1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Hadi çöz çözebilirsen...

 


 


Kısa adı URAYSİM olan Ulusal Raylı Sistemler Araştırma ve Test Merkezi projesi ortaya atıldığında, projenin yapılacağı alanın birinci derecede tarım arazisi olması nedeniyle “Nasıl yapılacak ki?” diye merak ediyorduk…


İnşaat çalışmaları başladığında “herhalde bir şekilde halledildi” diye düşündük.


Ardından aynı alan üzerinde Kömürlü Termik Santral kurulması gündeme geldi.


Biz yine hem alanın birinci derece tarım arazisi olması hem de üzerinde URAYSİM projesi yapıldığı için “Nasıl yapılacak ki?” diye merak etmeye başladık.


Termik Santral yapımı ihaleye çıkartıldığında “Herhalde bu da bir şekilde halledildi” diye düşündük.


önceki gün Eskişehir’e gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Alpu Ovasını, yani URASİM ile Termik Santral yapılacak alanı “Tarımsal SİT alanı olarak ilan ettik” deyince, bizde devreler koptu…


Ardından…


Aynı alan üzerinde yapımı yıllar önce başlayan URAYSİM projesinin temelini atacağını söylediğinde ise tamamen iptal olduk…


Şimdi…


Alan zaten tarımsal SİT alanıydı…


URAYSİM bu alan üzerine yapılmaya başlandı.


3-5 kez ihaleye çıkartılan Termik Santral bu alan üzerine kurulmak isteniyor.


Cumhurbaşkanı “Bu alanı tarımsal SİT alanı ilan ettik” diyor.


Ardından…


Bu alan üzerindeki URAYSİM projesinin temelinin atılacağını söylüyor…


öylesine karışık ki…


üç bilinmeyenli denklemden de beter…


.....


Kötünün kötüsü, beterin beteri…


 


 


önümüzde bir seçim var.


Eskişehir’in yeni dönem belediye başkanları belirlenecek.


Merkezde yarış CHP ve AK Parti adayları arasında geçecek.


Bu yarışın sonunda biri kazanacak, diğeri kaybedecek…


Kazanan için her ne kadar “çalıştı, hak etti, kazandı” yorumları yapılsa da görünen o ki bu böyle olmayacak.


Zira…


Seçimin galibinin seçimi kazanması, kaybeden sayesinde olacak…


Kaybedenin süreç içindeki hataları, davranışları, seçmen üzerinde bıraktığı olumsuz etki belirleyecek seçimin kazananını.


öylesine değişik bir seçim ki bu, kazanan hak ettiği için değil, rakibi hak etmediği için kazanıp belediye başkanlığı koltuğuna oturacak.


Tanıdık tanımadık her gördüğümüz insanla konuşuyoruz…


Duyduklarımız bu tezimizi doğrular cinsten.


Büyük bir çoğunluk daha kötüsünü tercih etmemek için kötüyü tercih etmek zorunda kalacağını söylüyor…


Yani…


Beterin beteri olduğu için beter’e oy vereceğini ifade ediyor…


 


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


“Vaaz dışarıya niçin naklen yayınlanıyor?” yakınması…


 


Haftalardır Cuma günleri saat 12.00’den sonra cuma vaazları Deliklitaş Mahallesi İbrahim Karaoğlanoğlu caddesinde ezan gibi dışarıya naklen yayınlanıyor.


Bu doğru bir şey değil.


Şöyle değil, o saatte çevrede bulunan konutlarda tuvalete giren var, hasta var, uyuyan çocuk var.


Nitekim…


Burada okul da var (Murat Atılgan).


Vaaz dinlemek isteyen zaten camiye gider.


Diğer hiçbir camide bu olmazken, sözünü ettiğimiz camide bunu ısrarla kim neden yapıyor anlamak mümkün değil.


Hadi bir hafta olsa caminin biri hoparlörü açık unutuldu dinilecek ve üzerinde durulmayacak.


Ancak…


Her hafta istisnasız bu yapılınca sanki bilinçli olarak yapılıyormuş izlenimine kapılıyor insan…


Şimdi bu yazıyı okuyanlar arasında, bugüne kadar edinebildikleri tek meziyet sapla samanı karıştırmak olanlar mutlaka çıkacak ve “Vaazlardan niye rahatsız oldun. Sen dinsiz misin?” falan diyecektir…


öncelikle şunu söylemek gerekirse, bu doğrudan bizim değil söz konusu cami etrafında ikamet edenlerin yakınması.


Diğer taraftan…


Yukarıda da söylediğimiz gibi diğer camilerin yapmadığı uygulama bu camide her hafta düzenli olarak niçin yapılıyor?


Son olarak da…


Yine yukarıda söylediğimiz gibi vaaz dinlemek isteyen zaten camiye gidiyor. Amaç camiye daha çok insan gelmesini sağlamaksa, yöntem vaazın hoparlörle dışarı verilmesi değil, o cami görevlilerinin o bölgede daha çok dolayıp, daha çok hatır sorup, daha çok sohbet ve muhabbete katılması olsa gerek…


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Rezilliğe bakar mısınız?


 


İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nda bir taksici aracına aldığı Senagalli turiste “Sen terörist misin? Cami bombalamaya mı geldin?” Diye sorduktan sonra, iki misli taksi parası almış


Allahtan Senagalli turist tüm bu olup bitenleri cep telefonu ile çekmiş de taksicinin rezilliği çıkmış ortaya…


Tesadüf bu ya, şu sıralar Eskişehirli bir diğer taksicinin yapmış olduğu benzeri bir rezillik konuşuluyor Eskişehir’de…


Konuşulan olay şöyle:


Yaşları 60-65’lerin üzerinde 4 hanımefendi giyinip, süslenip misafirliğe gitmek üzere bir taksiye biner…


Yol boyunca kendi aralarındaki sohbet bir süre sonra  siyasete gelir.


Taksicinin de fişekleşmesiyle hanımefendiler iktidarı eleştirmeye başlarlar.


Bu sırada taksinin gideceği istikametten şaştığını fark edip, taksiciye “Niçin buradan gidiyorsunuz?” diye sorarlar…


Taksici çarşı karakolunda küçük bir işi olduğunu, kendilerini 2 dakika bile bekletmeyeceğini söyleyip, söylediği gibi çarşı Karakolunun önünde durur.


Aracından inen taksici karakola girer.


Birkaç dakika sonra beraberinde 2-3 polisle birlikte aracın yanına gelir.


Polislerden biri “hanımefendiler bizimle içeri gelmek zorundasınız” diyerek, karakolun içine sokarlar kadınları…


Şaşkınlıktan ne olacağını şaşıran kadınlar, taksicinin kendilerini şikâyet ettiğini, seslerini de cep telefonuna kaydedip polise dinlettirdiğini öğrenince daha da şaşırır.


Kadınlardan biri Avukat olan oğlunu arar…


Karakola giden oğlu annesi ve 3 arkadaşına, taksicinin şikayeti ve seslerini polise dinletmesi sonucu Cumhurbaşkanına hakaretten işlem yapıldığını öğrenir…


Rezilliğe bakar mısınız?


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi