Psikolog Yağmur Gökşen Bulut

Psikolog Yağmur Gökşen Bulut

ARDIÇ KUŞU


Bu sefer bir bilmece ile başlayalım.
Yaprakları var iğnecikli,
Kozalakları var kahverengi,
Ağaç desem tam değil,
Çama benzer ama çam değil.
Nedir bu?
Ardıç ağacıııııı.
Ardıç ağacı ve ardıç kuşu…
Aynı isme sahip bir ağaç, bir kuş…
İsimlerinin aynı olması “sadece bir tesadüftür” diye düşünenler, yanılıyorsunuz. Aralarında çok acayip bir bağ var.
Bir gün bir ardıç ağacı dikmek isterseniz bunun pek mümkün olmadığını söyleyerek anlatacaklarıma başlamak isterim. Ardıç ağacının tohumu yoktur. Bir meyvesi vardı üzüm gibi ama bu meyveden de filizlenmez.
Peki, nasıl olur?
Bir ardıç kuşu bu meyveyi yutup sindirmez ve dışkı olarak atmazsa o tohum filizlenmez. İşte bu yüzden onu bir ardıç ağacı dikmek isterseniz, bir de ardıç kuşu yakalamalısınız.
Yabani bir ağaç olan ardıç ağacını tohumdan filizlendirmek ya da çelikleme ile üretmek çok ama çok zor… Tohumlarını döken ardıç ağacı, yöresel adıyla “cırık” veya “culluk” olarak da bilinen ardıç kuşlarının gelmesini bekliyor sabırla. Ardıç kuşu gelip bu tohumları yediğinde, sadece o kuşun midesindeki hidroklorik asit sayesinde açılıyor tohum kabukları. Sindirimin son aşamasında, dışkılama gerçekleştiğinde toprağa karışan tohumlar, ancak o zaman çimleniyor, çoğalıyor.
Ama en yaşlı ardıç ağacı Konya, Taşkent, Alata (Balcılar)’da ömrünü sürdürüyor. Kaç yaşında olduğuna inanamayacaksınız! Tam tamına 2300 yaşında! Türkiye’nin en yaşlı, dünyanın ise ikinci en yaşlı ağacı unvanına sahip.
“Pekiiiii, bunların psikoloji ile ilgisi ne?”  Dediğinizi duyar gibiyim. İnsanlar da ardıç ağacı ve ardıç kuşu gibi değil midir? Birbirine daima ihtiyaç duyar. Hasta olduğumuzda, evimizde su bittiğinde, bir eksiğimiz olduğunda, konuşmaya ihtiyaç duyduğumuzda… Aslında hayatımızın genelinde başka insanlara da ihtiyaç duyarız. Mesela mutlu olmak için, gülümsemek için ihtiyaç duyarız. Bu sabah işe giderken yaşadım benzer bir durumu. Yaşlı bir teyze bana iyi günler kızım dedi ve bir sebebe bağlamadan, onay beklemeden, cevap bile beklemeden yaptı bunu. Sonrasında ise benim günüm daha pozitif devam etti. Bende gelen danışanlarıma, ailelerine ya da apartmanda gördüğüm diğer kişilere selam verdim ya da gülümsedim. Tıpkı bir döngü gibi yani. Birisi yaptı ve devamı geldi.
Ardıç kuşu fizyolojik olarak karnını doyurmak için bu meyveyi yiyor ve karnını doyuruyor. Bizler ise aynı döngüye ruhumuzu doyurmak için muhtaç değil miyiz? Sabah bir insanın bana gülümsemesini bir tohuma benzetirsek gün boyunca benim karşılaşacağım bütün insanlar bu tohumun meyvesi ile toprağa düşecekler ve bu döngü içerisinde hepimiz yaşadığımız olumsuzlukları daha rahat bir kenara bırakacağız.
Mutluluk kişiye özgü bir ruh hali olarak görülse de bireysel iyi oluş hali içinde yaşadığımız toplumsal çevreden tamamen bağımsız değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Psikolog Yağmur Gökşen Bulut Arşivi