1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Tek başına kimse hiçbir şey ifade etmiyor...

Eskişehir’de ilginç bir oy dağılımı var…
AK Parti ile CHP’nin oyları birbirine son derece yakın…
AK Parti genel seçimlerde CHP’ye 30 bin fark atıyor…
CHP’nin ise mahalli seçimlerde AK Partiye 30 bin civarı farkı var…
Aradaki fark 30 bin oy anlayacağınız…
Yani…
AK Partinin genel seçimde aldığı oyun 15 bini CHP’ye gitse, ya da CHP’nin mahalli seçimde aldığı oyun 15 bini AK Partiye gitse, her iki seçimin de kaderi değişebilecek.
Sonuç olarak…
Eskişehir’de iki partinin oyları adeta kafa kafaya gelecek…
önümüzdeki mahalli seçimlerde de oy dağılımının buna yakın, yani neredeyse birbirine eşit olacağı hesap edildiğinde, ortaya önemli bir gerçek çıkıyor…
Bu gerçek: her iki partide de hiç kimsenin tek başına bir şey ifade etmediği gerçeğidir…
Şunu söylemeye çalışıyoruz:
Böylesine bir oy dağılımının olduğu tabloda, her iki partide de çok iyi bir büyükşehir belediye başkan adayı olması, tek başına seçim kazanmaya yetmiyor. En az onun kadar iyi Odunpazarı ve Tepebaşı adayları gerekiyor.
çok iyi Odunpazarı ve Tepebaşı belediye başkan adaylarının da olması, büyükşehir adayı iyi olmadıktan sonra, pek bir işe yaramıyor.
Zira…
Partilerin bu seçimden zaferle çıkmasının tek formülü, büyükşehir’iyle, ilçe belediyeleriyle en iyi ve mükemmel adaylarla seçime girmekten geçiyor…
O nedenle…
Her iki parti de önümüzdeki mahalli seçimler için merkezdeki her 3 belediye başkan adaylarını “en iyilerden” belirlemek zorunda…
Aksi halde…
Zayıf, karşılığı olmayan, rakibi karşısında hafif kalacak bir büyükşehir ya da bir  ilçe başkan adayı bile, partisinin diğer belediyeleri ve seçimi kaybetmesine yol açabilir…


.....


 


Ekonominin de piyasanın da özeti
bu galiba…


Piyasalarda durum şu sıralar bir hayli sıkıntılı.
Döviz yükseliyor, buna bağlı olarak her türlü mal ve hizmet zamlanıyor…
Hiç kimsenin ağzından “İşler son derece iyi” lafı çıkmıyor.
Sorulduğunda en çok “Bu günümüze şükürler olsun. Ama eski işlerin yarısı bile yok” diyenle karşılaşıyoruz…
Bunun yanı sıra “Resmen battık. Bu şartlar altında nasıl toparlarız bilemiyorum” diyen de bir hayli fazla.
Sonuç olarak…
Ekonomi mevcut haliyle keyif kaçırıyor.
Kaçan keyif de piyasalara olabildiğince olumsuz yansıyor.
Geçenlerde dostumuz olan bir iş adamına sormuştuk "İşler nasıl gidiyor?" diye…

Uzun uzadıya anlatmaya gerek olmadığını söyleyip;
-"Şehir merkezinde şöyle bir dolaş, en kalabalık yerlerin,  şans oyunları oynanan İddia ve Ganyan bayileri, ardından Camiler ve Meyhaneler olduğunu sen de görürsün” demişti.
Bunun ne anlama geldiğini sorduğumuzda ise:
-"Tam da sorduğun sorunun cevabını veriyor bu tablo. Piyasaların nasıl olduğunu tam anlamıyla ortaya koyuyor aslında." diye cevap vermişti.

Biraz daha açık konuşmasını söylediğimizde ise…

-"Yahu, kimileri geleceği şansta görüyor, kimileri ‘her şey buraya  kadarmış’ deyip, kendisini içkiye vuruyor, çoğu da işi Allaha havale ediyor" demişti…

Bugün için “Ne olacak bu ekonominin hali?” diye soran herkese bunu anlatıyoruz…
Zira…
Şu günlerde ekonominin de piyasanın da ne durumda olduğunun özeti bu galiba…


.....


 


Karakter eğitimi…


Eğitim elbette önemli.
Ama daha önemlisi galiba karakter olmalı.
Bazen, son derece eğitimli diye bilip tanıdınız biri çıkıp öylesine bir cümle kuruyor ki, yüzyılın cahili etmez o lafları.
Ya da…
Eğitimin en üst noktasına çıkmış biri öylesine bir harekette bulunuyor ki, "Zır cahil yapmaz bunu" diyorsunuz.
Diğer taraftan bakıyorsunuz eğitimsiz bir insan…
Duruşu ve söyledikleriyle hayran bırakıyor kendisini.
Ve bu örnekleri gördükten sonra;
-"Demek ki her şey eğitim değilmiş" diyorsunuz.
Hep anlatılır ya…
Padişah vezire sormuş:
vezir!
-Eğitim mi önemli karakter mi?
Vezir düşünmeden cevap vermiş:
-Karakter padişahım.
Padişah memleketin her yerine tellallar çağırtmış.
-Duyduk duymadık demeyin en iyi hayvan eğiticisine yüz kese altın en iyi hayvan eğiticisi padişahın huzuruna çıkarılmış. Padişah hayvan eğiticisine sormuş:
-Bir kediye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretebilirsin?
-Altı ayda öğretirim padişahım.
Altı ay dolmuş, huzura alınmış. Padişah:
-öğrettin mi?
-öğrettim padişahım.
Saray erkanı toplanmış, kedi elinde tepsi servis yapmaya başlamış, tam vezirin önüne gelmiş; padişah yine vezire sormuş:
vezir! Demiş.
-Eğitim mi önemlidir karakter mi?
vezir padişahın sorusuna cevap vermeden önce cebinde hazır tuttuğu fareyi yere bırakmış.
Kedi tepsiyi attığı gibi farenin peşinde koşmaya başlamış.
Tabi altı aylık eğitimde boşa gitmiş.
Vezir cevap vermiş.
-Karakter padişahım.
HHH

Okullarda yeni eğitim ve öğretim yılı dün başladı…
Okulların açılmasıyla çocuklar kadar veliler de büyük bir heyecan yaşadı.
çocuğunu okula gönderen her velinin tek bir amacı var…
-“İyi bir eğitim alsın” istiyor hepsi…
Yukarıda da yazdığımız üzere tek başına iyi bir eğitim ne yazık ki yeterli olmuyor…
çocukların gelecekte, kendilerine, ailelerine ve ülkelerine iyi yetişmiş birer birey olabilmeleri için, iyi bir eğitimin iyi bir karakterle birleşmesi, pekişmesi gerekiyor…
Umarız yeni başlayan eğitim öğretim yılı, iyi eğitimin yanı sıra iyi bir karakter eğitiminin de çocuklara kazandırıldığı bir yıl olur…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi