1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Ahmet Ataç: "Bizim elimizden gelen koca yangına ancak kova ile su dökmekten ibaret..."

Salgın nedeniyle işleri sekteye uğrayıp mağdur olan kesimler var.
Bunun yanı sıra…
Yine salgın nedeniyle 8 aydır işyerleri kapalı olup mahvolan kesimler de var…
örneğin Kahvehaneler, çay Ocakları, Kırtasiyeler, Kantin sahipleri, İnternet kafeler gibi küçük esnaf kelimenin tam anlamıyla mahvolmuş durumda.
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç önceki gün Esnaf Odalarının yönetici ve üyeleriyle buluşmuş,
“Zorda kalan esnafa belediye ne şekilde destek olabilir?” meselesini görüşmüş esnaf temsilcisi ve üyeleriyle…

YANGIN BüYüK!

Sorduk “Nedir vaziyet?” diye…
Ataç “Vaziyet son derece vahim” dedi önce…
Ardından da “Ortada büyük bir yangın var. üstelik bu yangın her geçen gün büyüyor. Bizim belediye olarak bütçe ve elimizden gelen imkanlar ile yapabildiğimiz sadece bu büyüyen yangına kova ile su dökmekten ibaret.” diye ilave etti.
ESNAFIN SADECE BU GüNü DEĞİL GELECEĞİ DE TüKENMİŞ DURUMDA…

Küçük esnafın tükendiğini söylüyor Ataç.
Devamla da;
-“Küçük esnaf sadece bu günü değil, geleceğini de tüketmiş durumda. Her birine aylık en az 2 bin lira lazım ki, evlerinin ihtiyaçlarını giderebilsinler. Bu bile ancak can suyu olabilir. Arkasından işlerini toparlamaları için daha büyük destekler mutlaka şart. Bu belediyelerin bütçe ve  imkanlarıyla karşılanabilecek rakamlar değil. Zira karşınıza 1-2 milyon liralık rakamlar çıkıyor. Bu rakamları devlet üstlenmeli. Bizim yapabildiğimiz yardımlar ancak yaralarının acısını biraz olsun dindirebilecek yardımlardan öteye gidemiyor.” Diyor.

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, adres olarak Devleti gösteriyor…
Küçük esnaf için geri ödemeli kredilerin ötesinde bir şeyler yapılması gerektiğini hatta bunun yapılmasında geç bile kalındığını söylüyor.
Son söz olarak da;
-“Ortada bir yangın varsa biz belediye olarak “Bana ne” diyemeyiz. Zaten demiyoruz da. Bütçe ve imkanlarımız ne elveriyorsa, ihtiyacı olan vatandaşlarımız için ne yapıyorsak küçük esnaf için de aynısını yapıp, yardımda bulunuyoruz. Ama sırf bizim yardımımız küçük esnafı içinde bulunduğu kötü durumdan çıkartmaya yetmiyor. çünkü esnaf devletin ciddi yardımına muhtaç durumda” diyerek tamamlıyor sözlerini…


....


Derhal ciddi
kararlar alınmalı…


Salgın tehlikesiyle birlikte yaşadığımız şu günlerde başka bir tehlike gelip kapımıza dayandı.
Yeni tehlikenin ismi; Susuzluk…
Barajlarda su tarihin en alt seviyesinde.
Yağışlar olmadığı için tehlike her geçen gün daha da ciddi bir hale geliyor.
Susuzluk tehlikesi ile ilgili olarak bazı şehirlerin almış olduğu ciddi önlemler yürürlüğe sokuldu.
örneğin; Vahşi sulama yasaklandı.
Bahçe sulamasında kesinlikle şebeke suyu kullanılmayacağı kararı alındı.
Bunun yanı sıra, araç ve halı yıkama gibi işlemlerin yasaklandığı açıklandı.
Benzeri bir dizi kararların acilen Eskişehir’de de alınması gerekiyor.
Zira…
Eskişehir’deki durum, acil kararları devreye sokan illerin durumundan pek de farklı değil.
Artık İl Hıfsısıhha Kurulu mu olur yoksa Vilayet mi?
Yoksa Sulama birliği mi olur bilemiyorum ama biran önce Eskişehir’de de vahşi su kullanımına yönelik kararlar alınarak,  yasaklar devreye sokulmalı…
Yoksa çok geç kalınmış olunacak…
Zira…
Salgın süreci ile birlikte susuzluk sürecini de yaşamak hiç kolay olmasa gerek.


.....


Usluer’i dinlerim mesela!


Aşı ile ilgili olarak “çip takacaklarmış” ya da  “Genlerimizle oynayacaklarmış” falan diye saçma sapan düşünen ve bunu ciddi ciddi söyleyenleri hiç mi hiç ciddiye almıyorum...
Zira...
Dert anlatma gücü dahi bulamıyorum kendimde.
“Haklısın! Kesinlikle aşı falan olma! Maazallah çip takar, genlerinle falan oynarlarsa halimiz nice olur!” deyip geçiyoruz.
Sözlerimizin aslında ironi içerdiğini anlamadıkları için, kendileriyle aynı şekilde düşündüğümüzü zannedip, bu konuda geniş bir ittifaka sahip olduklarını düşünüyorlar.
Ancak...
Samimi olarak “Aşı ile ilgili ne düşünüyorsun?” diye soranlara da uzun uzun anlatıyoruz düşüncelerimizi.
Bilime ve bilim insanına güvendiğimizi söylüyoruz.
“Bilim ve bilim insanı 'aşı olun' derse 1 saniye bile düşünmeden gider olurum” diyoruz.
Sahiden ve samimiyetle böyle düşünüyorum Aşı ile ilgili.
Bakın Eskişehir'den vereyim örneği.
Porf Dr Gaye Usluer tanınan bir isimdir.
Hem siyaset  hem de bilim insanı olma özelliğini taşır....
Siyasi söylemlerine inanmayabilirim.
Ya da...
Onunla aynı düşünceleri taşımadığım için siyaseten söyledikleri aklıma yatmayabilir.
Sanatsever olarak düşüncelerini anlatmanın ötesinde, bir film hakkında yorum yapmaya kalksa ya da bir kitap eleştirisinde bulunmaya yeltense, söyledikleri benim nazarımda hiçbir anlam ifade etmez.
Ancak...
Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji alanına yıllarını vermiş bir bilim insanı olması, bu alanda ülkenin yetiştirdiği en önemli isimler arasında yer alması ve hatta Sağlık Bakanlığının bir dönem yetkili aşı ve ilaç komisyonlarında görevlendirmesi benim için önemli bir referanstır.
Kısacası...
Prof Dr Gaye Usluer ve benzeri bilim insanları “Aşı olun. Bu salgını önlemenin tek yolu aşı olmak” diyorsa dinler ve gider aşımı olurum.
Sizi bilmem ama ben bilimi dinlerim...
Zaten ulu önder Mustafa Kemal Atatürk de bundan 100 yıl önce “Bir gün sözlerim bilim ile ters düşerse, beni değil  bilimi dinleyin” dememiş miydi?


.....


BİRAZDA GüLMEK LAZIM


Temel ambulans şoförü olarak çalışmaktadır.
Günlerden bir gün bir otobüs kazası olmuş ve Temeller ambulans çağrısı alırlar ve hemen olay yerine gitmek için harekete geçerler.
Kaza yerine gittikleri zaman gördükleri manzara çok kötüdür. Her tarafta yaralılar, ölüler…
Yakınmalar yeri göğü inletmektedir.
Lakin adamcağızın biri diğerlerinden fazla bağırmaktadır. Temel de adamın yanına gider ve bakarki adamın iki bacağı birden kırılmış.
Temel yaralıya basıyor fırçayı :
- Ula uşağum ayuptur bu senin yaptuğun. Şunun şurasında iki bacağun kırılmış sadece. Bak orada insanlar ölmüşler hiç ses çıkarıyorlar midur?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi