1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bakalım bunlara da birer müjde gelecek mi?

 


 


 


-Türk parası eridiği için asgari ücret ile geçinemeyenler ve asgari ücretin artmasını isteyenler var.


-Hastane bilgisayar yönetim sistemleri biriminde çalışan binlerce insanın beklediği düzenleme var.


-Süresiz nafaka yasasının kalkmasını isteyen binlerce insan var.


-Aldığı maaşı aldığı gibi bitiren ve ayın ortasını bile getiremeyen ve maaşlarının artmasını bekleyen emekliler var.


Emeklilikte yaşa takılan ve düzenleme bekleyen binlerce insan var.


-Düzenlemenin yapılmasını bekleyen üniversiteli işçiler var örneğin.


-Af bekleyen mahkumlar var.


-Belediyelerde çalışan ve 4-D kadrosu bekleyen yaklaşık 400 bin taşeron işçi var.


-4 Bine yakın kadro bekleyen Pikdes öğretmenleri var.


-Kamu kurumlarında kadro bekleyen sözleşmeli memurlar var,


-Faizsiz borç yapılandırması bekleyen binlerce esnaf var.


-Kamuda işe almada 35 yaş sınırının kaldırılmasını bekleyen binlerce insan var.


-Belediye’de çalışan ve kadro verilmeyen sözleşmeli memurlar var


-KHK’dan mağdur olmuş yine binlerce insan var…


-Yürürlükten kaldırılan yıpranma paylarının yeniden düzenlemeyle getirilmesini bekleyen binlerce Denizci var.


-Kadro ve özlük haklarının verilmesini bekleyen binlerce uzman çavuşlar var.


-Söz verilmesine rağmen bir türlü verilmeyen 3600 ek göstergeyi hala bekleyen binlerce çalışan var.


-Atama bekleyen binlerce öğretmen var.


-İş arayan binlerce genç var.


Gırtlağına kadar borca batmış, borçlarının ertelenmesini isteyen binlerce çiftçi var.x


Sonuç olarak…


Toplumun her kesiminin hükümetten ciddi beklentileri var.


Karadeniz’de doğalgaz bulunmasına ilişkin sevinç hazmedildiyse, sıranın yavaş yavaş yukarıda sıraladığımız konulara gelmesi lazım…


Yukarıda saydığımız sıkıntıların giderilmesi için de birer müjde gelirse ne ala…


Gelmezse…


Yukarıda saydığımız kesimler artık doğalgaz müjdesi ile idare edecekler artık!


Yapacak bir şey yok!


 


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Siz neyinize güveniyorsunuz ki?




Usain Bolt Jameikalı dünyaca ünlü atlet.
100 metreyi 9 saniye 58 salisede koşabilen rekorun sahibi.
Geçenlerde katıldığı bir partide sosyal mesafe kuralı ihlal edilince virüsü kapmış.
Testleri pozitif çıkmış.
Kendini karantinaya almış, tedavisine başlanmış.



XXX





Nihat Hatipoğlu'nu tanımayan yoktur.
Akademisyen ve aynı zamanda da İlahiyatçı…
Televizyon kanalında da dini programlar yapan, yaptığı programlar da ilgi ile izlenen bir isim.
Korona virüsü onu da bulmuş.
Evinde hem tedavi hem de karantina altında.

XXX
Sonuç olarak...
Biri dünyanın en hızlı koşan insanı Usain Bolt...
Buna rağmen korona virüsten kaçamamış!
Diğeri ise;
En fazla dua eden isimlerden biri Nihat Hatipoğlu.
O da kaçamamış korona virüsten.
İşin esprisi bir yana, bu işin şakası yok.
Hala "Bana bir şey olmaz" diyorsanız yanılıyorsunuz.
En hızlı koşan ile en çok dua eden bile yakalanıyorsa, siz neyinize güveniyorsunuz?





,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Erman Gölet kaza geçirmiş…


 


Eskişehir siyasetinin en şanssız isimlerinden biri Erman Gölet…


Birkaç kez belediye başkanlığı kapısından döndü.


Parti içi çekişmeler nedeniyle milletvekili seçilecek sıralara yazılmadı.


Siyasette talihsizlik bir türlü yakasını bırakmadı.


Erman Gölet geçtiğimiz günlerde, bu kez siyaset dışı bir talihsizlik yaşamış.


Merdiven basamaklarından kayıp düşünce, kolunu kırmış.


Dün aradık telefonla “Geçmiş olsun” demek için…


-“Şu siyasette şeytanın bacağını kırmanı beklerken, sen gittin kendi kolunu mu kırdın?” diye espri yaptığımızda cevabı anında yapıştırdı;


-“Ne yapayım kardeşim görüyorsun işte! Bütün şeytanlar benimle uğraşıyor!”


Şaka tabi ki bir yana, merdiven basamaklarından kayıp düşünce kolu vücudunun altında kalmış ve kırılmış.


Hastanede kolunun kırılan yeri birkaç platin vida takılmak suretiyle tedavi edilmiş…


Erman Gölet’e geçmiş olsun dileğimizi bir kez daha yineliyoruz…


 


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Normal hayata dönebilecek miyiz?


 


Hemen herkes, sağlıklı bir şekilde salgının sona ereceği ve normal yaşamın başlayacağı günlerin gelmesini bekliyor.
Salgından önceki hayatı yeniden yaşayacağının özlemini çekiyor içten içe...
Peki... Bu nasıl olacak?
Aslında soru şu:
-Şimdi...2 ay sonra deseler ki "Virüs bitti. Normal hayatımıza dönüyoruz." Sinemaya, konsere falan gider misiniz?


İki görüş öne çıkıyor...


Birinci görüş sahipleri: "Onaylanmış bir aşı yaygın olarak yapılıncaya dek asla gitmem" düşüncesi etrafında birleşiyor.


İkinci görüş, birincinin tam tersi niteliğinde odaklanıyor...
Şöyle ki;  : Tehlikenin eninde sonunda sona ereceğini ve hayatın ister istemez normale döneceğini tahmin ediyor,


Sonuç olarak ortada:
Yaşadığımız, endişe ve korku yaratan ciddi bir salgın var.
Bir yandan da, tehlikenin ortadan tamamen kalkmasıyla başlayacak normal yaşamın beklentisi ve  hasreti.


Merak edilen konu ise;


Salgın tehlikesi geçtikten sonra o hasreti çekilen normal yaşama, her şeyi unutup, hiçbir şey olmamış gibi geçebilecek miyiz?
Yoksa...
Salgın sürecinin ruh hali alışkanlığıyla, tehlike söz konusu olmasa bile, o sürecin psikolojisini sürdürüp, normal yaşamı bir süre daha  ıskalayacak mıyız?


Galiba bunu zaman gösterecek…


 


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


BİRAZ DA GüLMEK LAZIM

Genç rahibelerden biri koşarak gelir ve baş rahibenin önünde diz çökerek;
- "Değerli hemşire, sormayın başıma neler geldi ..."
- "Neler geldi kızım ???"
- "Arka bahçede çiçek topluyordum, nerden geldi bahçıvanın oğlu ortaya çıktı ve maalesef bana,,,,,"
- "Tecavüz mü etti?"
- "Evet..."
- "Hımmmm, peki kızım sen şimdi git, mutfaktan bir limon al, kes ve suyunu iç.."
- "Aaa, limon hamileliği önler mi ???"
- "Hamileliği önlemez de, en azından sırıtmanı engeller..."


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi