1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

3. Yüzyılda bile yaşamayı hak etmeyen embesiller!

Deprem denilen olayın yer altındaki kırılmalardan ve oluşan çatlaklardan meydana geldiği binlerce yıl önce tespit edilmiş.


önceki gün İzmir depremi yaşandı ya...


Depremlerin yer altındaki kırılma ve çatlaklardan olduğu taa milattan önce tespit edilmesine rağmen, bazı embesiller depremlerin hala zina ve alkol yüzünden olduğunu ısrarla söylemeye devam ediyor...


Yıl olmuş 2020, birileri hala lut'a falan bağlıyor İzmir'de yaşanan depremi.


Bir insan nasıl ki kendinden olmayan herkesin afetine, canını yitirmesine, evinin yıkılmasına mutlu olabilir ?


Bir insan! neden, nasıl ve ne uğruna bu kadar nefret dolu olabilir?


İnsan! Deprem gibi bir doğa olayını, medeni bir şehirde olduğunda zinaya ve içkiye, muhafazakar bir şehirde olduğunda ise sınamaya bağlama riyakarlığında olabilir?


Oluyor işte!


Ve biz bu insanlarla maalesef aynı havayı teneffüs ediyoruz.


Bakın; Milattan önce 3. Yüzyılın başlarında kurulan İskenderiye kütüphanesinin girişinde yazıyormuş şu yazı;


“Bilim bizi tanrıların gazabından kurtarır”


Ne diyelim?


21.Yüzyılın Türkiye”sinde yaşayan bu embesiller 3. Yüzyılda bile yaşamayı hak etmiyor.


 


*******************************************


 


Aman ha! Bu hareketi asla yapmayın!


 


Genelde iş iddiaya bindiğinde ve kızdığımızda gösterdiğimiz bir tepki var.


Son derece kaba da olsa bu söylediğimiz tepkiyi bazen isteyerek bazen de istemsiz olarak gösteriyoruz.


Hani şu işaret parmağı ile orta parmağın arasına başparmağı sokup, yumruk haline getirerek “Nah” ile başlayan tepkiden söz ediyoruz.


İşte; geçtiğimiz yıllarda askeriyede bir olay yaşanmış…


Astın üstüne yapmış olduğu “Nah” hareketi dava konusu olmuş.


Askeri mahkeme, yapılan bu hareketi suç saymamış.


Bunun üzerine dava temyiz edilmek üzere Yargıtay’a gitmiş.


Yargıtay 19 ceza dairesi “nah alırsın” şeklindeki hareketi suç sayarak, bir önceki kararı bozmuş.


Kısacası…


Yargıtay “İşaret parmağı ile orta parmağın arasına başparmağı sokup, yumruk haline getirerek “Nah” şeklinde yapılan hareket hakarettir ve suçtur” demiş.


O yüzden siz siz olun, tepkinizi verirken hareketlerinizi kontrol edin.


Zira…


ülke halkı olarak tepki verirken en çok kullanılan hareket artık mahkeme kararı ile suç sayılıyor!


 


****************************************


 


270 dolara bir ay…


 


 Ukrayna”ya gitmek nasip olmuştu bundan 13-14 yıl önce.


Yokluk içinde bir ülkeydi.


Orada gazetecilik yapan meslektaşlarla tanıştırılmıştık.


Sohbet sırasında laf dönüp dolaşıp ülkelerdeki gelir meselesine, maaşlara gelmişti.


Ukrayna'da gazetecilik yapan arkadaşlar. Aldıkları maaşın 200 dolara denk geldiğini söylediklerinde bir hayli şaşırmıştık.


Hemen kafadan yaptığımız hesapla bizim ortalama maaşların 1100 dolara denk geldiğini söylediğimizde bu defa şaşırma sırası onlara gelmişti.


“Ne şanslısınız” demişti Ukraynalı gazeteci meslektaş.


“Biz burada hem yokluk hem yoksulluğu yaşıyoruz.” demesi sonrasında kapatmıştık konuyu.


      ***


 


Yaklaşık bir yıl sonra çin'e gittiğimizde görmüştük.


Her türlü ihtişamın yanı sıra çok fazla yoksulluk. Hatta sefalet vardı.


Bir oyuncak fabrikası yanında neredeyse fabrika büyüklüğünde yatakhane binası vardı.


İşçiler 8 saat üzerinden 3 vardiya halinde çalışıyorlar, bir gurup yatakhaneden işe giderken, diğer grup işten yatakhaneye dönüyor, aynı yatakta 3 işçi gün boyu yatıyordu.


Tercüman, çoğu işçinin aylarca evine gitmediğini söylemiş, bunun sonucunda,  işçilerin bu zorlu şartlar altında çalışma karşılığı olarak 150-200 dolara karşılık gelen bir maaş aldığını söylemişti.


Gördüklerimiz karşısında şaşırmıştık.


xxx


Dün televizyonda doların yıllara göre seyrini anlatan bir haberde izledik.


Türk lirasının aşırı değer kaybına uğraması sonucunda asgari ücret 270 dolara düşmüş.


Dövizdeki yükseliş ve Türk lirasındaki değer kaybı bu şekilde sürerse ülke bundan böyle ucuz işçilik ile anılmaya başlayacak.


Yani...


ülke olarak Ukrayna'nın, çin'in 15 yıl önce yaşadıklarını yaşayacağız galiba...


 


**********************************


 


Biraz da gülmek lazım


 


Kuyumcuya giren kadın ; 'Şu nikah yüzüğümü kesip bana bir çift küpe yapar mısınız...?' diye sormuş.
Kuyumcu yüzüğü eline alıp bakmış.
Yüzüğün üstünde 'Seni seviyorum' yazıyormuş.
Kuyumcu 'Hanımefendi neden bu yüzüğü kestirmek istiyorsunuz? Belli ki bir hatırası var' diye sormuş.
Kadın 'Bu benim nikah yüzüğüm. Kocamdan ayrıldım. Şimdi küpe istiyorum.
'Seni' kelimesi küpenin bir tanesinde 'seviyorum' kelimesi de diğerinde olsun.'
Kuyumcu yine sormuş 'Neden acaba?'
Kadının verdiği cevap :
'İleride böyle cümlelerin bir kulağımdan girip diğerinden çıkacağını göstermek için...


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi