1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Alpu da şaştı kaldı bu işe!

Alpu: şehir merkezine en yakın ilçelerimizden biri.
Birkaç yıl öncesine kadar şehrin yanı başında ama ismi dahi anılmayan bir ilçeydi.
Kendi halinde tarım ve hayvancılıkla geçinen bir ilçe.
önce Raylı Sistemler Test Merkezi(URAYSİM) ile geldi gündeme.
Projenin başlamasıyla sürekli gözönünde durmaya başladı.
Ardından Kömürlü Termik Santral kaualması kararı getirdi Alpu'yu gündeme.
Şehirde resmen fırtına koptu.
Ardından...
Eskişehir'e gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alpu'daki tarım arazilerini tescillediklerini, Alpu'nun tarım ilçesi haline getirileceğini söyledi.
Son olarak önceki gün Sanayi Odası Başkanı Alpu İlçesine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulmasını planladıklarını açıkladı.
Yukarıda da söyledik...
Birkaç yıl öncesine kadar ismi dahil hatırlanmayan bir ilçeydi Alpu...
URAYSİM, Termik Santral, Tescilli Tarım Alanı, İhtisas Organize Sanayi Bölgesi derken, birkaç yıl içinde yapımına başlanan ya da yapılması planlanan proje kalmadı.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bu işe Alpulular da şaştı kaldı.
Nasıl şaşmasın ki?
Birinci sınıf tarım arazisi üzerinde hem Demiryolu Test Merkezi, hem Kömürlü Termik Santrali, hem de İhtisas Organize Sanayi bölgesi olacak kaç ilçe vardır ki?
Ortada bir yere de Altın Madeni Ruhsatı falan verilse de, eksikliği hissedilmese bari...


.....


Rakamlar iyi
olmasına iyi de…


-“Ekonomide durum kötü” diyenler çoğunlukta…
Bunun karşılığında…
-“Rakamlar hiç de öyle demiyor. İyi durumdayız” diyen de bir hükümet tarafı var…
Bir taraf “yandık. Bittik. Yaprak kımıldamıyor. İflas eden edene” diye feryat ediyor, diğer taraf, yani hükümet cephesinden ise “sıkıntı küresel. ülkemiz yine bunu en az hisseden taraf. İleride daha da iyi olacağız” söylemi sürekli tekrarlanıyor.
Ticaret hayatı içinde olanlar “Böyle bir dönem hiç yaşamadık. Hiçbir zaman ekonomi bu kadar kötü olmamıştı” diye tarif ediyor yaşananları…

***

Diğer taraf ise “Ekonomi denildiği kadar kötü olsa, ortaya böyle güçlü rakamlar çıkar mıydı?. Bakın rakamlara? Yaşanan sıkıntının hiç de onların söylediği boyutta olmadığını açıkça gösteriyor” diyor ısrarla…
Kısacası…
Ekonominin kötü olduğunu söyleyen taraf “Bizzat yaşıyorum arkadaş” derken, diğer taraf “Rakamlar iyi olduğumuzu gösteriyor” da diretiyor…
Ekonomide bizzat yaşananlar ile ekonomide ortaya sürülen rakamlar adeta çarpışıyor anlayacağınız…
***

Ekonomide yaşadığımız bu karmaşık durum bir fıkrayı getirdi aklımıza…
İki tane bankacı parkta yürüyorlarmış. Birisi yaşlı bir kurt, diğeri ise yeni bankacıymış. Yaşlı bankacı yürürken ekonominin sırlarını öğretmek için genç olana nasihat veriyormuş.
Yaşlı Bankacı:
Bak evlat ekonomide önüne hangi fırsat çıkarsa çıksın bunu değerlendirmen gerekir. Mesela önümüzde bir hayvan dışkısı var. Sana 1 milyar versem onu yer misin der.
Genç Bankacı
Gerçekten mi efendim. Tamam neden olmasın der.
Ve gerçekten de dediğini yapar. Sonra tekrar yürümeye devam ederler. Karşılarına bir tane daha çıkar.
Yaşlı Bankacı
Bak şimdi evlat misal bana da 1 milyar versen bende bunu yerim.
Genç Bankacı
Tamam o zaman efendim yediğiniz taktirde bende size 1 milyar vereceğim der.
Gerçekten de yaşlı olanda dediğini yapar ve genç olan 1 milyarı kendine uzatır. Daha sonra yürümeye devam ederler.
Genç Bankacı
Sizden 1 milyar aldım ben yedim. Sizde benden verdiğiniz parayı aldınız sizde yediniz. Peki söylemesi ayıp ikimizde karlı çıkmadık, biz bu b..u niye yedik der.
Yaşlı Bankacı
öyle deme evlat. 2 milyarlık işlem hacmi yarattık.
Fıkra adeta yukarıda anlatmaya çalıştığımız ekonomik karmaşayı anlatıyor…
Rakam iyi iyi olmasına da yenilen şey pek iyi değil sanki!


.....


Biran önce ekipler oluşturulmalı, İşyerleri kolon-kiriş kontrolünden geçirilmeli...


Her depremi yaşadığımızda.,,
Her depremde koca koca binalar yıkıldığında...
Her yıkılan ve onlarca kişinin yaşamına mal olan binaların neden yıkıldıkları araştırıldığında...
Göçen binaların, atındaki işyeri kolon ve kirişlerinin kesilmesi nedeniyle yıkıldığı gerçeği çıkıyor ortaya.
20 yıl önceki depremde de vardı  kolon ve kiriş kesildiği için yıkılan binalar, en son İzmir depremimde de...
Bir türlü ders alınmadığına bakılırsa, bundan sonra yaşanacak olan depremlerde de muhtemelen yıkılan binalar olacak ve bu binalar muhtemelen, altında bulanan işyeri kolon ve kirişleri kesildiği için yıkılacak.
99 depreminde, Eskişehir'de de yaşadık benzeri durumu.
Altındaki işyeri kolonları kesildiği için 8 katlı apartman göçmüş ve onlarca kişiye mezar olmuş, Eskişehir'i de yasa boğmuştu.
***

Büyük ihtimalle, diğer şehirlerde olduğu gibi  Eskişehir'de de, altındaki işyerlerinin kolon ve kirişleri kesilmiş binalar mevcut.
Yine büyük ihtimalle, bu binaların altında bulunan işyerlerindeki kolon ve kirişlerin kesildiğini ne üzerinde oturan apartman sakinleri ne de belediyeler biliyor.
Ve muhtemelen ilk depremde bu binalar yıkılacak ve yıkım nedeni araştırıldığında aynı korkunç gerçek çıkacak ortaya...
***

Bu nedenle, daha da geç kalınmadan ve yarın deprem olacakmış gibi düşünüp,  Eskişehir'deki tüm yüksek katlı yapıların altında bulunan işyerinin kontrolden geçirilmesi, kesilmiş kolon ve kirişlerinin olup olmadığının tespit edilmesi varsa da o binalarla ilgili tedbirlerin alınması gerekiyor.
Bu konuda belediyeler ve  çevre müdürlüğü başta olmak üzere, İnşaat ve Mimarlar odası ile bağlantılı diğer mesleki odalar geniş çaplı bir kontrol ekipleri mi oluşturur bilemiyoruz ama bunun biran önce yapılmasının son derece önemli olduğunu biliyoruz.
Dahası...
Yapılacak bu kontrollerin olabilecek bir çok felaketi de engelleyeceğini pisi pisine ölümlerin önüne geçeceğini düşünüyoruz.
Umarız biran önce yapılır bu dediğimiz.
Böylelikle...
Onlarca yaşam kesilen bir kolon ve kirişin kurbanı olmaktan kurtarılır...


.....


BİRAZDA GüLMEK LAZIM


    Orta yaşlı bir çift, ergenlik çağındaki oğullarının ilerde ne olacağını anlamak için ona bir test yapmaya karar vermişler...
    Babası masanın üstüne 20.000.000 TL, dini bir kitap ve bir sise viski koymuş, sonra karısına demiş ki:
-"Bak hanım, şimdi biz oturma odasına saklanıp bizim oğlanın eve gelmesini bekleyeceğiz. Gelince masada bunları görecek. Eğer 20 milyonu alırsa anla ki bizim oğlan işadamı olacak. Dini kitabı alırsa din adamı olacak. Viski şişesini alırsa da şansımıza küselim, çünkü bu demek ki oğlumuz tembel tenekenin biri olacak....
Ve onlar gider gitmez evin oğlu gelmiş. Annesiyle babası kapı aralığından izlerken, delikanlı masadakileri görmüş... önce 20 milyonu almış cebine atmış. Sonra dini kitabın sayfalarını söyle bir karıştırmış ve onu da almış... Derken viski şişesini açmış birkaç yudum almış, "ooo nefis" diye onu da koltuğunun altına sıkıştırmış, cıkmış gitmiş... Hemen ardından annesiyle babası odaya dalmışlar.Baba çok endişeli:
-"Vah vaaaaah...Durum sandığımızdan da kötü"
-"Niye öyle diyorsun bey?"
-"Bu çocuk kesin politikacı olacak!"

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi