1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

AK parti umursamıyor, CHP eleştireni eleştiriyor!

Eleştiri her parti için kıymetlidir aslında…
Yanlıştan dönebilmek, hatayı telafi edebilmek açısından bulunmaz bir uyarıdır.
Ancak…
Son yıllarda partiler yapılan eleştirilere enteresan tepkiler vermeye başladı.
örneğin;
İktidar partisi yapılan eleştirileri umursamaz oldu.
CHP ise, yapılan eleştirilere reaksiyon ve tepki gösterir bir hale geldi.
Bunu nereden mi çıkartıyoruz;
çoğunlukla eleştirdiğimiz iktidar partisi bu eleştirilere artık tamamen kulak tıkıyor…
Yanlış, gereksiz ve hatalı ne kadar uygulama varsa dile getirdiğimiz, tınlamıyor bile…
CHP cephesinde ise yaptığımız eleştirilere karşı daha başka bir tavır var.
Her ne eleştiri yaparsak yapalım CHP tarafından, “Siz iktidarı eleştireceğinize gelmiş muhalefeti eleştiriyorsunuz” reaksiyonu verilmeye başlandı.
Bu iyi bir şey değil elbette.
Yukarıda da söyledik…
Eleştiri aslında özellikle de partiler açısından bulunmaz bir nimet…
Fakat…
Yine yukarıda söylediğimiz üzere, biri eleştirileri umursamaz, diğeri ise eleştireni eleştirir hale geldi şu son süreçte…
***

Takip edenler bilir…
İktidarın gerek ülke genelinde gerekse Eskişehir’de yaptığı yanlış, eksik, gereksiz uygulamalarını hemen her gün köşemizde eleştiriyoruz.
Zaman zaman da benzeri eleştirileri CHP için yapıyoruz.
Zira…
Bir ülkede 18 yıldır iktidar değişmiyorsa, bunda muhalefetin, yani CHP’nin beceriksizliğinin büyük payı olduğuna inanıyoruz…
öte yandan…
Türkiye’de her zaman sağ’ın alternatifinin sağ olmasının suçunun da CHP’nin yürüttüğü politikalardan kaynaklandığını düşünüyoruz…
öyle ya;
9 seçim geçirmiş bir genel başkanın, her seçimde partinin oylarını 1 puan arttırması halinde, şu an CHP’nin yüzde 34-35 oyu olması gerekmiyor mu?
Oysaki yapılan 9 seçime rağmen CHP’nin oy oranının yerinden kıpırdadığı yok.
Böyle bir karnenin başarılı olduğunu kim söyleyebilir ki;
Ama söyleniyor işte!
-“Başarılıyız” diyorlar…
Olmadı; “Sen CHP’yi bırak da iktidarın yaptıklarına bak” diyorlar…

Hatta…
-“Dünyanın hiçbir yerinde iktidar dururken muhalefet eleştirilmez” falan bile diyenler çıkıyor CHP içinden…
Hiçbiri yapılan eleştirilere “yapıcı eleştiri” gözüyle bakmıyor…
İktidarı destekleme amacıyla CHP’nin eleştirildiğini düşünüyor…
İşte bu yüzden pek çoğu yapılan eleştirilere kızıp “Bırakın CHP’yi siz iktidara bakın diyor”
Hâlbuki iktidarın, CHP bu halde olduğu için iktidarda kaldığını bir türlü idrak edemiyor!


.....


Bu vatan kolay kazanılmadı ki…


Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarının çizildiği Büyük Taarruz emrinin verildiği 30 Ağustos’ta birçok ibretlik olay yaşandı.
Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından olan, Kurtuluş Savaşı’nı zafere götüren ve bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarının çizildiği Büyük Taarruz emrinin verildiği 30 Ağustos, bir çok kahramanlık öykülerinin de yaşandığı tarih olarak kayıtlara geçti.
Atatürk’ün komutanlığındaki savaş sonrasındaki zaferin nasıl kazanıldığını gösteren ibret verici bir çok olay bulunuyor. İşte onlardan biri:
Kurtuluş Savaşı’nın son darbesi olan Büyük Taarruz’un nasıl kazanıldığını gösteren, en duygulu olaylardan biri Miralay Reşat Bey’in Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya verdiği sözü yerine getiremediği için intihar etmesi.
Kocatepe’den verilen emirle Büyük Taarruzu başlatan Türk askerleri, taarruzun ilk ve ikinci gününde tüm tepeleri ele geçirmeye başladı.
çiğiltepelerinde bulunan Yunan askerlerine karşı direnen 57. Tümen Komutanı Miralay Reşat Bey ile Mustafa Kemal Paşa arasında şu telefon konuşması geçer:
“- Niçin hedefinizi alamadınız?
– “Yarım saat sonra bu hedefi alacağım paşam.” Geçen yarım saat süre içinde çiğiltepe’yi düşman askerinden alamayan Miralay Reşat Bey, “Verdiğim sözü yerine getiremediğim için yaşayamam” diyerek beylik tabancasıyla intihar etti.
Gazi Mustafa Kemal Paşa çiğiltepe sırtlarında çarpışan 57. Tümen Komutanlığı’nı tekrar telefonla aradığında Miralay Reşat Bey’in intihar ettiğini öğrenir ve kendisine vedanamesi okunur.
“Yarım saat zarfında o mevkiyi almaya size söz verdiğim halde, sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam” ifadelerinin yer aldığı Miralay Reşat Bey’in vedanamesinin ardından geçen 15 dakika sonra çiğiltepe düşman askerlerinden kurtarılır.
Bu vatan kolay kazanılmadı.
Ruhları şad olsun…


.....


Ya üreten abartıyor ya da tüketen farkında değil...


Sanayi ve Tarım…
üretim yapan iki büyük sektör…
Her iki sektörde de işler iyi değil…
Her iki sektör de büyük sıkıntılar yaşıyor.
İhracat yapmayan sanayici, maliyetlerini karşılayamadığı gibi ürettiği malını satamıyor, küçülüyor, işçi çıkartıyor.
***
çiftçinin durumu daha da feci…
Giderleri, gelirleri karşılamıyor, malı para etmiyor.
Kredi borçları gırtlağa dayanmış vaziyette.
Tarlalar, hayvanlar peşisıra  satışa çıkartılıyor.
***
Diğer tarafta, yani tüketen tarafa baktığınızda tam tersi bir manzara var…
Tatil beldelerinde iğne atsan yere düşmüyor, otellerde boş oda bulunmuyor, mekanlar dolu. Alışveriş çılgınlığı devam ediyor.
Biraz kıssalar da, eskiden olduğu gibi harcamasalar da tüketenler öyle ya da böyle para harcıyor.
***
Dışarıdan manzaraya baktığınızda bu tabloyu görüp ekonomik krizden bahsetmek mümkün değil.
Bu iki farklı durumu analiz ettiğinizde ortaya şu sonuç çıkıyor:
Kriz, üretimin yapıldığı yerlerde var.
Aynı kriz tüketimin yapıldığı noktaya henüz gelmemiş.
üretim yapan “Bittik” diyor, tüketim yapanın umurunda bile değil…
İşte en beteri de böyle bir durumun yaşanıyor olması…
Zira süreç muhtemelen, üretim yapanın tamamen batması, tüketim yapanın da artık yapamaz, yani tüketemez hale gelmesiyle son bulacak.
***

İşte o zaman, üretmeden tüketme aşamasının da beteri olan hem üretmeyip, hem de tüketemeyen bir aşamaya geçmiş olacağız…
Ve işte o aşamadan sonra ne yapsak faydası olmayacak…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi