürlerine ait olduğunu görürsünüz.
Hemen her ağzını açan Eskişehir'in bir merkez olacağını söylemiş.
Hepsini toplayıp yukarıdaki gibi alt alta yazdığınızda, Eskişehir'in Gemi yapımı ve deniz yolu haricinde, hemen her şeyin merkezi yapıldığını rahatlıkla görürsünüz.
Baktığınızda tüm bu merkezlerin sadece lafta olduğunu da görmeniz uzun sürmez.
Bugüne kadar hemen her şeyin merkezi olacağımız söylenmesine rağmen, sahiden de merkez olduğumuz pek bir şey yoktur ortada.
Zaten önemi de yoktur bunun.
Her şeyin sözde merkezi olmak şehirde yaşayanlar olarak bizlere yeter de artar bile.
Ne de olsa "Dünyanın merkezi neresi?" Diye soranlara, bastonunu yere vurup "İşte tam burası" diyen Nasreddin Hoca'nın torunlarıyız değil mi?
Onlar "Her şeyin merkeziyiz" diyor, biz de aksini ispat edemediğimiz için yemiş gibi yapıyoruz.


.....


 


Bu nasıl bir anlayış?


- Yüksek mahkeme üyeleri,
- Hakimler, savcılar ve bu meslekten sayılanlar ile
- Subay ve astsubaylar
Milletvekili adayı olmak için istifa edip aday olamazlarsa veya aday olup seçilemezlerse eski görevlerine dönemiyor.
Yasa böyle diyor.
Yani...
Yukarıda saydığımız görevlerde bulunanlar,herhangi bir partiden aday olmaları halinde, mesleklerine veda ediyor.
Yasanın bu şekilde düzenlenmesinin tek bir nedeni olmalı.
O da şudur:
-"Bu görevlerde bulunanlar tarafsız olmalı. Siyasal fikre sahip her insana eşit mesafede bulunmalı. Eğer bu görevlerde bulunan insanlar bir partiden aday olduğu andan itibaren,  bir anlamda tarafsızlıkları ortadan kalkmış olur. Tarafsızlığı ortadan kalkmış olan bu insanların eski görevlerine dönmesi mümkün değildir"
Şimdi, ortada böylesine bir yasa varken....
Bırakın aday olmayı, yukarıda tarif edilen görevleri bizzat ifa edenlerin siyasi görüşlerini açık açık ilan etmesi ne kadar doğru?
Aday olması halinde bile eski görevine yasal olarak dönemeyen insanların bizzat görev başındayken siyasi düşüncelerini alenen ortaya koyması ne kadar yasal?
Böyle bir davranış içinde olanlara hiçbir işlem yapılmıyor olması nasıl bir devlet yönetme anlayışı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi