1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

AK parti Eskişehir'de başarısızlığın raporunu hazırlayacak ya...

AK Parti Eskişehir'de kötü bir referandum sonucu ile karşı karşıya kaldı.
MHP genel merkezi ile birlikte girdiği seçimde, Eskişehir'den 1 Kasım seçimlerindeki oyuna bile ulaşamadı.
Bunun üzerine, parti genelinde "seçim sonuçlarını değerlendirme" süreci başladı.
Bu süreç kapsamında seçim sonuçları masaya yatırılacak ve başarısızlığın nedenleri ortaya çıkartılarak bir rapor hazırlanacak.
AK Partide böyle bir rapor hazırlığı yapılacağı daha önceden açıklanmıştı.
Söz konusu hazırlanacağı söylenen rapor tamamlandı mı tamamlanmadı mı bilemiyoruz.
Eğer hazırlanmadıysa, söz konusu rapora dışarıdan bakan bir göz olarak katkımız olacağı düşüncesiyle bu yazıyı kaleme aldık.
Yazdıklarımız kesinlikle AK Parti içindeki bir takım yöneticilere ve partinin seçilmiş bazı aktörlerine değil.
Sözlerimiz Eskişehir'deki AK partinin tamamınadır.
Fakat, isteyen tek tek de üzerine alınabilir...
Bize göre:
-"Partinin başındaki adam nasıl olsa oyları topluyor" diye yan gelip yatarsan...
-"Nasıl olsa genel seçimleri rahat kazanıyoruz" diye kendine güvenirsen...
-Aday adaylarını temayül ve mülakatla kandırıp, alakası olmayan insanları listeye koyarsan...
-Parti seçim çalışmasını hacı pilavları, Cuma namazları ve yağmur dualarıyla sınırlandırıp, kendi kendine seçim çalışması yaptığını zannedersen...
-Partinin çilesini çekmeyen insanların, partinin sefasını sürmesine engel olmazsan...
-"Aday yeter ki bizim ekipten olsun, varsın seçim kaybedelim. Yeter ki o olmasın" diyenlerin dümen suyuna girmek durumunda kalırsan...
-Kendi ekibinden olmayan adayı proveke edenlerin karşısına dikilemezsen.
-Saygın insanları vitrine çıkarmak yerine, vitrine çıkarttığın insanları saygın hale getirmek gibi imkansız bir işe kalkarsan...
-Partiye hizmet etmiş insanların hatırını sormak, yumurta ağza geldiğinde alka gelirse...
-Seninle aynı düşüncede olmayan partiliyi düşman bellersen...
-Gıcık olduğunu paralel ilan ederek ekarte etme çabası içinde olursan...
-5 yılda bir gelen seçimleri birilerinden intikam almak için proveke etmeye kalkarsan...
-Vatandaşın derdini randevu ile çözme yolunu seçersen...
-Öneri ve tavsiyede bulunanları "çok biliyor" diye ittirip kaktırırsan...
-"Ben bildiğimi yaparım gidecek başka yerleri mi var?" psikolojisi içinde olursan...
-Hükümete yakın STK yöneticilerinin, partinin yöneticilerinden daha etkin ve sözü geçer hale gelmesine müsaade edersen.
-Eğitimli gençlerin olduğu bölgelerde eğitimsiz ve yaşlı partililerle seçim çalışması yapmaya kalkarsan...
-Partiden nemalanmış, iş güç ve para sahibi olmuş ne kadar insan varsa, o insanların seçim zamanı ortadan kaybolmasına ses çıkartmazsan...
-Bürokrata söz geçiremezsen...
-Dava arkadaşlığı olgusunu bir türlü yaratamazsan...
-Amacı bir yerlerden bir şeyler tırtıklamak olanları partiden ayıklayamazsan.
Kısacası...
Siyaseti dava yerine kişi endeksli yapmaya kalkarsan...
Bu şehirde ve hiçbir şehirde başarı bulamazsın...
Yukarıda saydıklarımız devam ettiği müddetçe, geçmişteki başarıları da arar hale gelirsin...

.....
Belediye ve Emniyet bu
duruma son vermezse yayalar cezayı kendileri kesecek...
Eskişehir'in en kalabalık ve en güzel yürüyüş alanı İki Eylül ve Doktorlar Caddeleridir.
Her iki caddenin özelliği, araç trafiğine kapalı olmasıdır.
Her iki caddede de insanlar sadece Tramvayın geçtiği güzergâhın sarı çizgilerine dikkat etmek durumundadır.
Bunun dışında yayalar çin herhangi bir tehlike yoktur.
Olmamalıdır.
Zira...
Adı üzerinde, söz konusu iki cadde motorlu araç trafiğine kapalı caddelerdir.
Ama-Fakat-Lakin...
Bu iki cadde üzerinde yürüyen vatandaşlar, bu iki caddenin araç trafiğine kapalı olmasının verdiği rahatlığı yaşayamadan, sürekli korkarak, irkilerek ve tedirgin olarak yürümek zorundadır.

Çünkü...
Her iki caddede üzerinde yürürken, etrafınızdan hızla geçen bisiklet ve motosikletler size hiçbir zaman endişesiz bir yürüme ortamı sağlamaz.
"Nasıl olsa trafiğe kapalı bir alan" diye düşündüğünüz anda yanınızdan hem çıkarttığı yüksek ses hem de hızıyla bir motosiklet sıyırıp geçebilir.
Tam "Burası sadece yayaların yürüyüş yolu" dediğiniz an karşıdan gelen bir bisikletlinin size çarpmasıyla karşı karşıya kalabilirsiniz.
Sonuç olarak...
Sözünü ettiğimiz iki cadde "yayalar için ayrılmış" iki cadde olmaktan çok, bisiklet ve motosikletlerin yayalar için büyük bir tehdit oluşturduğu iki caddeden ibarettir.

O yüzden...
Bu iki cadde üzerinde bisiklet ve motosiklet sürücüleriyle yayaların bir meydan savaşı yakındır.
Belediye ve Emniyet görevlileri bu duruma son vermediği müddetçe, yayaların yürürken kendilerine tehdit oluşturduğu motosiklet ve bisiklet sürücülerine kendince ceza vermesi ve bunun sonucu oluşacak hoş olmayan olaylar kimseyi şaşırtmamalıdır.

.....
Eskişehirspor adeta play-off'a kalmak için uğraştı sanki...
Eskişehirspor'un mücadele ettiği ligde şampiyon olmasının önünde hiçbir engel yoktu.
Tamam, para da yoktu ama bir şekilde süper ligde top oynayabilecek futbolculardan kurulu bir kadrosu vardı.
Kaliteli futbolcu kadrosuyla sahada iyi de organize olabilecek bir kadroya sahipti.
Hiçbir zaman şampiyonluk hedefinden geri kalmadı.
Ama ne olduysa oldu.
Pisipisine alınan yenilgi ve beraberlikler.
Sahadan çekilerek yapılan acemilikler.
Ayağa kadar gelmiş fırsatların kaçırılması.
Önde götürülen maçlardan puan kaybı ile ayrılınması.
Ve buna benzer bir takım olaylar nedeniyle Eskişehirspor liginde ilk iki olma ve bir üst lige çıkma şansını tamamen kaybetti.
Umutlarını play-off'a taşıdı.
Eskişehirspor adeta zor olanı yaptı.
İlk ikiye girip süper lige çıkması daha kolaydı ama play-off'a kalmak için adeta uğraştı.
Şu anda süper ligin yeni takımıydık.
Şehirde bir bayram havası vardı.
Şimdi ise kara kara düşünüyoruz.
"Play-off'da saçma sapan bir takım gelip, bir gol atıp, bizi süper ligden ve sevincimizden eder mi" Diye kabuslar görüyoruz.
He diyelim?
Umarız kâbuslarımız gerçek olmaz.
Eskişehirspor kolay olanı yapamadı ama umarız zor olanı başarır...

.....
Biraz da gülmek lazım
Bir adam ve bir kadın evlenmişler.2 ay sonra kadın hamile kalmış. Adamında bu sırada 9 aylığına başka bir ülkeye göreve gitmesi gerekmiş.9 ay geçmiş ve adam evine geri dönmüş. Ancak bir bakmış ki çocuğu zenci.
Eşine sormuş çocuğumuz sen beyaz ben beyaz bu çocuk niye zenci diye .Kadında demiş ki sen yokken benim sütüm kesildi süt anne olarak zenci biri bulduk onun sütünü içerek zenci oldu
.Adamın aklına kadının söyledikleri çok yatmamış
Gidip olanları bir bir annesine anlatmış. "Anne böyle bir şey olabiliri mi?"diye
Adamın annesi :
"olur oğlum niye olmasın sen bebekken benim sütüm kesildi. Seni inek sütüyle besledik bak şimdi boynuzların bile çıkıyor"

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi